Sayfa Yükleniyor...
EYMSİB olarak 2024 yılında 1 milyar 314 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini belirten Uçak, “Kaliteli üretim ve yeni pazarlarla 2025’e daha güçlü gireceğiz” dedi
KEMAL ÖZKURT – Türkiye’nin yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatı, 2024 yılında ilk kez 6 milyar doları aşarak 6 milyar 131 milyon dolara ulaştı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (EYMSİB), 1 milyar 314 milyon dolarlık ihracatıyla bu başarıda önemli bir rol oynarken, Türkiye genelinde sektör ihracatından yüzde 22 pay aldı. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, düzenlediği basın toplantısında ihracat rakamlarını değerlendirirken, sektörün karşı karşıya olduğu zorluklara ve geleceğe dair hedefleri konusunda açıklamalarda bulundu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak 2024 yılında 1 milyar 314 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Uçak, “Sektörümüzün gelişimi için kaliteden ödün vermeden yolumuza devam edeceğiz. Kaliteli üretim ve yeni pazarlarla 2025’e daha güçlü gireceğiz” dedi.
2024’ün kuraklığın etkilerini derinden hissettikleri bir yıl olduğunu vurgulayan Uçak, “İklim değişikliği artık doğrudan yaşamımıza müdahale ediyor. Üreticilerimiz için mevcut sınırlı kaynakları en etkin şekilde kullanmak artık bir tercih meselesi değil, zorunlu bir gereklilik haline geldi” dedi. Bu kapsamda yürüttükleri projelerden bahseden Uçak, “Ege İhracatçı Birlikleri olarak 4 yıldır 'Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz Projesi'ni yürütüyoruz. Bu projeyle, mandalina, limon, üzüm, kiraz, domates, portakal, asma yaprağı, şeftali, çilek ve biber gibi ürünlerin yoğun olarak üretildiği bölgelerden numuneler alarak analiz yaptık. Sorunlu gördüğümüz bölgelerde ise bilinçlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Amacımız kalıntısız ve kaliteli üretimi teşvik etmek” diye belirtti.
2025 hedefleri arasında yeni pazar açılımlarına öncelik verdiklerini belirten Uçak, “44 firmamızın katılımıyla başlattığımız yeni URGE projemiz ile firmalarımızın ihtiyaçlarına uygun olarak yeni müşteri bağlantıları kurmayı hedefliyoruz. Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle, bu projede yer alan firmalarımız için yurtdışı pazarlama faaliyetleri düzenlemeyi planlıyoruz. Gıda Birlikleri ile birlikte yürüttüğümüz bu proje sayesinde ABD pazarında etkinliğimizi artırıyoruz. Tanıtım faaliyetleriyle başlayan girişim artık meyvelerini veriyor ve firmalarımız ihracat anlaşmaları imzalamaya başladı” ifadelerini kullandı.
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak üreticilerle yakın iş birliğini sürdürerek ihracat hedeflerini büyüteceklerini ifade eden Uçak, sözlerini şu şekilde tamamladı; “Üretim kalitesini artırarak, dünya pazarlarında daha güçlü bir yer edinmeyi hedefliyoruz. 2025 yılında daha fazla üreticimizi ihracata kazandırmak, yeni pazarlara açılmak ve sürdürülebilir üretimi teşvik etmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Birlik ve beraberlik içinde, sektörümüzü daha ileriye taşıyacağımıza inanıyoruz.”
İHRACATTA EN BÜYÜK SORUN; PESTİSİT
Yaş meyve ve sebze ihracatında en önemli sorunlardan biri pestisit kalıntısı olduğunu ifade eden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, “Son dönemde bu konu ciddi şekilde gündem oluşturmaya başladı. Türk ürünlerinin dış pazardaki algısını düzeltmek için Turquality Projesi başlatıldı. Ancak, ihracatta geri dönen her tırın başlıca sorun olarak gösterilmesi doğru değil. Bu durum, ülke mevzuatlarından kaynaklanıyor ve sadece ihracat üzerinden çözülebilecek bir mesele değil. Çünkü Türkiye'de üretilen meyve ve sebzenin yalnızca yüzde 10’u ihraç ediliyor, kalan yüzde 90’ı iç piyasada tüketiliyor. Eğer kalıntı sorununu yalnızca ihracat açısından çözmeye çalışırsak başarılı olamayız. Bu sorunu üretim sahasında çözmemiz gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu konuda ciddi tedbirler aldığını ve önümüzdeki süreçte kapsamlı çalışmalar başlatacağını belirtti. Ayrıca, bu yalnızca ihracat meselesi değil, Türk insanı da sağlıklı ve kalıntısız ürün tüketmeyi hak ediyor. Bu yüzden toplumda farkındalık yaratmamız ve tüketicilerin de pazardan aldıkları ürünleri sorgulaması gerekiyor. Eğer tüketiciler bilinçlenirse, bu sorunun daha hızlı çözüleceğine inanıyorum” dedi.
DÖNEN ÜRÜNLER İÇ PİYASAYA SÜRÜLMÜYOR
Geri dönen ürünlerin analiz edilmeden iç piyasaya sürüldüğüne dair çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Cengiz Balık, “Geri dönen ürünlerin iç piyasada kolayca satıldığı yönünde yanlış bir algı var. Oysa ihracat belirli kurallar çerçevesinde yapılıyor. Avrupa Birliği’ne gönderilen ürünler ilk olarak Kapıkule sınır kapısında analize tabi tutuluyor. İlk analiz Bulgaristan sınırında yapılıyor ve eğer uygunsuzluk tespit edilirse ürün Türkiye’ye geri gönderiliyor. Analizden geçemeyen ürünlerin ülkeye dönmesi en az 20 günü buluyor. Türkiye’ye giren ürün sonra ithalat rejimine tabi tutuluyor. Türkiye’deki mevzuata göre yeniden analiz yapılıyor ve eğer burada da uygunsuzluk tespit edilirse ürün imha ediliyor. Eğer ürün uygun bulunursa ihracatçı bunu çekebiliyor, fakat yaklaşık 25 günlük süreç sonunda bu sefer de ürünün raf ömrü dolduğu için ticari değerini kaybediyor. Bu nedenle, Türkiye’de kalıntılı malın piyasaya sürüldüğü yönündeki iddialar gerçeği yansıtmıyor” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM ÜRETİMDE
Sorunun kökten çözümü için üretim aşamasında denetimlerin sıkılaştırılması gerektiği söyleyen Balık, “Tüketicilerin bilinçli hareket etmesi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesiyle bu sorunu çözebileceğimize inanıyorum. Yani tüketici pazardan aldığı ürünü de sorgulasın. Eğer üretimde gerekli önlemleri alırsak, hem ihracatçılar kaybetmez hem de ülkenin itibarı zedelenmez. Aksi takdirde, geri dönen ürünlerin imha edilmesi hem ekonomik kayıplara yol açar hem de sürdürülebilir bir çözüm sunmaz” dedi.
BÜLTEN