- Ekonomi
- 04.08.2025 16:01
İzmir’deki su kaynaklarının azalmasındaki nedenin su yönetimi olduğunu belirten Mahmut Atilla Kaya, İZSU verilerine göre İzmir’in bazı ilçelerinde su kaybının yüzde 50’yi aştığını söyledi.
Sıcaklık ve kuraklığın etkisiyle barajlarındaki suyun kritik seviyeler indiği İzmir’de su kaynakları ve su yönetimi konusu kentte gündem olmaya devam ederken, konu hakkında siyasi isimlerden de açıklamalar gelmeye devam ediyor. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya yaptığı açıklama ile İzmir’deki su kayıp ve kaçaklarındaki yüksek oranlara dikkat çekti. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (İZSU) açıkladığı veriler üzerinden İzmir’deki su yönetimini eleştiren kaya, bazı ilçelerde yüzde 50’yi aşan kayıplar olduğunu belirtti.
İZSU verilerine göre İzmir’de her 3 bardak sudan 1 tanesinin musluğa ulaşmadan toprağa karıştığını söyleyen Kaya, Kınık’ta ise bu oranın yüzde 55 olduğunu açıkladı. İZSU’nun faaliyet raporlarında bu verileri saklamaya çalıştığını da iddia eden Kaya, “İzmir'de sorun suyun kaynağı değil, suyun yönetimidir! İzmir'de içme suyu konusunda konuşulması gereken asıl mesele, kaynakların azalması ya da yetmemesi değildir. En ciddi sorun, üretilen suyun ne kadarının gerçekten halkın musluğuna ulaştığıdır. İZSU'nun 2021 yılı verilerine göre İzmir genelindeki kayıp-kaçak oranı yüzde 31,52'dir. Bu, her 3 bardak sudan 1'inin musluğa ulaşamadan toprağa karıştığı anlamına gelir. Bazı ilçelerde ise tablo çok daha vahim! Kınık: yüzde 55,00 Bergama: yüzde 48,00, Seferihisar: yüzde 43,58, Kiraz: yüzde 40,59. Yani bazı bölgelerde, üretilen suyun neredeyse yarısı kaybolmaktadır. Daha çarpıcı olan ise İZSU'nun bu oranları gizlemeye başlamasıdır. 2021 sonrası faaliyet raporlarında yalnızca merkezdeki 11 ilçe esas alınmakta, böylece şehir genelindeki kayıp-kaçak oranı yapay biçimde yüzde 26,77'ye ‘düşürülmüş’ gibi gösterilmektedir. Kırsal ilçeler ise yok sayılmaktadır. Ancak 2023 yılı Sayıştay Raporu bu örtbası ortaya çıkarmıştır. İZSU'nun kamuoyuyla paylaşmadığı 2022 yılı verileri, durumun gizlendiğini ve gerçeğin çok daha kötü olduğunu belgeliyor. Bu sadece teknik bir sorun değildir. Barajlar inşa ediliyor, kuyular kazılıyor, pompalar çalıştırılıyor. Ancak milyarlarca liralık yatırımlarla üretilen içme suyu, daha musluğa ulaşamadan sistem içinde kayboluyor” dedi.
İzmir’de milyarlarca lira değere sahip suyun şebeke kayıpları nedeniyle heba olduğunu söyleyen Kaya, sorunu gündeme getirenlerin ise susturulmaya çalışıldığını söyledi. Açıklamasında Türkiye’deki diğer illerdeki kayıp-kaçak oranları üzerinden örneklerde veren Kaya, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Son 5 yılda, tam 6 milyar 135 milyon TL'lik içme suyu, İZSU'nun şebekesindeki kayıplar nedeniyle heba oldu. İklim krizi derinleşirken, suyun stratejik bir değere dönüştüğü bir dönemde bu durum yalnızca bir yönetim zafiyeti değil, aynı zamanda büyük bir kamu kaynağı israfıdır. Tüm bu gerçeklere rağmen, İzmir'de hâlâ ‘dirençli kent’ masalları anlatılıyor. Kayıp-kaçak sorununu gündeme getirenler ya susturuluyor ya da ‘siyaset yapıyor’ diye yaftalanıyor. Ancak rakamlar çok net. İstanbul'da kayıp-kaçak oranı yüzde 18,63 olarak görülmektedir. Bursa'da yüzde 19 olarak tespit edilmiştir. İzmir ise hâlâ yüzde 30'un üzerinde ve bazı ilçelerde yüzde 50'yi aşan oranlarla Türkiye'nin en yüksek su kaybı yaşayan şehirlerinden biri konumundadır. Bu haliyle İzmir'in su yönetimi ne dirençlidir, ne de sürdürülebilirdir. Çünkü sorun suyun kaynağında değil, su yönetimindedir.”
Kaynak : BERKAY ERDEN