Eğitim-İş: MEB, çocuk işçi bulma kurumu olarak görülemez

Eğitim-İş, zorunlu eğitimin kısaltılması ve çocukların erken yaşta iş gücüne katılmasına yönelik önerilere sert tepki gösterdi

  • Oluşturulma Tarihi : 26.06.2025 12:53
  • Güncelleme Tarihi : 26.06.2025 12:53
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Eğitim-İş: MEB, çocuk işçi bulma kurumu olarak görülemez haberinin görseli

Eğitim-İş, son dönemde kamuoyuna yansıyan zorunlu eğitimi kısaltma yönündeki model önerilerine ve sermaye temsilcilerinin çocuk işçiliğini teşvik eden açıklamalarına karşı kapsamlı bir açıklama yayımladı. “MEB, çocuk işçi bulma kurumu olarak görülemez!” başlığıyla yapılan açıklamada, eğitim sisteminin laiklikten ve kamusallıktan uzaklaştırılarak sermaye odaklı bir yapıya dönüştürülmek istendiği iddia edildi. 
Sendika, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı ‘3+1’, ‘2+2’ gibi yeni eğitim modellerinin, gerçekte çocukları okuldan koparıp atölyelere ve sanayiye yönlendirme planının parçası olduğunu öne sürdü. Bu modellerin özellikle yoksul ve emekçi ailelerin çocuklarını hedef aldığına dikkat çeken sendika, eğitim hakkının sistemli bir biçimde yok edildiği ve sosyal eşitsizliğin derinleştirildiğini ifade etti.

YOKSUL ÇOCUKLARI EĞİTİMDEN KOPARIP…

Sendika öte yandan, MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir’in ‘Gençler iş gücüne daha erken katılmalı’ yönündeki sözlerini eleştirerek, “Bu açıklama, yoksul çocukları eğitimden koparıp ucuz iş gücü haline getirme çağrısıdır” dedi. Eğitim-İş, Özdemir’in bu sözlerinin hiçbir bilimsel ve pedagojik temele dayanmadığını belirterek, eğitim politikalarının sermayenin talepleriyle değil, çocukların geleceği için belirlenmesi gerektiğini vurguladı. MESEM uygulamalarının çocuk emeğini meşrulaştıran tehlikeli bir sistem haline geldiğine işaret eden Eğitim-İş, bu merkezlerde eğitimden çok üretim baskısının dayatıldığını, çocukların iş kazaları, psikolojik yıpranma ve gelecek kaygısıyla baş başa bırakıldığını aktardı. Açıklamada, “Bu sistemin merkezinde, çocukları güvencesiz emek düzenine hazırlayan sömürü politikaları vardır” ifadeleri de yer aldı.

ONLARIN YERİ TORNA TEZGÂHI DEĞİL, HAYALLERİDİR

Zorunlu eğitimin kısaltılmasıyla birlikte yalnızca çocuk işçiliğinin artmayacağını, aynı zamanda kız çocuklarının erken yaşta eğitimden kopacağını, çocuk yaşta evliliklerin ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de artacağını vurgulayan sendika, “Yıllardır verilen mücadele, bu modellerle bir kalemde silinmek isteniyor” eleştirisinde bulundu. Eğitim hakkının pazarlık konusu yapılamayacak kadar kutsal olduğunu öne süren sendika, “Zorunlu eğitimi parçalamaya yönelik her türlü girişimin karşısında duracağız. MESEM düzenini teşhir etmeye, çocuk işçiliğine karşı mücadeleye devam edeceğiz. Laik, bilimsel, kamusal ve eşit bir eğitim sistemi için sonuna kadar direneceğiz. Bu ülkenin çocukları sanayide değil; okul sıralarında, kütüphanelerde, laboratuvarlarda olmalıdır. Onların yeri torna tezgâhı değil, hayalleridir” mesajını iletti.