Kökten değişim başladı: Yapay zeka hangi meslekleri silecek? Uzman 3 risk grubunu açıkladı!

Teknolojinin ivmesiyle hızlanan yapay zeka, çalışma hayatının tüm dinamiklerini kökten değiştiriyor. Uzmanlar, önümüzdeki 5 yıl içinde bu devrimci gücü süreçlerine entegre edemeyen pek çok mesleğin ya tamamen silineceği ya da büyük ölçüde marjinalleşeceği konusunda net bir uyarıda bulunuyor. Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, geleceğin anahtarının “insan ve yapay zeka işbirliği” olduğunu vurguluyor ve dönüşümün eşiğindeki meslekleri üç risk grubuna ayırıyor.

İstanbul - Global iş dünyası, daha önce görülmemiş bir hızla dijitalleşmenin ve otomasyonun etkisi altına girmiş durumda. Yapay zeka (YZ) teknolojisi, artık sadece fütüristik filmlerin konusu olmaktan çıkıp, üretimden hizmete, finanstan medya sektörüne kadar her alanda operasyonel verimliliği artıran temel bir araç haline geldi. Ancak bu hızlı ilerleme, beraberinde "Hangi meslekler ayakta kalacak?" sorusunu da getiriyor.

RUTİN İŞLER ALARM VERİYOR: YÜKSEK RİSK ALTINDAKİ MESLEKLER

Konuyu detaylı bir şekilde analiz eden Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, yapay zekanın özellikle tekrara dayalı, standart ve veri odaklı görevlerdeki insan gücünün yerini hızla aldığını belirtiyor. Prof. Dr. Kırık’a göre, yapay zekanın hızı ve hatasız işlem yeteneği, bu tür mesleklerdeki çalışanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor.

"Gelecek, insan ve yapay zekanın birlikte çalıştığı bir dönemin başlangıcıdır," diyen Kırık, özellikle sekreterlik, çağrı merkezi çalışanlığı, basit veri girişi ve belirli muhasebe asistanlığı gibi alanların otomasyon riski altında olduğunun altını çiziyor. Bu görevler, YZ'nin kolaylıkla üstesinden gelebileceği, yazma ve çeviri gibi temel rutinleri içeriyor. Uzman, dijital araçları kullanma becerisini geliştirmeyenlerin bu rekabet ortamında ne yazık ki geride kalacağını ifade ediyor.

ORTA RİSK GRUBU: DÖNÜŞÜME AYAK UYDURMAK ZORUNLU

Bazı meslekler ise tamamen ortadan kalkmak yerine, yapay zeka tarafından desteklenerek yeni bir kimlik kazanacak. Prof. Dr. Kırık, bu kategoride öğretmenlik, gazetecilik ve pazarlama gibi alanların yer aldığını belirtiyor. Bu meslekler, YZ'yi analiz, içerik taslağı oluşturma ve veri toplama gibi yardımcı süreçlerde kullanarak verimliliklerini artırmak zorunda kalacak.

Uzman, çalışanların artık dijital araçları etkin kullanmayı tercih değil, zorunluluk olarak görmesi gerektiğini belirtirken, Stanford Üniversitesi verilerine de dikkat çekiyor. Buna göre, 22-25 yaş arasındaki genç profesyonellerin yaklaşık yüzde 6'sı, yapay zekaya karşı duyarlı meslek gruplarında yer alıyor. Bu durum, özellikle yeni mezunların kendilerini hızla dönüştürme baskısıyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

İNSAN DOKUNUŞUNUN ÖNEMİ KORUNUYOR: DÜŞÜK RİSKLİ ALANLAR

Ancak her mesleğin yapay zeka tarafından kolayca taklit edilemeyeceğini de vurgulayan Prof. Dr. Kırık, doktorluk, hemşirelik, psikolojik danışmanlık, sanatçılık ve el becerisi gerektiren zanaatlar gibi düşük riskli mesleklerin önemini koruduğunu belirtiyor.

"Yapay zeka hızlı ve hatasız veri işleyebilir; ancak yaratıcı düşünme, empati kurma, etik yargılama ve karmaşık, belirsiz durumlarda karar verme gibi insana özgü becerilerde hâlâ yetersiz kalıyor," diyen Kırık, duygusal zeka ve insan teması gerektiren mesleklerin, bu yeni çağın en değerli ve vazgeçilmez alanları olacağını ifade ediyor.

2030 UYARISI: GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN NOKTA

Prof. Dr. Ali Murat Kırık, teknolojik değişimin önlenemez hızına vurgu yaparak son uyarısını yapıyor: "2030 yılına geldiğimizde, iş süreçlerine yapay zekayı entegre edemeyen mesleklerin büyük bir kısmı ya yok olacak ya da gerileyecek. Bu teknolojiyi bir tehdit değil, verimliliği ve yaratıcılığı artıran stratejik bir ortak olarak görmek zorundayız."

Kırık, her şeye rağmen sistemin merkezinde her zaman insanın olacağının altını çiziyor: "Unutmayalım ki, yapay zekayı geliştiren, yöneten ve ona asıl anlamı kazandıran yine insan faktörüdür. Dijital becerilerini güçlendirip, yaratıcı ve insan odaklı yeteneklerini öne çıkaran çalışanlar, bu yeni dönemin tartışmasız kazananı olacaktır."

Dijital dönüşümde ayakta kalmak isteyen kurumlar ve bireyler için adaptasyon, artık geleceğin değil, bugünün zorunlu gündem maddesidir.