Hazır giyimde kan kaybı durdurulamıyor

Yüksek enflasyon ve faiz karşısında döviz kurunun düşük kalmasıyla hazır giyim sektörünün maliyetleri artarken, rekabet gücünü kaybedip iç ve dış pazarda kan kaybettiğini söyleyen Akçakaya, binlerce çalışanın işsiz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti

  • Oluşturulma Tarihi : 25.07.2025 09:05
  • Güncelleme Tarihi : 25.07.2025 09:05
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hazır giyimde kan kaybı durdurulamıyor haberinin görseli

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Türkiye’nin hazır giyim sektörü; son yıllarda yüksek enflasyon, asgari ücret ve faiz artışlarının yarattığı maliyet baskısı altında büyük zorluklar yaşıyor. 2022-2024 döneminde resmi enflasyon yüzde 138 artarken, asgari ücret yüzde 249, politika faizi ise yüzde 258 yükseldi. Ancak döviz kuru artışı sadece yüzde 101’de kaldı. Bu dengesizlik, özellikle Ege Bölgesi’nde faaliyet gösteren hazır giyim üreticilerinin rekabet gücünü zayıflatarak sipariş kayıplarına, kapasite küçültmeye ve işgücü azaltımına yol açıyor. Gelinen noktada sektörün bu yükü taşıyamaz hale geldiğini söyleyen Ege Giyim Sanayicileri Derneği (EGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Yasin Akçakaya, firmaların rekabet gücünü yitirdiğini, sipariş kayıplarıyla birlikte zararına satış yaptığını belirtti. Mevcut durumun devam etmesi halinde İzmir ve çevresinde faaliyet gösteren hazır giyim sektöründe istihdam kaybı yaşanabileceğine dikkat çeken Akçakaya, “Yıl sonuna kadar 5- 10 bin kişi daha sektörümüz istihdam kaybına uğrayabilir” dedi.

REKABETÇİ OLAMIYORUZ

2022-2024 döneminde resmi enflasyonun yüzde 138 olurken, asgari ücret yüzde 249, politika faizi ise yüzde 258 arttı. Türkiye’de emek yoğun sektörlerden birisi olan hazır giyim sektörünün bu farkın en büyük sıkıntısını çeken sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Akçakaya, “Rekabetçiliğimizi direkt etkileyen unsur bizim işçilik giderlerimiz. İşçilik giderlerimizin toplam maliyetlerimize etkisi yüzde 45-50’dir. Yüzde 249’luk asgari ücret artışının bugünkü ekonomik ortamda yeterli bir artış olmadığını ve tüm çalışanlara aldıkları maaşların yeterli olmadığını da biliyoruz. Ancak buna rağmen mevcut asgari ücret artışını bile maliyetlerimize yansıttığımızda fiyat tutturamayıp rekabetçi olamıyoruz. Dolayısıyla bu, Tüm Türkiye’de olduğu gibi Ege Bölgemizde de faaliyet gösteren Hazır Giyim firmalarımızın sipariş alamamasına, müşteri kaybetmelerine ve kapasite küçültüp işgücü azaltmasına yol açıyor” diye konuştu. 

ZARARINA SATIŞ YAPIYORUZ

Döviz kurunun enflasyon oranında artmamasından dolayı sektör temsilcilerinin müşteri kaybetmemek için zararına satış yaptığını ifade eden Akçakaya, “Aslında en önemli konumuz bu. Kur artışının en az enflasyon oranında artması gerekiyor. Baskılanan bu kur ile artan giderlerimizi karşılamamız mümkün değil. Bu açığı sektör maalesef artık kapatamıyor. Şu anda sektörümüzde firmalarımız az zararla bu süreci atlatmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır emek verip kazandığı müşterilerini, pazarını korumak ve kalanı da kaybetmemek adına zarar etse de günü geçirip suyun yüzünü görmeyi umut ederek çalışıyor. Sektörümüz bu zarar sürecini, varsa mevcut birikimlerini ya da işletme sermayelerini kullanarak ya da borçlanarak geçiriyor. Bu sürece dayanamayan firmalarımızda maalesef konkordato veya iflas açıklamak zorunda kalıyor. Ya da direkt kapatmayı tercih ediyorlar. Acil destekler gelmezse maalesef 2026 yılını görecek firma sayımız her geçen gün azalacak” dedi. 

