Sayfa Yükleniyor...
Atalarımız yerküremizde binlerce yıl çok zorlu badireleri atlatarak bizleri bugünlere taşıdı. Böylece gelecek nesilleri ileri taşımak için bizlere de misyon biçilmiş oldu. İnsanlık tarih boyunca nesilden nesle yaşamı kendine ilke edinerek günümüze kadar varlığını sürdürme becerisini elde etti. Doğal afetler, savaşlar, kıtlık hastalık ve kuraklık kısaca insan varlığını alabildiğine tehdit eden ne varsa, her aksiliğe rağmen insanoğlu ayakta kalmayı başarabilmiştir. Antik çağdan gelen, ve kara ölüm vakası olarak bilinen enfeksiyon hastalık vakası veba, 1347- 1357 yılları arasında Avrupa nüfusunun yüzde 33 ünü telef etmiştir. 1817 de Kolera Asya’dan yayılarak dünyada yüzbinleri canından etmiştir. Enfeksiyon hastalığı, M.Ö. tarihe dayanan 1882 yılında Verem (Tüberküloz) vakası insana tekrar nüksederek musallat oldu. Verem mikrobunu öldüren ilaç 1944 yılında bulunarak tedavide kullanılmıştır. Dünyada verem vakasından günümüze kadar milyonlarca insan hayatını kaybetti. Sadece 2013 yılında 1,5 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Dizanteri ve Tifonun 1900’lü yılların başında yaygınlaştığı görülmektedir. Her yıl 21 Milyon civarında vaka ortaya çıkmaktadır. Dizanteri ve Tifo vakasından her yıl yaklaşık 300 bin insan hayatını kaybetmektedir. İnsanlığa musallat olan Deli dana, Sars, Mers ,domuz gribi, kuş gribi vakaları eklenmiştir. Dönem, dönem dünyanın geniş alanına yayılan bu vakalar, ancak dünyamız dünya oldu olalı, bu korona illeti kadar yerkürede yaşayan canlıları evlerinde böylesine hapsetmedi. bazı vakalarda milyonlara tekabül eden can kaybı olmasına rağmen koronavirüs (Kovid-19) kadar ne kamuoyunu meşgul etti nede böylesine yıkıcı oldu. Kovid-19 doğadan mı yoksa yeni sisteme geçiş sürecinin başlangıcı mı? 30.12.2019. Koronavirüsün başlangıç noktasının Çin- Vuhan şehri olması ve hızla yayılması ilk aşamada her kesimden insanın farklı yorumlar yapmasına ve birçok komplo teorisine yol açtı. Bazı kesimler Çin’in hızla ilerleyen ekonomi ve teknolojisini çökertmek amaçlı biyolojik bir saldırı olarak görürken, başka kesimlerin yorumları ise beslenme alışkanlığından dolayı kaynaklandığı yönünde oldu! Peki gerçekten her şey bundan mı ibaretti, yoksa yeni bir dünya sistemi için düğmeye mi basılıyordu. Virüs ilk aşamada belirli bir yaş grubunu etkisi altına alarak daha sonrasında ise tüm yaş gruplarını kapsamaya başladı. Herkesin çaresizlik içinde boğuştuğu hastanelerin ve sağlık personellerinin yetersiz kaldığı, ilaç ve aşısı olmayan dünyanın korkulu kabusu haline geldi. Bu virüsün adı altında ne yapılmaya çalışılıyor. Yoksa bu henüz daha adı konulmamış biyolojik bir savaşın tezahürümü. Birinci ve ikinci dünya savaşının sonuçlarına bakıldığında, bugünkü vakalarla kıyaslandığında zekice kurgulanmış bir stratejik taktik olarak karşımızda duruyor. Ardında iz bırakmayarak profesyonelce planlanmış bir strateji. Peki neler oluyor, daha ne olacak, neyle karşılaşacağız ve nereye varacağımız meçhul! Hepimizin üzerinde durması gereken husus bu. Sonuçta bu nokta da gizli. Sağlıcakla kalın.