Psikoterapi sadece konuşup içini dökmek değildir. Doğru zamanda doğru müdahaleyle yapılan bir terapi süreci beynin işleyişini değiştirebilir ve hayatı kendimizi çevremizdeki insanları algılayış biçimimizi değiştirir. Nörobilim bize terapi sırasında yaşanan farkındalıkların, yeni düşünce kalıplarını ve duygusal düzenleme becerisini kazandırdığı gibi beynin yeniden yapılanmasına katkı sağlıyor. Son birkaç yılda yapılan çalışmalar ve beyin görüntüleme yöntemleri bize şunları gösteriyor; psikoterapinin nöral düzeyde değişim yaratan bir müdahale olduğunu, beyinde kalıcı değişikliklere ve böylece davranış değişikliklerini sağladığını gösteriyor. Örneğin bilişsel davranışçı terapi yani BDT hem duyguları yöneten limbik sistem hem de düşünme ve karar verme süreçlerini ayrıca davranışları etkileyen beynin ön tarafı prefrontal korteks arasında dengeleyici etkiler yaratıyor bu da nöral anlamda iyileşmeye katkı sağlıyor. Davranışarımızla ve duygularımızla olan bağlantıyı sağlıklı kurmayı öğrenmek bizi daha farkındalıklı bireyler haline getiriyor. Bireyler terapi süreçleri ilerledikçe olaylara farklı açılardan ve algılardan bakmayı öğreniyor ve stres karşısındaki beyin tepkileri değişiyor zihnimizi daha esnek düşünebilme kapasitesi artıyor ve tekrarlayan olumsuz sürekli gelen düşünce kalıpları azalıyor. Başka bir örnek olarak şema terapide bireyin çocukluktan getirdiği davranış kalıplarını ve düşünce kalıplarını terapide konuşmak ve bunları değiştirmekle süreç içinde hayata olan bakış açısı ve ilişkileri değişiyor. Bireyin tehdit algısı ile ilişkili bölgeleri değiştikçe kaygı da azalarak yerini daha sağlıklı düşünce kalıplarına bırakıyor. Bu psikoterapinin en önemli yararlarından biridir. Yani terapi sadece rahatlamak değil beynin düşünce ve duygularla olan bağlantılarını yeniden kurmak daha sağlıklı bir zihin işleyişi oluşrurmayı hedefliyor. Doğru terapi süreci beyni iyileştirir.