EMEKLER HEBA OLUYOR

Dolar bazında maliyetlerin yüzde 27 arttığı bir ortamda, Türkiye’den çıkan hazır giyim ürünlerinin Uzak Doğu’ya göre yüzde 60, Kuzey Afrika’ya göre yüzde 45 daha pahalı hale geliyor. Böyle bir ortamda Pazar kaybının kaçınılmaz olduğunu belirten Akçakaya, “Tüm bunların sonunda rekabetçi olamadığımız için pazar kaybı riski zaten kaçınılmaz. Çok büyük emekler sarf edip, yatırımlar yaptığımız, devlet teşvikleri ile desteklenerek kazandığımız pazar ve müşterilerimizi maalesef her gün kaybediyoruz. Burada alınan teşviklerde, yapılan yatırımlarda heba oluyor. 2025 yılı ilk 5 ayında Hazır Giyim ithalatı Avrupa da yüzde 16, Amerika da ise yüzde 10 artış göstermesine rağmen bizim ihracatımız yüzde 6 düştü. Yüzde 70 Avrupa pazarına ürün satan sektörümüzün ne kadar kan kaybettiği tablo ortada. Bu krizin sebebi bizim sektörümüz değil ama maalesef kaybedeni biziz” şeklinde konuştu. 

FORWARD MALİYETİ FİYATLARI KATLIYOR

Kur ve faiz etkisiyle oluşan forward fiyatlamanın, Türkiye’de üretilen ürünleri Avrupa pazarına göre yüzde 40-50 daha pahalı hale getirdiğine dikkat çeken Akçakaya, bu farkın artık taşınamaz noktaya geldiğini ifade etti. “Faizlerin bu kadar yüksek olması, kur riskine karşı korunmak isteyen firmaların forward fiyatlama yapmasını ciddi anlamda maliyetli hale getiriyor. Çünkü faiz çarpanı nedeniyle döviz kuru efektif olarak çok daha pahalıya geliyor. Bu da zaten yüksek olan fiyatlarımızı daha da yukarıya çekiyor” diyen Akçakaya, bu farkın rekabet gücünü ciddi biçimde zayıflattığını belirtti. Ege Bölgesi’nde forward işlem yapan firma sayısının az olduğunu ancak bu yöntemi kullanan üreticiler için maliyetin çok daha ağır hale geldiğini vurgulayan Akçakaya, “Bu fark sürdürülebilir değil. Özellikle kur riskini yönetmek için bu yöntemi tercih eden firmalar açısından çok çok önemli bir maliyet kalemine dönüşmüş durumda” dedi.

İSTİHDAM KAYBI KAPIDA

Mevcut durumun devam etmesi halinde İzmir ve çevresinde faaliyet gösteren hazır giyim sektöründe istihdam kaybı yaşanabileceğine dikkat çeken Akçakaya, “Bu konuda elimizde net bir veri yok ancak yaklaşık olarak bazı rakamlar verebiliriz. İzmir ve çevresinde Hazır Giyim sektöründe yaklaşık 1.250 firma faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 100 bin kişi çalışıyordu. Son 2 yılda yüzde 20-25 civarında üretim kapasitemiz daraldı ve pazar kayıpları ile birlikte istihdam kaybımız yaklaşık 15 bin kişi civarındadır. Mevcut durum devam ederse yıl sonuna kadar maalesef 5- 10 bin kişi daha sektörümüz istihdam kaybına uğrayabilir. Ancak biraz iyileşme olursa kayıp çok azalır veya aynı kalır” diye belirtti. 

FİNANSMANA ERİŞİM KOLAYLAŞTIRILMALI

Sektörün ihracat gücünü artırmak ve mevcut krizden çıkışını hızlandırmak için atılması gereken adımla konusunda önerilerde bulunan Akçakaya, “Öncelikle çok acil bir şekilde finansmana erişimin kolaylaştırılması ve finansman maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Eximbank kanalı ile çok uygun faizli, uzun vadeli özel ihracat kredileri verilmeli. Döviz kurlarının, enflasyon ile paralel olarak artışı sağlanmalı ve döviz gerçek değerine getirilmeli ya da yüzde 3 olan Döviz Dönüşüm Desteğinin net ihracatçılara yüzde 10 oranında verilmesi sağlanmalı. İstihdam desteği; sadece KOBİ’lere değil, firma ölçeğine bakılmaksızın sektörün tüm firmalarına verilmeli” ifadelerini kullandı.