Sayfa Yükleniyor...
Yüzde 45 düzeyinde sabit kalınan faiz kararının dolar, altın ve borsa üzerinde ani bir etki yaratmayacağını belirten Ekonomist Toptaş, enflasyon görünümü bozulursa ilave sıkılaştırmaların gündeme gelebileceğine dikkat çekti
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2024 yılının ikinci faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan başkanlığında toplanan Para Politikası Kurulu (PPK), merakla beklenen faiz oranı 8 aylık artış döngüsünün ardından yüzde 45 düzeyinde sabit kalmasına karar verdi. Açıklanan kararın ardından gözler altın, dolar ve borsada yaşanacak hareketliliğe çevrildi. Merkez Bankası'nın faiz oranları tüketici ve yatırımcı davranışlarını, kredi maliyetlerini, para biriminin değerini ve genel ekonomik büyümeyi etkileyebilir. Merkez Bankası faiz oranlarını artırdığında, bu genellikle enflasyonu kontrol altına almak ve ekonomiyi soğutmak amacıyla yapılırken, hisse senedi, tahvil ve döviz piyasalarında hemen hissedilen tepkilere yol açar. Açıklanan faiz kararının ardından merak edilen soruları yanıtlayan Ekonomist Dr. Ayhan Bülent Toptaş, faiz artışlarının yerel seçimlere birkaç ay kala tamamlanması TCMB’nin politik etki altında olduğu izlenimini pekiştirdiğine dikkat çekerek faiz kararının sabit kalması piyasa tarafından beklenen bir durum olduğundan dolar, altın ve borsa üzerinde ani bir etki yaratmayacağını belirtti. Öte yandan TCMB tarafından parasal sıkılaşma sürecinin tamamlandığı ifade edilse de piyasada hala likidite bolluğu olduğunu ifade eden Toptaş, “Mevcut koşullarda TCMB’nin yıl sonunda yüzde 36’lık enflasyon tahminine ulaşılabileceği konusunda şüphe bulutları oluşturuyor. Eğer enflasyon görünümü bozulursa ilave sıkılaştırmalar gündeme gelebilir” dedi.
İLAVE SIKILAŞTIRMALAR GÜNDEMDE
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan enflasyon raporu sunumu için kamuoyu karşısına çıktığı ilk basın toplantısında, sıkı para politikasına bağlı olduklarını açıklamıştı. Öte yandan PPK 2024’ün ilk toplantısında politika faizini 250 baz puan artırarak yüzde 45’e çıkartırken “gerekli parasal sıkılık düzeyine ulaşıldığı” belirtilerek faiz artışlarının sonuna gelindiği belirtilmişti. TCMB tarafından parasal sıkılaşma sürecinin tamamlandığı ifade edilse de piyasada hala likidite bolluğu olduğunu ifade eden Toptaş, “Yeni Başkan Fatih Karahan, gelinen noktada, parasal sıkılaşmanın enflasyonda düşüşü sağlamak için yeterli seviyede olduğunu belirtmişti. Bu nedenle, 22 Şubat’ta yapılan son PPK toplantısında TCMB’nin politika faizini değiştirmesi beklenmiyordu. Fakat gelinen noktada para arzı genişlemesinde belirgin bir yavaşlama yok. Bu durum, mevcut koşullarda TCMB’nin yıl sonunda yüzde 36’lık enflasyon tahminine ulaşılabileceği konusunda şüphe bulutları oluşturuyor. Eğer enflasyon görünümü bozulursa ilave sıkılaştırmalar gündeme gelebilir” diye konuştu.
ANİ ETKİLER YARATMAZ
Geçtiğimiz yıllarda TCMB’nin politik etki altında olduğu konusu sürekli olarak gündeme geliyordu. Seçimler öncesinde faiz kararları ve zam oranları iktidar partiler tarafından seçim aracı olarak kullanıldığı süreçleri yaşadık. 31 Mart’ta yapılacak olan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin faiz artırımında etkisi olabileceğini söyleyerek kararın piyasalar üzerinde oluşturabileceği etkileri değerlendiren Toptaş, “Geçtiğimiz yıl genel seçimler öncesinde baskı kurulan döviz kurunun seçimler sonrasında serbest bırakıldığını görmüştük. Faiz artışlarının yerel seçimlere birkaç ay kala tamamlanması TCMB’nin politik etki altında olduğu izlenimini pekiştirmiş oldu. Piyasalar üzerindeki etkiye bakarsak eğer faiz kararının sabit kalması piyasa tarafından beklenen bir durum olduğundan dolar, altın ve borsa üzerinde ani bir etki yaratmaz. Bunların fiyatları gerçekleşen parasal genişleme, gerçekleşen enflasyon ve beklenen enflasyona paralel olarak yükselmeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