Hem anne hem kariyer: Kadının sıkışmışlığına eleştirel bir bakış


  • Oluşturulma Tarihi : 03.04.2025 08:46
  • Güncelleme Tarihi : 03.04.2025 08:46

Modern kadının omuzlarındaki ağır yükü, “hem anne hem kariyer” olma idealinin ardındaki çelişkileri ve bu durumun psikososyal etkilerini eleştirel bir mercekle incelemek istiyorum. Zira, bu ideal, kadını sıkıştıran, özgürlüğünü kısıtlayan ve derin bir iç çatışmaya sürükleyen bir toplumsal beklenti haline gelmiş durumda.

Toplum, kadından hem şefkatli bir anne hem de başarılı bir profesyonel olmasını bekliyor. Bu beklenti, kadını sürekli bir “mükemmeliyet” arayışına itiyor ve yetersizlik duygusuyla baş başa bırakıyor. İş hayatında yükselmek, aileye yeterli zaman ayırmak, sosyal hayata katılmak... Tüm bu rollerin aynı anda ve kusursuz bir şekilde yerine getirilmesi bekleniyor. Ancak, bu imkansız bir denklem.

Kadın, bu dengeyi kurmaya çalışırken sürekli bir vicdan azabı çekiyor. “Çocuğuma yeterince zaman ayırabiliyor muyum?”, “İşimde yeterince başarılı mıyım?”, “Kendime ne kadar zaman ayırabiliyorum?” gibi sorular, zihninde sürekli dönüp duruyor. Bu içsel çatışma, kadını tükenmişlik sendromuna sürüklüyor, kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açıyor.

Bu durumun en önemli nedenlerinden biri, ev işleri ve çocuk bakımında eşitsiz iş bölümü. Kadın, hala bu sorumlulukların büyük bir kısmını üstleniyor. Ayrıca, kreş, çocuk bakımı gibi destek sistemlerinin yetersizliği de kadının yükünü artırıyor. İşverenlerin esnek çalışma saatleri ve izin politikaları konusundaki duyarsızlığı da bu durumu tetikliyor.

Kadının “seçim” özgürlüğünden bahsetmek, bu toplumsal ve ekonomik koşullar altında ne kadar gerçekçi? Kadın, gerçekten özgür iradesiyle mi bu dengeyi kurmaya çalışıyor, yoksa toplumsal ve ekonomik zorunluluklar mı onu bu yola itiyor? Bu sorunun cevabı, kadının içinde bulunduğu koşullara göre değişiyor.

Bu sorunun çözümü, toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden tanımlanması, eşitsiz iş bölümünün ortadan kaldırılması, destek sistemlerinin güçlendirilmesi ve işverenlerin daha duyarlı politikalar izlemesiyle mümkün. Kadınların kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için, öncelikle bu toplumsal ve ekonomik engellerin kaldırılması gerekiyor.

Kadının “hem anne hem kariyer” olma idealinin ardındaki çelişkileri görmezden gelemeyiz. Bu durum, kadının ruh sağlığını ve toplumsal konumunu derinden etkiliyor. Değişim için hepimize sorumluluk düşüyor.

 

Hem anne hem kariyer: Kadının sıkışmışlığına eleştirel bir bakış
Metin Olataş
Yazarımız Kim ?

Metin Olataş