2

Göç 8


  • Oluşturulma Tarihi : 22.10.2019 09:51
  • Güncelleme Tarihi :

Basınla olan iletişimi, 1989 yılına kadar sürdürdüm. Midyat’ta esnaflık yapmam, (SODEP) Sosyal demokrat halkçı parti, (SHP) Sosyal halkçı partisi teşkilâtında yer alman ve basınla irtibatlı olduğum sorumluluktan dolayı, yoğun bir sosyal aktivite içindeydim. Bölgenin demografik muhtevası ve kültürel zenginliği, her insana ayrıca bir misyon yüklüyordu. Midyat’ta yaşamakta olan her bir insan, Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Süryanice konuşmayı kendine rehber edinmişti. Bölge statüsüne uyulunca, konuşulan lisanlar şevkle öğreniliyor, Okulda öğrenilen birde yabancı lisan buna eklenince, beş lisana birden erişiliyordu. Geçmişi kadim bir tarihe dayanan bu yerleşke, her kesimin yoğun çaba ve özverisiyle gözde bir seyranlık hale getirilmişti. Nadide bu kültür mozaiğini heba etmemek için koruyup, kollamak gerekir. Buraları ne göç veren nede gereğinden fazla göç alan bir konumda tutarak bir arada barış içinde yaşamayı kendimize ilke edinmeliyiz. Mardin ve çevresinin, Türkiye ve dünyadaki şehirlere kıyasla, en fazla göç veren bölge konumundadır. Avustralya’dan tutun Amerika’ya kadar Mardin insanına rastlayabilirsiniz. Bu nadide Şehrin insanları, kendi Ülkelerinden binlerce km ötede ne arıyordu. Bunu irdeleyerek yanıt bulmaya çalıştığımızda, meselenin özünde sosyal, ekonomik, etnik ve dini ayrışmaya maruz kalınmış bir durumla karşılaşıyoruz. Mardin bağrından çıkıp gelmiş, 1978 kuşağı geleneğinden gelen biri olarak, 22.11.1978 tarihinde tutuklanarak cezaevine konuldum. Cezaevinde kısa bir süre kaldıktan sonra nakdî kefaletle serbest bırakıldım. Diyarbakır çınar ağır ceza, İstanbul kartal ağır ceza ve Diyarbakır sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandım. Tutuklandığım tarihten yedi yıl sonra, 1985 yılında, Diyarbakır sıkıyönetim mahkemesinde görülen dava neticelendirilerek beş yıl hapis cezası bir yıl sekiz ay gözetim altında bulundurulma gereği karara bağlandı. Aleyhime alınan bu karar, Yargıtay’ın incelemesi ardından tekrar onaylanarak bana tebliğ edildi. Yıl 1987. Benim için de yeni bir süreç başlamıştı artık. 1980 darbesi mağdurları arasında yerimi almış, sakıncalı bir insandım. Kendi rızamla gidip, teslim olmayı gerektirecek bir suç işlememiştim. Ne yüz kızartıcı, nede kimsenin canına ve malına kast etmiştim. İki yıl boyunca gizlenerek, gözlerden ırak kaldım. Yıl 1989. Kendine yakınlık duyduğum, Şeyhmus Hassooğlu ile toplantıda bir araya gelmiştik. Belediye başkan adayını belirlemek için ön seçim yapılacaktı. Hassooğlu beni kenara çekerek, tutuklama kararın çıktı, seni buradan gelip alabilirler diye haberdar etti. Bunun üzerine, önseçimin yapıldığı yerden apar, topar ayrıldım. Memleketimden uzaklaşmam için bana yol görünüyordu artık. Sevdalısı olduğum Memleketim ve insanlarımdan ayrılarak ilişkilerim kesilecek ve bilinmezlere yol alacaktım. ( Devam edecek )


 

Göç 8
Veysi Aygün
Yazarımız Kim ?

Veysi Aygün