İzmir’de şarbon yok

İzmir Sağlık Müdürlüğü tarafından Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Ek Binası Çanakkale Toplantı Salonu’nda şarbon hastalığı konulu bir panel düzenlendi. Düzenlenen panelde şarbon hakkında detaylı bilgiler verildi


  • Oluşturulma Tarihi : 15.09.2018 10:39
  • Güncelleme Tarihi : 15.09.2018 10:39
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’de şarbon yok

NİLGÜN TAZE
İzmir Sağlık Müdürlüğü tarafından Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Ek Binası Çanakkale Toplantı Salonu’nda Şarbon Hastalığı konulu bir panel düzenlendi. İzmir Tabip Odası ve İzmir Aile Hekimleri Derneğinin de katkılarıyla düzenlenen panelde şarbon hastalığı konuşuldu. İzmir Sağlık Müdürü Uzm.Dr. Bediha Salnur moderatörlüğündeki panele Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Öğretim Görevlisi Dr. Salih Atakan Nemli, Şarbon Hastalığının Tanı ve Tedavisi ile ilgili Aile Hekimi Uz.Dr. Kürşad Akkaya, Birinci Basamak Sağlık Şarbon tanısı ile ilgili Prof.Dr. Ali Osman Karababa katıldı.
Yaptığı açılış konuşmasında İzmir’de Kurban Bayramı sonrası bulaşıcı hastalıkların takip edildiğini ve Bulaşıcı Hastalıklar Bildirim Sistemi ile şüpheli şarbon hastalığı bildirimlerinin anlık olarak takibe alındığını açıklayan İzmir Sağlık Müdürü Uzm.Dr. Bediha Salnur, “Konu ile ilgili İl Tarım Orman Müdürlüğü ile görüşerek herhangi bir hayvan şarbonu tespitinde müdürlüğümüze bildirim yapılması talep ettik. Müdürlüğümüz Bulaşıcı Hastalıklar, Tüberküloz ve Aşı Programları Birimi’nin resmi yazısı ile İlimizdeki kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları şarbon hastalığı vaka tanımı tanı kriterleri hakkında bilgilendirilmiştir. Şarbon hastalığı kuşkusunda mikroskobik inceleme, kültür ve PCR gibi testlerin yapılmasına ihtiyaç duyulduğunda Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarlarına örnek göndermek üzere Müdürlüğümüz Bulaşıcı Hastalıklar, Tüberküloz ve Aşı Programları Birimi ile bağlantı kurulması istenmiştir” dedi.
İZMİR’DE ŞARBON YOK
Şarbon hastalığı şüphesiyle İzmir’deki sağlık kurum ve kuruluşlarına başvuran kişilerin hastanelerde mikrobiyoloji laboratuvarlarında mikroskobik incelemesi yapıldığını açıklayan Salnur, şunları söyledi: “Gerekli durumlarda Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarlarına kültür için örnekler gönderildi ve mikroskobik incelemesi yapılan hiçbir vakada üreme tespit edilmedi. Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarlarına gönderilen örneklerde de B. Anthracis kültürü negatif olarak sonuçlanmıştır. 13.09.2018 tarihi itibariyle ilimizde şarbon hastalığı tanısı konan vaka yok. Bugün burada şarbon ile ilgili bildiklerimizi paylaşmak bu hastalığa karşı daha da bilinçlenmemizi sağlayacak.”
PİŞMEMEMİŞ ETLER RİSKLİ
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Öğretim Görevlisi Dr. Salih Atakan Nemli, şarbon hastalığına özellikle hayvancılığın yapıldığı Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde sıklıkla rastlandığını belirterek, “Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar en önemli risk grubunu oluşturuyor. Son dönemde deri lezyonlarıyla ilgili yoğun başvuru aldık. Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre en son 2016 yılında şarbon nedeniyle bir ölüm vakası yaşanmış. Şarbon şüphesi duyan vatandaşların dikkat etmesi gereken bazı noktalar var. Öncelikle mutlaka bir temas öyküsünün bulunması lazım. İyi pişmemiş etler risklidir ve çiğ etlere çıplak elle temas edilmemesi çok önemli. Kaynağı belli olmayan etlerin tüketilmemesini öneriyoruz. Hayvanların nasıl kesildiğini bilmekte çok önemli. Şarbonun 15- 20 günlük bir kuluçka dönemi var. Böyle bir temastan sonra 20 gün bir bulgu gelişmezse şarbon riski yok demektir" ifadelerini kullandı.
MAVİ DAMGAYA DİKKAT
Halk Sağlığı ve Şarbon konulu sunumunda et alırken dikkat edilecek hususlara değinen Prof.Dr. Ali Osman Karababa, “Şarbon hastalığının insandan insana buluşma riski çok zayıf. Ağırlıklı olarak hayvandan insana bulaşan bir hastalık. Hayvanların üzerinde mavi renkli mezbaha kesim damgası bulunur. Bu damgalar hayvanların mezbahada veteriner kontrolünde kesildiğinin kanıtıdır ve bu etlerin tüketilmesinde bir sakınca bulunmamaktadır. Bu tür panellerin yapılması ve birçok kurumun ortak çalışmasının Türkiye’yi çok çok daha iyi yerlere getireceğine inanıyorum. Neden memleket şarbon şarbon diye ayağa kalktı. Uzun zamandır görülmeyen bu hastalık neden görülür oldu? Bunun tek bir cevabı var oda veterinerlik hizmetlerinin eskisi gibi işlevli olmamasıdır”
AİLE HEKİMİNİN ÖNEMİ
Şarbon hastalığının tanı ve tedavisi ile ilgili Aile Hekimi Uz.Dr. Kürşad Akkaya ise, aile hekimlerinin hastaların tedavi aşamasında doğru yol gösterici bir misyona sahip olduğunu açıklayarak, “Şarbondan ziyade medyanın oluşturduğu bir kaosla uğraştık. Derisinde ufacık bir kızarıklık gören hastanelere akın etti. Aile hekimliği ‘Keşke şarbon olmasaydı’ noktasında bulunur. Hastanın ilk başvuracağı kişi aile hekimidir. Bir hasta gediğinde hastanın bulunduğu sosyal çevreyi de değerlendirerek bu hastalıkla ilgili kimlere gidebileceği ve nasıl bir tedavi yöntemi uygulanacağı noktasında bilgilendirir. Bu hastanın bilinçsizce hareket etmesini önleyerek doğru tedavi sürecinin başlamasını sağlar” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi