Şemalar bizim anne babamızla veya bize bakım veren kişilerle çocukken yaşadığımız birtakım olumsuz deneyimler sonucu inançlar ve kalıplaşmış düşünceler dolayısıyla kurallardır. Gözünüze bir gözlük olduğunu düşünün ve camları sarı olsun, etrafınızda olan bitenlere, kendinizi, yakınlarınızı hep bu gözlüğün arkasından görüyorsunuz. Yani her şeyi olduğu haliyle değil bu gözlüğün renginde görüyorsunuz. Şemalar da böyle aslında biz eğer bir şemaya sahipsek, tüm olan bitenleri bu şemaların gerçekliğinde değerlendiriyoruz.
Örneğin duygularını vermekte kısıtlı soğuk bir aile ortamında büyümüş çocuğun, hiç şefkat görmediğini, neye ihtiyacı var nasıl hissediyor hiç sorulmamış bir çocuğun büyürken şöyle bir inancı gelişebilir; benim ihtiyaçlarım, benim duygularım önemli değildir, kimse bana sevgi ve sıcaklık göstermeyecek. Bu aslında bir duygusal yoksunluk şemasıdır. Bu çocuk daha sonra bir yetişkin haline geldiğinde çevresindeki kişilerle bu inançlarla birlikte etkileşime girebilir. Duygusal yoksunluk 18 şema sadece bir tanesi çocukken hangi ihtiyaçlarımız eksik kaldıysa ya da yeterince karşılanmadıysa buna göre şemalarımız ayrışmaya başlıyor.
Şemalar değişime dirençlidir. Biz şemaları oluştururken bu algıları ve kuralları çocukluğumuzdan beri hayatınızda, zihnimizde taşıyoruz. Yaşadığımız her şeyi bu kurallar çerçevesinde değerlendiriyoruz. Dolayısıyla biz şemalarımıza karşı bir bilgi ile bile karşılaşsak bu bilgileri kendi alımımıza göre değerlendiriyoruz ve bunu otomatik yapıyoruz. Örneğin duygusal yoksunluk şeması olan bir kişi kendini çok iyi gösteren, kendi duygularını merak eden, onu dinleyen bir partnerle bile karşılaşsa o partnerle ilgili bir bahane bulabilir.
Şema terapi’de bizler kişilerin şemalarını tespit ettikten sonra bu şemalarla çalışıp farkındalık yaratarak bireylerin kendilerini şemalarla değerlendirmesine engel olmaya çalışıyoruz şemaları konusunda farkındalık yaratmak ve bazı şeylerin şemalarımızdan kaynaklı olduğunu bilmek hayat kalitemizin ve ilişkilerdeki bağlılığımızın artmasını sağlar.
Şema terapi’de kişinin uyumunu bozan, ilişkilerini bozan olumsuz şekilde etkileyen şemaları ve baş etme stillerini belirliyoruz. Ve hangi ihtiyaçlarını göremiyor bu kişi hangi ihtiyaçları eksik kalmış bu kişinin ve hangi ihtiyaçlarını hala karşılamak istiyor bunları saptı diyoruz ve şemalarını belirliyoruz. Ve kişinin aslında onu mutlu edecek onu iyi ilişkiler kurabilmesini kendilik algısını düzenleyebilmesini sağlayacak sağlıklı yetişkin yanını ve hayattan keyif ve doyum almasını sağlayan mutlu çocuk yanı geliştirmeye yönelik çalışıyoruz.