Sayfa Yükleniyor...
İklim krizi ve iklim değişikliğine ne kadar hakimsiniz? Belki de çok yabancısı olduğunuz ama tam da içinde bulunduğunuz söz konusu kavramların karşılığını sizler için derledik…
Gezegenimizin şu anda karşı karşıya bulunduğu varoluş sorunu zamanımızın belirleyici krizi olarak niteleniyor. Dahası bu kriz bizi beklemiyor, korktuğumuzdan çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Ancak uzun bir süredir doğanın tükenişine tanık olmamıza rağmen tam olarak neler olup bittiği ya da neler yapabileceğimiz hâlâ bilinmiyor. Mesela ağız alışkanlığı ‘iklim krizi’ diyoruz ama iş ne zaman bu boyuta geldi? Buzulların eridiğini biliyoruz ama bizi nasıl etkileyebilir ki? İklim değişikliğine karşı yapılması gereken hamleler belli ama ilk başta neyi başarmalıyız? Gelin detaylara bakalım…
İklim değişikliği, dünya üzerindeki ortalama hava durumu koşullarında uzun dönemli değişiklikleri ifade eder. Bu değişiklikler, genellikle on yıllar veya daha uzun süreler boyunca meydana gelir.
İklim değişikliğinin başlıca sebepleri ise şu şekilde sıralanır: Güneşin aktivitesindeki değişiklikler, volkanik patlamalar, okyanus akıntılarındaki değişiklikler gibi doğal süreçler… Fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma, sanayi faaliyetleri ve tarım gibi insan faaliyetleri sonucu atmosfere salınan sera gazları! (karbon dioksit, metan, azot oksitler)
İklim değişikliğinin sonuçları arasında küresel sıcaklık artışı, deniz seviyelerinin yükselmesi, buzulların erimesi, aşırı hava olaylarının (örneğin, kasırgalar, seller, kuraklıklar) artması ve ekosistemlerin bozulması sayılabilir. Bu etkiler hem doğal çevreyi hem de insan toplumlarını olumsuz yönde etkileyebilir.
İklim krizi ise dünya genelinde yaşanan aşırı hava olayları, yükselen deniz seviyeleri, eriyen buzullar, kuraklıklar ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi olumsuz etkilerle kendini gösteren, iklim değişikliğinin neden olduğu acil ve ciddi durumu ifade eder. Bu kriz, büyük ölçüde insan faaliyetlerinin, özellikle fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma ve sanayi faaliyetlerinin atmosfere sera gazı salınımını artırması sonucu ortaya çıkar. Söz konusu durum, dünyanın ortalama sıcaklığının artmasına, iklim dengelerinin bozulmasına ve doğal afetlerin daha sık ve şiddetli hale gelmesine neden olur. İklim krizi, ekosistemler üzerinde yıkıcı etkiler yaratırken, insan sağlığı, tarım, su kaynakları ve ekonomik yapılar üzerinde de büyük tehditler oluşturur.
İzmir de dahil olmak üzere Türkiye'nin birçok bölgesi iklim değişikliğinden etkileniyor. İklim değişikliği, sıcaklık artışları, yağış düzenlerindeki değişiklikler, deniz seviyesinin yükselmesi ve daha sık görülen aşırı hava olayları gibi çeşitli etkiler yaratırken, İzmir'de de bu etkileri gözlemleyebiliriz.
Örneğin; İzmir'de yaz aylarında sıcaklıklar artarken, daha uzun sıcak hava dalgaları yaşanıyor… Yağış miktarları ve dağılımı değişiyor. Özellikle kış yağışlarında azalma, yaz aylarında ise ani ve şiddetli yağışlar görülüyor… Su kaynakları üzerinde baskı artıyor ve kuraklık riski yükseliyor… Öte yandan, kıyı bölgelerinde deniz seviyesinin yükselmesiyle erozyon ve tuzlu su girişimi gibi sorunlar yaşanabilir… Uzmanlar, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak ve uyum sağlamak için İzmir’de çeşitli önlemler alınması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye'de belediyeler iklim krizini önlemek ve etkilerini azaltmak için çeşitli stratejiler ve uygulamalar geliştirebilir. Örneğin; Belediye sınırları içinde parklar, bahçeler, ağaçlandırma projeleri ve yeşil koridorlar oluşturarak karbon yutak alanlarını artırmak… Toplu taşıma sistemlerini geliştirmek, bisiklet yolları ve yaya yolları inşa etmek, elektrikli ve hibrit araçları teşvik etmek… Kamu binalarında ve altyapıda enerji verimliliği projeleri uygulamak, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanmak… Geri dönüşüm programlarını genişletmek, organik atıkların kompostlanmasını sağlamak, atık miktarını azaltmak için bilinçlendirme kampanyaları düzenlemek… Su tasarrufu programları, yağmur suyu toplama sistemleri ve gri su geri dönüşüm sistemleri uygulamak… Sel ve taşkın riskine karşı altyapıyı güçlendirmek, doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak için erken uyarı sistemleri kurmak… Halkı iklim değişikliği konusunda bilinçlendirmek, çevre dostu yaşam tarzlarını teşvik etmek için eğitim programları düzenlemek… Kent tarımı projelerini desteklemek, yerel ve organik gıda üretimini teşvik etmek… Belediyenin ve kent sakinlerinin karbon ayak izini ölçmek ve azaltmak için eylem planları oluşturmak.
Bu adımlar, belediyelerin iklim değişikliği ile mücadelede etkili bir rol oynamasına ve sürdürülebilir bir gelecek için katkıda bulunmasına yardımcı olabilir.
HABER MERKEZİ