- Ekonomi
- 13.03.2025 12:11
Emeklilerin bayram ikramiyesi, sembolik bir rakama dönüştü. Bir zamanlar emekliler için torunlara harçlık, sofraya bereket anlamına gelen bayram, bugün geçim sıkıntısının gölgesinde buruk bir bekleyişe dönüştü
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Emeklilerin bayramlarını bir nebze olsun rahat geçirmesi için verilen bayram ikramiyesi, yıllar içinde asgari ücret ve enflasyon karşısında büyük bir erime yaşadı. Bir zamanlar emekliler için anlamlı bir destek olan bu ödeme, giderek değer kaybederek adeta sembolik bir rakama dönüştü. Emeklinin bayram ikramiyesi 2018 – 2020 yılları arasında bin TL olarak belirlenirken 2025 yılında ise 4 bin TL’ye yükseldi. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSKAR) verilerine göre, 2018’de asgari ücretin yüzde 62,4’üne denk gelen ikramiye, 2024’te yüzde 17,6’ya kadar geriledi. Bayram ikramiyesi eğer asgari ücrete paralel artsaydı, 2024’te 10 bin 609 TL olması gerekirken 3 bin TL’de kaldı. Enflasyon karşısında da ciddi kayıplar yaşayan bayram ikramiyesi TÜFE’ye göre 16 bin 163 TL’ye ulaşmalıydı, ancak 4 bin TL seviyesinde kaldı. Torunlarına harçlık bile veremeyecek duruma geldiklerini belirten emekliler, bu bayramda da sevinç yerine geçim derdine düştü.
Yetkililerin emeklilere hak ettikleri yaşam standartlarını sağlamak yerine, sadaka kültürünü teşvik ettiğini söyleyen DİSK Emekli Sen Ege Bölge Temsilcisi Sabahattin Yeşiltepe, “Bordro mahkumları ve emekliler, sırtlarındaki hançer misali TÜİK’in enflasyon hesaplamalarıyla adeta yok ediliyor. Maaş oranlamaları ve gıda zamları, yıllar içinde oluşan uçurumu açıkça gözler önüne seriyor. Emeklilere yapılan maaş artışları ve verilen ikramiyeler sadaka gibi. Nitekim Diyanet İşleri Başkanı’nın ‘Emeklilere zekatlarınızı verebilirsiniz’ açıklaması da bunu doğrular nitelikte. Görünen o ki yetkililer, emeklilere hak ettikleri yaşam standartlarını sağlamak yerine, sadaka kültürünü teşvik ediyorlar. Oysa emekliler alın terlerinin karşılığını istiyor, sadaka değil! Örgütlenmeyen ve üretmeyen bir toplum, kaçınılmaz olarak biat kültürüne teslim olur. Bundan kurtulmanın yolu, örgütlenmekten ve sınıfsal bir bakış açısıyla hareket etmekten geçer. DİSK Emekli Sen de bu bilinçle yoluna devam ediyor. Son seçimlerde emekliler, sandıkta güçlerini gösterdi. Şimdi ise gecikmeden yeniden seçim istiyoruz” dedi.
Emeklilerin bayramı artık sevinçle değil, geçim derdiyle karşıladığını belirterek, ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan milyonlarca emeklinin bayramda torunlarına harçlık bile veremeyecek hale geldiğini vurgulayan Emekliler Derneği İzmir Şube Başkanı Zekeriya Beypınar, “Bir zamanlar bayram demek, torunlarımıza harçlık vermek, sofralarımızı bereketle donatmak demekti. Bugün ise bayram yaklaştıkça içimiz daralıyor. Çünkü emeklilerin cebinde para kalmadı. Bayram ikramiyeleri yıllar içinde adeta kuşa döndü. 2024 yılı itibarıyla enflasyon karşısında kaybedilen tutar 12 bin 163 TL’yi buldu. Peki soruyorum, 4 bin TL ile bir emekli nasıl bayram edecek?” diye konuştu.
