Hâkim: Tutuklama kararıyla ilgili elinizde herhangi bir kanıt veya belge var mı?
— Şu an elimde bir belge yok. Daha önceki sorularınıza cevaben, durumumun ciddiyetini dikkatinize çekerek size açıklamıştım. Sıkıntılı bölgede kalmam hâlinde, ölümle kalım arasında bir yaşam sürdüğümü siz görevlilere anlatmaya çalıştım.
Hâkim: Özellikle bu yaşadığınız sıkıntıların başlıca nedeni, sözünü ettiğiniz ve cenazesine katıldığınız “akil insan” dediğiniz Ferit Uzun’dan mı kaynaklı?
— Bu, sadece bölgemizde yaşanan tek bir olumsuzluktan ibaret değildi. Bölgede cereyan eden toplumsal hareketliliğin, nicel birikimlerden nitel patlamaya evrilen bir uyanışın tezahürüydü Ferit Uzun olayı. Derin devlet çetelerinin, yaşamı Ferit Uzun’a reva görmeyen insan müsveddelerinin işlediği adice bir cinayetti.
Ferit Uzun /1947 - 1978
Hâkim: Biraz daha aydınlatıcı biçimde açıklar mısınız?
— Ferit Uzun, Kürt halkının bağrından gelen ve insan sıkıntılarını paylaşmayı kendine ilke edinen, kolektif yaşam birlikteliğiyle yüce bir kişilik siyasetine mensup bir şahsiyetti.
Hâkim: Size yönelttiğim soruya hâlâ doğrudan bir yanıt alamadım.
— Ferit Uzun’un kalleşçe katledilişi, bölge halkının şahsında işlenmiş hunharca bir cinayetti. Tıpkı siz Avrupalıların 16. yüzyılda başlattığınız Rönesans reformlarıyla Leonardo da Vinci’lerin gün yüzüne çıkması gibi... Ferit Uzun da Kürt halkının bir Leonardo da Vinci’siydi.
Hâkim: Nasıl yani?
— Ferit Uzun; akil, kanaat önderi, siyasetçi, sporcu (Adana Demirspor’da kaleci), müzisyen, folklorcu, bestekâr, aktivist ve nihayetinde Urfa ili Siverek ilçesinde yüksek ziraat mühendisliği görevini yürüttüğü sırada katledilen bürokrat bir aydındı. Ben ise öyle bir şahsiyetin naaşını uğurlamaktan gelen ve sanık sandalyesine oturtulan bir suçluyum.
Hâkim: Anladım. Buna ilaveten söyleyeceğiniz veya ekleyeceğiniz bir şey kaldı mı?
— Yukarıda belirttiğim gibi, yaşadığım yalın hayatı umarım dikkatinize çekebildim. Ayrıca bana zaman ayırdığınız ve yaşadıklarımı hassasiyetle dinlediğiniz için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum.
Hâkim: Biz de size teşekkür ediyoruz.
50 dakika süren ifademin ardından, ifademin 15 dakika içinde bana okunmasıyla duruşma son buldu. Duruşma sonucunda, Dr. Fritz’in bize ikram ettiği kahveden ve ince düşüncelerinden dolayı kendisine özellikle teşekkür ve minnet borçluyum.
Tercüman ve Dr. Fritz’in imzalarının kayıt altına alınmasıyla mahkemeden ayrıldım.
Tarih: 28.06.1994, Chemnitz.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın ikiye bölünmesinin ardından adını Deutsche Demokratische Republik (DDR) olarak adlandırdıkları Sachsen eyaletine bağlı Zwickau Kampı’na gönderildik.
(devam edecek)