Çiçeğin sevgi demliği

Karşıyaka Bostanlı’daki pasaj girişinde küçük bir çayocağı dışarıdan pek dikkat çekmese de içeri girenlerin duvar yazılarına takılmadan çakamayacağı bir mekan olarak biliniyor. Bir yıldan buyana çay ocağını işleten Çiçek Çiçekoğlu, bütün müşterilerinin erkek olmasının avantaj olduğunu belirtiyor


  • Oluşturulma Tarihi : 11.12.2014 08:02
  • Güncelleme Tarihi : 11.12.2014 08:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çiçeğin sevgi demliği

Hamza GÜL

Bostanlı Balıkçı Parkı’nın karşısında pasaj< girişinde bir masada oyun oynayanları günün mesai saatlerinde görür geçersiniz. Oysa bu masanın dışında çayocağının içinde yazılarla dolu duvarların arasında üç dört masanın daha oyun oynayanlarla dolu olduğu bir çayhaneyi görünce gözlerinize inanmayacağınız kadar duvarlarında  yazıların olduğunu görüyorsunuz. Sevda üzerine, ayrılık üzerine, sevgi ve sadakat dizelerinin bulunduğu yazıların aralarında çay ve kahve üzerine yazılarında bulunduğu duvarları işletmeci Çiçek Çiçekoğlu, sürekli güncelliyor. Ya farklı bir yerde okuduğu yada bir yakınının kendisine ilettiği özlü sözü bir kenara not ediyor, ve işyerine geldiğinde bu dizeler bir anda duvardaki yerini alıyor. Duvar yazıları o kadar kanıksanmış ki artık çay ocağının günlük müşterileri oturdukları masayı da hatta sandalyesinin yerini de bu yazılara göre seçiyor. Kimi bu yazılardan kendisi ile ilgili bir ortak payda buluyor, kimi geçmişin yüreklerinde bıraktığı izleri bu yazılarla bir kez daha anıyor. Bir yıl önce işyerini devralan Çiçek Çiçekoğlu, zorda olsa yaptığı işin kendisi için vazgeçilmez bir tutkuya dönüştüğünü ifade ederek, “Burada bu yazıları yazıp duvarlara yapıştırmasam, yada yeni bir dörtlük eklemesem, kendimi bir boşlukta hissediyorum. Bir anlamda o günkü hatta o anki ruh halimi yansıtan bu yazıların çevrelediği ocağımda bir anlamda çaydanlıklarımda sevgi demliyor, yada sevda damıtıyor gibi geliyor bana. Bu sevgi elbette sadece beni değil buraya günlük gelen müşterilerimizi ve misafirlerini de oldukça olumlu etkiliyor. Hatta onlarda kendi beğendikleri yazıları bana söylüyor bende o anı aynı anda duvara asıyorum. Artık geçen süre içinde burası tam bir aile ortamı gibi oldu. Çalışanlar erkek, müşteriler erkek tek kadın olarak ben varım. Bazen müşteriler takılıyor ama artık hepimiz bu durumu kabullendik.” dedi.

AMERİKADAN GELEN ÇAYCI

Çicek Çiçekoğlu, Türk Amerikan Koleji’nin bitirdikten sonra üniversite öğrenimini Amerika’da tamamlamış. Şu anda orada yaşayan kızını ABD’de doğuran Çiçekoğlu,  ardından doğduğu İzmir’e dönerek ticaretle uğraşıyor. Uzun yıllar pazarlama ve hizmet sektörünün farklı kollarında çalışan Çiçek Çiçekoğlu, son bir yıldır çay ocağını işletiyor. İşlerinin iyi olduğunu ve mesleğini severek yaptığını belirten Çiçekoğlu, “Zaten sevmesem bu iş öyle dışarıdan göründüğü gibi kolay bir iş değil. Ben işimi sevdiğim için zorluklarına göğüs gerebiliyorum. Benim dışımda hem müşterilerimiz hem de çalışanların tamamının erkek olması benim için sorun teşkil etmiyor. Müşteri ve çalışanlarımızda zamanla bir kadının çay ocağı işletmesine alıştı. Eğitimci bir kökenim olduğu için burada var olan insan ilişkilerinde oldukça mesafe kat ettim. İlk başlarda beni tanıyanlar ya Amerika dan gelip te burada çaycılık yapılır mı diye takılanlar oldu. Bende neden olmasın işin küçüğü büyüğü olmaz yeter ki namusunuzla kazanıp insanlara karşı dik ve samimi bir duruşunuz olsun. Ben bu duruşumla birçok zorluğu aştım. Şimdi kızım ABD’de yaşıyor orada evli ve torunlarım var. Oğlum İstanbul’da yaşıyor. Eğer ben bu işten yorulur veya sıkılırsam tekrar ABD’ye gitmek isterim. Sanıyorum o gidişimin tekrar dönüşü olmaz diye düşünüyorum. Çünkü ülkemdeki gelişmeler zaman zaman içimi daraltır cinsten. Bazen kızıp buraları bir an önce terk etmeliyim diyorum ancak, aradan zaman geçince halen ülkemde yapacağım işlerimin olduğunu ve bunları bitirmeden bir yere gitmenin çok anlamlı olduğunu düşünmüyorum.  Sabahları 07’de gelip açtığımda işyerimi ve çayımı demleyip ilk bardağı kendime doldurup içtiğimde oh be diye kendi kendimi kutluyor ve içimden müthiş bir sevgi kabarmasını hissediyorum. Buda beni gün içinde de aynı sıcak ve sevinçli olarak çalışmamı sağlıyor” şeklinde konuştu.

