Stres, Yeme Davranışlarımızı Nasıl Değiştiriyor ve Kilo Vermemizi Nasıl Engelliyor?


  • Oluşturulma Tarihi : 22.10.2025 09:06
  • Güncelleme Tarihi : 22.10.2025 09:08

Modern yaşamın en görünmez ama en güçlü tetikleyicilerinden biri: stres. Yoğun iş temposu, sosyal baskılar, ekonomik endişeler, ilişkisel sorunlar derken bedenimiz neredeyse sürekli bir “alarm” haline geçiyor. Peki bu alarm sistemi, yeme davranışlarımızı ve kilo dengemizi nasıl bozuyor?
Bedenin Alarm Sistemi: Kortizol ve Stres Döngüsü
Stresle karşılaştığımızda, beynimizin hipotalamus bölgesi bir sinyal gönderir ve böbreküstü bezlerinden kortizol hormonu salgılanır. Kortizol, aslında bizi tehlikeden korumak için devreye giren faydalı bir hormondur; “savaş ya da kaç” tepkisini aktive eder. Ancak sorun şudur: Biz artık fiziksel tehlikelerden değil, duygusal yüklerden kaçamıyoruz. Günümüz stresleri süreklidir- bu da kortizol seviyesinin kronik olarak yüksek kalması anlamına gelir.
Kortizolun uzun vadede yüksek seyretmesi metabolizmamızı yavaşlatır. Çünkü beden, sürekli bir tehdit algısı içindeyken enerjisini korumaya çalışır. Bu durum, yağ yakımını azaltır, kas kaybını artırır ve vücut özellikle karın bölgesinde yağ depolamaya eğilimli hale gelir. Yani stres altındayken kilo vermemek bir irade eksikliği değil, tamamen biyolojik bir tepkidir.

kilo

Şeker ve Karbonhidrat İsteği: Beynin Acil Yardım Çağrısı

Kortizol seviyemiz arttığında, beynimiz enerjiye hızlı ulaşmak ister. Bunun en kolay yolu ise şeker ve rafine karbonhidrat tüketimidir. Bu yüzden stresliyken elimiz sık sık çikolataya, hamur işine veya cipslere gider.
Bunun bir nedeni de serotonin hormonudur. Serotonin, kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan nörotransmitterdir ve karbonhidrat tüketimi serotonin düzeyini geçici olarak artırır. Yani stres altındaki kişi aslında fiziksel açlık değil, duygusal açlık hisseder. Kısa süreli rahatlama sağlar ama sonrasında suçluluk, yorgunluk ve kan şekeri dengesizliği geri gelir.
Bu döngü tekrarladıkça bedenimiz yüksek şekere alışır, insülin direnci gelişebilir ve kilo verme süreçleri daha da zorlaşır.

Metabolizmanın Freni: Uyku, Tiroid ve Enerji Dengesi

Stresin en büyük etkilerinden biri de uyku düzenini bozmasıdır. Uykusuzluk, leptin ve ghrelin adlı iki önemli hormonun dengesini altüst eder. Leptin tokluk hissini, ghrelin ise açlık hissini kontrol eder. Stres ve yetersiz uyku, leptin düzeyini düşürürken ghrelin düzeyini yükseltir. Sonuç: Gün boyu açlık hissi, atıştırma isteği ve kontrolsüz yeme davranışları…
Ayrıca kronik stres tiroid fonksiyonlarını da baskılar. Tiroid bezinin az çalışması, metabolizmayı yavaşlatır; vücut daha az kalori yakar. Kısacası stres, hem zihinsel hem biyolojik düzeyde bedenin “tasarruf moduna” geçmesine neden olur.

Psikolojik Boyutu: Yeme ile Duygusal Düzenleme Arasındaki Bağ

Stres sadece hormonlarımızı değil, duygusal düzenleme kapasitemizi de etkiler. Stres altındaki bireyler, duygularını söze dökmekte veya sağlıklı biçimde ifade etmekte zorlanabilir. Bu durumda yemek, bir rahatlama aracı haline gelir. Özellikle çocuklukta “yeme ile yatıştırılma” öğrenilmişse — örneğin üzülünce tatlı verilmişse — yetişkinlikte stres anlarında aynı kalıp tekrarlanır.
Bu davranış, kısa vadede rahatlatıcı olsa da uzun vadede bedene yük bindirir. Çünkü kişi duygularını yemekle bastırır, stresin kaynağı çözülmeden kalır. Böylece hem psikolojik hem fizyolojik düzeyde kısır bir döngü oluşur.

kilo

Kortizol ve Duygusal Yorgunluk: Bedenin Sessiz Çığlığı

Uzun süreli stres, sadece kilo dengesini değil, genel sağlığı da etkiler. Kortizolun kronik yüksekliği bağışıklık sistemini baskılar, ciltte bozulmalara, saç dökülmesine, sindirim problemlerine ve enerji düşüklüğüne yol açabilir. Beden adeta “Dur, artık yoruldum” der. Bu dönemde kişi çoğu zaman diyet veya egzersiz yapacak motivasyonu bile bulamaz çünkü zihinsel yorgunluk ön plandadır.

Ne Yapabiliriz? Bilinçli Farkındalık ve Duygusal Düzenleme

Stresle başa çıkmanın ilk adımı farkındalıktır. “Şu an gerçekten aç mıyım, yoksa stresliyim?” sorusu çoğu zaman yeme davranışının arkasındaki duyguyu ortaya çıkarır.
Buna ek olarak:
- Düzenli nefes egzersizleri ve mindfulness uygulamaları kortizol seviyesini düşürür.
- Kaliteli uyku ve düzenli fiziksel aktivite, hem hormon dengesini korur hem de stres toleransını artırır.
- Psikoterapi, özellikle duygu düzenleme ve stres yönetimi konularında kalıcı çözümler sağlar.
- Şema terapi ya da Bilinçli Farkındalık Temelli Terapi gibi yöntemler, bireyin yeme davranışlarını tetikleyen kök inançları fark etmesini sağlar.
Sonuç: Stresi Azaltmak, Kilo Vermenin En Doğal Yolu
Stres yönetimi, sadece ruhsal denge için değil, bedensel sağlık ve kilo dengesi için de vazgeçilmezdir. Çünkü stres azaldığında kortizol düşer, uyku kalitesi artar, metabolizma normale döner ve beden yeniden kendini dengeleyebilir.
Kilo vermek sadece “ne yediğimizle” değil, nasıl hissettiğimizle ilgilidir.
Unutmayalım: Bedenimiz bizimle konuşur — bazen tartıda, bazen iştahımızda, bazen uykumuzda. Onu dinlemek, sağlıklı bir yaşamın ilk adımıdır.

Stres, Yeme Davranışlarımızı Nasıl Değiştiriyor ve Kilo Vermemizi Nasıl Engelliyor?
Ege Ece Birsel
Yazarımız Kim ?

Ege Ece Birsel