Hipodrom atlarını elleriyle yetiştiriyor

Bayındır’da 20 yıldır yarış atı yetiştiren Nasibin Özçılnak, evinin bahçesinde yaptırdığı harada yetiştirdiği yarış atlarına öz yavruları gibi bakıyor. Özçılnak’ın yetiştirdiği atlar hipodromlarda yarışmak için Türkiye’nin dört bir yanına gidiyor


  • Oluşturulma Tarihi : 05.03.2020 07:44
  • Güncelleme Tarihi : 05.03.2020 07:44
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hipodrom atlarını elleriyle yetiştiriyor

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
İzmir’in Bayındır İlçesi’nde yaşayan 43 yaşındaki çiftçi Nasibin Özçılnak, yaklaşık 20 yıldır hipodromlarda koşan yarış atlarını yetiştiriyor. Eşiyle beraber yetiştirdiği atları Türkiye’nin dört bir yanına pazarladıklarını söyleyen Özçılnak, yarış atı yetiştiriciliğinin zor ve sabır isteyen bir meslek olduğunu aktardı. Öte yandan Özçılnak, atlara öz yavruları gibi bakıyor. Yedi gün 24 saat atların içinde yaşadığını söyleyen Özçılnak, bir atın doğumundan hipodroma kadar geçen süredeki maliyetinin 100 bin TL’yi bulduğunu ifade etti. Yarış atı yetiştiriciliğinde genelde veteriner sıkıntısı yaşadıklarını söyleyen Özçılnak, bunun için açık öğretim fakültesinde veterinerlik bölümü okuduğunu da sözlerine ekledi.



YILDA 20 ATI PİYASAYA ÇIKARIYORUZ
Hipodromlarda koşan atların mutfaklarından çıktığını belirten Özçılnak, yılda yaklaşık 20 atın yetiştirildiğini vurguladı. Özçılnak, “Yaklaşık 20 yıldır yarış atı yetiştiriciliği yapıyorum. Beslenmesinden temizlenmesine, temizlenmesinden doğumuna kadar atlarımla bire bir ilgileniyorum. Bayındır’da hipodromlarda koşan atları yetiştiriyoruz. Yarış atları bizim mutfağımızdan çıkıyor. Bazı yıllar 20 at yetiştirirken, şartlara göre bazen de 10 at yetiştirebiliyoruz” dedi.



SPORCU YETİŞTİRİYORUZ!
Normal hayvancılıktan farklı bir iş yaptıklarını söyleyen Özçılnak, at yetiştirilmenin çok hassas bir iş olduğunun altını çizdi. At yetiştiriciliği masrafının çok yüksek olduğunu dile getiren Özçılnak, “Bizim normal hayvancılıktan farkımız biz resmen sporcu yetiştiriyoruz. Bizim yaptığımız iş çok hassas bir iş. Aynı zamanda riskli ve maliyeti yüksek bir iş.  Masrafı yüksek. Sporcu yetiştiriyorsun, sadece aygırına 20-50 bin lira arası sadece tohumuna para verdiğimiz hayvanlar bunlar. Gelirimiz ise sattığımız atlardan sağlıyoruz. Atlarımızı asla kiraya vermiyoruz. Ya satıyoruz ya da koşturuyoruz” diye konuştu.
BAYINDIR’DAN TÜRKİYE’YE
Türkiye’nin birçok bölgesine yarış atı gönderdiklerini söyleyen Özçılnak, hipodromlardan çok sayıda başarı ve kupa kazandıklarını dile getirdi. Özçılnak, “Hipodromlarda yarışan atlarımız ve kupa kazanan atlarımız var. Bu atlarımızı Türkiye’nin birçok bölgesine satıyoruz. Biz 7-24 atlarımızla ilgileniyoruz. Atların yiyecekleri de ayrı oluyor. Tayın ayrı, aygırın ayrı, gebenin ayrıdır. Doğumdan sonra ayrıdır. Ona göre yemlerini veriyoruz. Ahırlarını temizliyoruz. Yazın gece dışarı çıkıyor, kışın gündüz dışarı çıkıyor. Bir atın doğumundan hipodroma kadar ki maliyeti: annesinin karnında 11 ay bakılıyor, hipodroma 1 buçuk yaşında gidiyor. İkili yaşlarda bizden ayrılıyor. Toplam maliyeti 100 bin
TL’yi geçiyor” dedi.
VETERİNERLİK OKUYORUM
En çok yaşadığı sıkıntının veterinersizlik olduğunun altını çizen Özçılnak, bunun için açık öğretimden veterinerlik okuduğunu vurguladı. Özçılnak, “Atlarımızı yetiştirirken en çok zorlandığımız kısım veteriner yokluğu. Bu yokluğa karşı ben de açık öğretimde veterinerlik fakültesi okumaya karar verdim. Atlarımın sağlığı için bu bölümü okumak ve biraz daha bilgi sahibi olmak için okuyorum” diye konuştu



 

Haber Merkezi