2

Göç 7


  • Oluşturulma Tarihi : 15.10.2019 06:52
  • Güncelleme Tarihi :

Midyat ile çevresinde; Süryani ve Ezidi inancına mensup insan sayısı 1974 yılına kadar on binlere tekabül ediyordu. 74 yılından itibaren göçten dolayı bu insanların sayısında bölgede bir hayli azalma oldu. 1980 ve sonraki yılları ardından göç hareketliliği gerek Türkiye’de, gerekse bölgede her kesimden insanı kendi eksenine çekti. Kitlesel göçün, 1996 yılına kadar devam ettiğine tanık olduk. Bu göçle yol alan insanların büyük bir kısmı Avrupa ülkelerine yerleşti. Geriye kalan az bir kesim, kendi yerinde kalmış, diğer kısım ise Türkiye’nin çeşitli illerine yerleşti. 2019 tarihi itibariyle, Midyat ve çevresinde Süryani ve Ezidilerin genel toplam sayısı yaklaşık olarak ortalama bin kişi civarında kalmıştır. Kültürel zenginliğimiz olan inanç gurubuna mensup bu insanların yaşam kalitesini artırarak ait oldukları topraklarda kalıcı bir hale getirmek bizim elimizde. Halen yaşanan göçü azda olsa durdurabilir, devlet vatandaş el ele verip bu göçü tersine çevirebiliriz aslında. Mardin, Midyat ve çevresini bu uğraş ve çabayla cazibe merkezi haline getirilebiliriz. Mardin ve çevresi, tarihi dokusu, kültürel zenginliği, el zanaatları, kuyumculuk ve telkari gümüş işlemeciliğinde, ön plana çıkarak adını dünyaya duyurmuştur zaten. Bizlere de düşen bu çabayı aralıksız sürdürerek, temsil gücünü kendimizde bulmamız önemli bir etkendir. 1976 Midyat’ta ilklerden olan pastane işletmeciliği her kesimden insanı bana daha yakından tanıma fırsatı sunuyordu. Bu yönlü ilişkiler hem ufkumu açıyor, aynı zamanda beni kişilik olarak olgunlaştırıyordu. Pastane uğrak bir mekan olması nedeniyle, her kesimden insanı tanıma imkanım doğuyordu. Bu durum karşısında mesleğimi daha fazla seviyor, hayattan haz alarak yaşam şevkim artıyordu. İlişkiler beni memleketime bağlı kılıyor, Ülkemi anlamaya çalışıyor, dünyada olup bitenleri görmezden gelemiyordum. Gece pastanenin imalat işinde çalışıyor, gündüzleri okula gidiyordum. Bu yoğunluk 1978 yılında liseden mezun oluncaya kadar devam etti. Mezuniyetten sonra bir bakıma rahata kavuşacağız artık derken; ülke insanı kendini topyekun siyasal bir atmosferin içinde buldu. Vatandaş ise şu veya bu tarafı tercih etmek zorunda bırakıldı. Ortam, insana çekimser kalma toleransı tanımıyordu. Kargaşanın, tutuklanmaların, çatışma ve katliamların yaşandığı kabus dolu kara günlerdi. Her geçen gün, insanların hayatını kaybettiğine tanık oluyorduk. Benim için halen devam eden yargılama süreci işliyordu. Şiddetli bir kasırga misali, her önüne kattığını alıp götürüyordu hızlı fırtınalar. Tıpkı insanın yanlış yaptıklarının ağırlığı bir yana, doğru yaptıklarının da bedelini dahi; öder gibi hesap veriyordu acımasızlara. Yıl 1983 Türkiye’de yayımlanan haftalık siyasî yorum haber dergisi, Nokta’nın okur köşesinde güncel yazılar yazıyor, haksızlıkları ifşa ederek bu haksızlıkların önüne geçmeye çalışıyordum. (Devam edecek )

Göç 7
Veysi Aygün
Yazarımız Kim ?

Veysi Aygün