2

Hiroşima: Nagasaki ve Beyrut...


  • Oluşturulma Tarihi : 15.08.2020 07:00
  • Güncelleme Tarihi :

Dünya kamuoyunun öncelikli gündemi olan koronavirüs Kovi-19 illeti; kısa süreliğine de olsa yerini dünyada büyük yankı uyandıran Beyrut’taki patlamaya bıraktı. 6 ve 9 Ağustos 1945 yılında Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombasından sonra, Beyrut’ta patlatılan en gafil ve en sinsi patlama olarak kayıtlara geçti. Finike uygarlığının beşiği Lübna'nın başkenti Beyrut; gelecek parti başkanı Refik El- Haririye 14 şubat 2005'te yapılan hain bombalı saldırının ardından, Beyrut 3 Ağustos 2020 tarihinde ikinci kez can evinden vurularak büyük bir patlamayla sarsıldı. Peki neydi bu kahrolası patlama. Amonyum nitrat kimyasal bileşen, amonyum ve bir nitrat kökünün bileşik oluşturmasıyla elde edilir. Kullanım alanı gübreleme aynı zamanda güçlü bir patlayıcıdır. Lübnan; Lübnan oldu olası, herhangi bir yerleşim biriminde böylesine yıkıcı, ve tahrip gücü yüksek bir patlamaya tanık olmamıştı. Beyrut  limanında 2750 ton Amonyum nitrat patlaması sonucu 171 ölü, 6 binden fazla yaralı ve 300 binin üzerinde insan evsiz kaldı. Beyrut valisi Mervan Abdulun şehrimizin limanında patlamanın açtığı zararın 15 milyar doları aşacağını kamuoyuyla paylaştı. Pekâlâ bu patlamaya yol açan sebep neydi. 2014' ten beri bu kadar yüklü miktarda patlamaya hazır patlayıcı neden limanda bekletiliyordu. Bu vaka yanıt bulması gereken sorunların başında soru işareti olarak bekliyor. 6 yıl boyunca Beyrut limanında bekletilen bu patlayıcı maddesini gördüm duymaz idarecilerden tutun, sokaktaki insana varıncaya kadar haberdar olmuştu. Böylesine tehlike arz eden ciddi bir tehdit unsuruna neden yıllarca göz yumuldu. Yoksa siyaset ve idarede en büyük felaket, yarım bilgili insanın tam yetkili olmasıdır; deyimi Lübnan’daki siyasi liderlerimi işaret ediyor. Temennimiz titiz bir çalışma neticesinde bu büyük çaptaki vahşetin açığa çıkartılmasıdır. Lübnan 22 Kasım 1943 tarihinde Fransa’nın manda yönetiminden kurtularak bağımsızlığına kavuştu. 1975 yılından itibaren kızışan iç savaş günümüze kadar daha halen devam etmektedir. 13 Nisan 1975'te Beşir Cemayel öncülüğünde Hıristiyan falanjistlerin otobüsün içinde seyir halinde bulunduğu 27 Filistinli kadın ve çocuğa ateş açmaları sonucu hayatını kaybetti. Bu olaya müteakip Lübnan’da dinî, siyasî ve mezhepsel kutuplaşmaları  tetikledi. Böylece, gruplaşan örgütler arasında silâhlı çatışmalar hız kazandı. Hıristiyan falanj Ketaib parti lideri Cumhurbaşkanı Beşir Cemayelin 14 Eylül 1982'de Beyrut’ta suikast sonucu öldürülmesini bahane eden İsrail, Eylül 1982 yılında Sabra vê Şatilla mülteci kamplarına saldırdı. Kasap lakaplı İsrail savunma bakanı Ariel Şaron üç gün içinde üç binden fazla savunmasız Filistinli mültecinin infaz emrini verdi. Lübnan, 10,452 km kare alana, 6 milyon 849 bin insan nüfusuna sahip olarak, bu süregelen çatışmalardan dolayı sürekli göç veren ülke konumunda. Etnik köken sayısına orantılı olarak meclisindeki sandalye sayısı siyasi partiler iç tüzüğünce meclis tarafından bölüşülmüştür. Kültür mozaiği bakımından zengin bir kültür birikimine sahiptir Lübnan. Siyasî figür ve duayen isimler arasında merhum Refik El- Hariri, Mişel Avn, Hasan Diyap, Nebih Berri, Velid Canbolat, Hasan Nasrallah, Cebran Basil, Samir Geagea, Saad Hariri ve daha bazıları gelmektedir. Dileğimiz bu zatların barış içinde bir arada yaşamanın temel ilkesini hayata geçirerek barışı tesis etmeleridir. Lübnan halkına içtenlikle başsağlığı dileklerimle, saygı ve sevgiler sunarım.

 
 

Hiroşima: Nagasaki ve Beyrut...
Veysi Aygün
Yazarımız Kim ?

Veysi Aygün