İÇERİ VE DIŞARI FARKI

Bostanlı Cemal Gürsel Caddesi üzerindeki pasaj çayocağının dışarı oturan müdavimleri ile içeri oturan günlük müşterilerin kendi içlerinde farklılıklar bulundurduğuna dikkat çeken Çiçekoğlu, “Dışarı oturup oyun oynayanların çoğunluğu işçi kesimi. Bu kesim genellikle siyasi anlamda iktidara yakın bir politik duruş sergiliyor. İçeriyi tercih edenlerin tamamına yakını hem sigara içmiyor hem de muhalefet partilerinin çizgisinde bir politik duruşu olan çoğunluğu bürokrat emeklilerinden oluşuyor. Ben işletmeci olarak böyle bir ayrımı kendim oluşturmadım, baktım ki zaman içinde insanlar kendi içlerinde böyle bir gruplaşma yarattı. Bu ayrı oluşum elbette benim açımdan da gayet normal bir davranış biçimi. İşyerimde kesinlikle para ile oyun oynanmasına müsaade etmem. Bu oyunun içinde küçücük bahisler bile olsa bunu kumar kabul ederim. Bu nedenle burada kesinlikle ne pahasına olursa olsun kumar oynamak yasaktır. Burada herkes  birbirini tanır. Bu anlamda öyle başka kahvehanelerdeki gibi patırtı gürültü çok olmaz. Masalar arasında tartışma bile olsa bu tartışmalar genellikle belirli bir saygı çerçevesinde yapılır. Bazen oyuncu eksik kalırsa dördüncüyü tamamlamak için benimde masaya oturduğum olur. Sabah 07’de gelir açarım, ilk çayı kendim demlerim, gün içinde içerinin ve dışarının müşterilerinin farklı geliş saatleri var. Gün içinde her iki kısımda dolar, akşam 19’da ise yavaş yavaş boşalmaya başlar. Bende genellikle son masa kalkınca ortalığı toparlar ve kapatırım. Yazılar genellikle sevgi üzerine kurgulanmış yazılar olsa da mesela tuvaleti temiz bırakmayan veya elektriğini söndürmeden çıkanlar için kapıda hakaret içerikli gibi görünen bir uyarı yazısı var. İlk okuyanlar biraz alınganlık gösterse de sonra uyarının içeriğini  göz önüne alarak tebessüm ederek ayrılırlar.

100 ERKEK 1 KADIN

Gün içerisinde pasaj çay ocağının içerisi ve dışarıdaki masalarında oyun oynayanların sayısının 100 civarına ulaştığına dikkat çeken Çiçek Çiçekoğlu, “Bir bakıyor um ki ortamda erkek sesi ağırlıklı. Benim arada sipariş alırken veya çalışan arkadaşlara seslenirken sesimin duyulmadığını hissediyorum. Arada bir celallenip bağırınca erkeklerin garip bakışlarının bana döndüğünü gözlemliyorum.  Emekliyim ayrıca boş kalmayayım diyerek bu işe giriştim. Eğer zaman içinde bıkarsam bu işten veya bırakmak zorunda kalırsam işte o zaman tekrar ABD’ye kızımın yanına döner ve yaşamımı orada sürdürürüm. Ama şimdilik burada edindiğim dostluklarım sayesinde bu işi severek yapıyorum. Burada komşularım olan esnaflarda gün içinde çay istiyor onlara da servis yapıyoruz. Günüm genellikle bu yoğunlukta geçip gidiyor. Duvarlardaki yazılarımız sürekli bir değişim içinde. Bu değişim içinde her geçen gün yeni dizeler, yeni özdeyişler bizim çay ocağımızın duvarlarında  yerini alan yazılar  müdavimlerimizin de vazgeçilmezi halini aldı. Bazı müşterilerimiz erkeklerin oturduğu bir mekanı bir kadının işlettiğini görünce ‘bu kadar böcek arasında bir çiçek gerek’ diyor. Bende bu benzetmeden keyif alıyorum. Çiçeğin demliklerinde sevdalar demlenirken, sevgi tılsımlarını taşıyan ocak buharı kıvrım kıvrım duvarları yalayıp dışarı çıkıyor. Kısacası bizim mekanda sevgi, saygı ve sadakat ile nezaket hep ön planda ilişkilerimizin belirleyicisi konumundadır.” dedi.

Haber Merkezi