Emeklilerin hak ettikleri refaha kavuşmaları için adaletli bir ücret politikasına ihtiyaç duyulduğunu belirten Beypınar, “Emekli, ömrünü çalışarak geçirdi. Yıllarca devlete prim ödedi, alın teri döktü. Şimdi ise açlık sınırında yaşamaya mahkûm ediliyor. Oysa bu insanlar sadaka değil, haklarını istiyorlar. İktidar yetkilileri ‘müjde’ diye açıkladıkları bayram ikramiyesini enflasyon karşısında mum gibi eritiyor. Bugün en düşük emekli maaşı 10 bin TL civarında ve bu maaşla bırakın bayramı, bir ayı çıkarmak bile mucize oldu. Gıda fiyatları fırlamış, kiralar uçmuş, faturalar kabarmış… 3 bin ya da 4 bin TL’lik bir ikramiye emeklinin hangi derdine derman olacak? Bu adaletsizliğin artık son bulması gerekiyor. Biz bayramda torunlarımıza harçlık verebileceğimiz günlerin özlemini çekiyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de emeklilik sistemi ve diğer pek çok sistemin işlemesi için gerekli asgari kuralların uygulanmadığını, bu durumun da sorunların birikmesine ve büyümesine yol açtığını ifade eden Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş, “Emeklilere Bayram İkramiyesi emeklilik sistemlerinde yeri olmayan oldukça sıra dışı bir uygulama. Modern emeklilik sistemlerinde bu tür uygulamalara yer yoktur. Modern ve işlevsel bir emeklilik sistemi emeklilere yatırdıkları primlerle orantılı olarak, çalıştıkları dönemlere göre önemli refah kaybına uğramayacakları şekilde bir maaş ödemesi yapar. Uygun çalışma koşullarında, hak ettiği ücreti alarak çalışan, üreten vatandaşların ödediği primlerle oluşan fonlar iyi yönetildiğinde emeklilik sistemi emeklilere yeterli sosyal koruma sağlayacaktır. Sağlıklı bir emeklilik sisteminin temelini, hiç şüphesiz, güçlü bir ekonomik yapı oluşturabilir. İyi yönetilen, istikrarlı bir şekilde büyüyen, vatandaşlarına istihdam sağlayan ve fiyat istikrarı olan bir ekonomide emeklilik sistemi de güçlü olur ve bayram ikramiyesi gibi popülist uygulamalara gerek duyulmaz. Ancak biz bunun yerine, ‘Bayram İkramiyesi’, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT), Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi uygulamalarla sistemleri kendimize uydurmaya çalışıyoruz” dedi.
Emeklilere verilen bayram ikramiyesi, yıllar içinde asgari ücret karşısında büyük bir değer kaybı yaşadı. DİSKAR verilerine göre 2018 yılında 1.000 TL olarak belirlenen ikramiye, o dönemde asgari ücretin yüzde 62,4’üne denk gelirken, 2024 yılında 3 bin TL’ye çıkmasına rağmen asgari ücretin yalnızca yüzde 17,6’sını karşılayabildi. Eğer ikramiye asgari ücret oranında artırılsaydı, 2024 yılında 10 bin 609 TL’ye ulaşması gerekiyordu. Ancak mevcut durumda 3 bin TL’de kalması, emeklilerin yalnızca bir bayramda 7 bin 609 TL kayıp yaşadığını gösteriyor. Yıllık kayıp ise 15 bin 218 TL’yi buluyor. 2018’den 2024’e kadar olan süreçte emeklilerin toplam kaybı 27 bin 892 TL’ye ulaştı.
Bayram ikramiyesi yalnızca asgari ücret karşısında değil, enflasyon karşısında da büyük kayıplar verdi. 2018’den 2024’e kadar olan süreçte enflasyon artışları dikkate alındığında, bayram ikramiyesinin 16 bin 163 TL’ye ulaşması gerekiyordu. Ancak 3 bin TL’de kalması, emeklilerin enflasyon karşısında 13 bin 163 TL kaybetmesine yol açtı. Gıda enflasyonu göz önüne alındığında ise kayıp daha da belirgin hale geliyor. 2018’de 1.000 TL ile alınan gıda ürünleri 2024’te 7 bin 904 TL’ye yükseldi.