İhracatçılardan Bakanlığa sert mesaj: Bu muamele kabul edilemez

Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, sektördeki zorluklara rağmen Türkiye'nin ihracatını artırmak için büyük bir mücadele verdiklerini ancak bakanlıkların bu çabalarına karşı duyarsız kaldığını ve destek sağlamadığını vurgulayarak, yaşanan haksızlıkların kabul edilemez olduğunu ifade etti


  • Oluşturulma Tarihi : 07.04.2025 13:04
  • Güncelleme Tarihi : 07.04.2025 13:04
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İhracatçılardan Bakanlığa sert mesaj: Bu muamele kabul edilemez

KEMAL ÖZKURT / Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2024 yılı olağan mali genel kurul toplantısı, Ege İhracatçı Birlikleri Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda 2024 yılı mali tabloları görüşülerek karara bağlanırken yönetim ve denetim kurulu oy birliği ile ibra edildi. Sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık, ihracatçının yaşadığı sorunlara dikkat çekerek Türkiye’nin kuru meyve ihracatını arttırmak için ihracatçının onurlu bir mücadele verdiğini fakat bakanlıktan bu konuda destek göremediklerini ve sorunların çözümüne ilişkin görüşme taleplerinin görmezden gelindiğini ifade etti. 

BAKANLIK GÖRMEZDEN GELİYOR 

İncir, kayısı ve üzüm ihracatında yaşanan sorunlardan sadece ihracatçıları sorumlu tutmayı kabul etmediklerini belirten Işık, “Geçtiğimiz yıl incirde, küresel ısınmanın etkisiyle rekor bir yıl beklerken aşırı ısınma ve ters rüzgarlar nedeniyle büyük sorunlar yaşadık. Aflatoksin ve okratoksin nedeniyle çok zor günler geçirdik ve bu sorunlarla hâlâ mücadele ediyoruz. Ancak faturanın sadece ihracatçılara kesilmesi kabul edilemez. 2024 sezonu başında, incir piyasaya çıkmadan Avrupa Birliği mallarımızı sorgusuz sualsiz imha etmeye başladı. Katıldığımız toplantılarla ürünlerin imhasını durdurmayı başardık. Ancak, içerde de Bakanlığın aldığı kararlarla karşılaştık ve geri gönderilen malları çekmek büyük bir sorun haline geldi. Defalarca Bakanlıkla görüştük, Tarım Bakanımız Avrupa Komisyonu toplantılarına katıldı ancak uygulamada bir sonuç alınamadı. Son olarak iptal edilen toplantıda yeni bir tarihle tekrar planlanmadı. Bu bir haksızlık. Doğanın getirdiği bu sıkıntı ihracatçının suçu değil. Biz süreci birlikte yürütmek, çözüm üretmek istedik ama maalesef ilerleme kaydedemedik” diye konuştu.

BU HAKSIZLIĞI KABUL ETMİYORUZ

İhracatçılar olarak Türkiye’nin ihracatını artırmak için onurlu bir mücadele verdiklerini ancak bakanlıklar tarafından destek görmediklerini belirten Işık, “Bugün yüzde 20 düşüş yaşanmasına rağmen ihracatımızı yüzde 10 artırıp 334 milyon dolara çıkarttıysak, bu hepimizin katkısıyla gerçekleşti. Bu bir başarı öyküsüdür, bir adanmışlık ve inanç meselesidir. Fransa mallarımızı imha ederken, biz Fransa’ya olan ihracatımızı yüzde 4 artırdık. Mallar imha olurken ve paralarımız giderken, yine de mücadele ettik. Devletimizden destek beklerken, bu onurlu mücadelemize karşı yapılan muamele kabul edilemez. Hepimizin bu mücadeleye saygı gösterilmesi gerekir. Tüm başarıya rağmen, Tarım Bakanlığı’nın yaklaşımı kabul edilemez. Bu işi tek başımıza çözemeyiz. Çiftçiden tüccara, akademisyenlere kadar herkesin birlikte çalışması gerekiyor” dedi. 

SEKTÖRÜMÜZ YÜZDE 15 BÜYÜDÜ

2024 yılının sektör açısından çok başarılı geçtiğini ve ihracatta rekor kırdıklarını belirten Işık, “Türkiye genel ihracatında yüzde 2,2 artış varken, gıda sektörlerinde bu oran yüzde 3,3 oldu. Ancak bizim sektörümüzde, yani kuru meyvede yüzde 15,5’lik büyüme kaydederek 1 milyar 856 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Bu, sektörümüz adına şimdiye kadarki en yüksek rakamdır. Büyük bir emekle elde edilen bu başarı, küresel ısınmanın çiftçilerimize verdiği zararı bir nebze olsun telafi etti. Aynı zamanda çiftçilerimizin emeğinin karşılığını almalarını sağladı. Kuru meyvelerimizi, Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlıklı ürün kategorisinde yer almasıyla, 100’ün üzerinde ülkeye ulaştırarak önemli bir misyonu yerine getirdik. Türkiye’nin kaynakları sınırlı, bu nedenle çalışmaların yeni pazarlar yaratmaya ve mevcut pazarları geliştirmeye odaklanması, bütçelerin ise verimli kullanılması gerekiyor” diye belirtti.

AVRUPA’YA OLAN BAĞIMIZI AZALTIYORUZ

Hayata geçirdikleri yeni projelerle Amerika pazarında ciddi pazar payına sahip olduklarını belirten Işık, “Yeni ülkelere gittiğimizde kuru meyve tüketimi düşük olabiliyor, ancak Türkiye olarak ürünlerimizi tanıtarak verimli fuarlar düzenledik. Bunun somut örneklerinden biri, Amerika’da yürüttüğümüz Turkish Test Projesi. Altıncı yılımızda Amerika pazarında etkin çalışmalar gerçekleştirdik ve bu faaliyetlerimiz sürdürülebilir şekilde devam ediyor. Benzer çalışmalar Japonya ve Çin’de de yapıldı. Bu projeler sayesinde Avrupa pazarına bağımlılığımızı azaltmaya başladık. Özellikle incir ihracatında Avrupa’nın payı yüzde 40’ın altına inerek yüzde 38’e geriledi. Bu dinamizmle Avrupa bağımlılığını daha da azaltmayı hedefliyoruz.”

STOK YÖNETİMİ ŞART

En büyük eksiklerden birinin de stok yönetimi olduğuna dikkat çeken Işık, “Fiyatlar 12 dolardan bir anda 3,5 dolara düşüyor. Bu durum sektörü kırılgan hale getiriyor, pazarı diğer ülkelere açıyor. Almanya’da büyük kayıplar yaşadık. Hindistan üretimini 200 bin tonun üzerine çıkardı, Çin ve Güney Afrika da ihracata yöneldi. Buna karşı sektörel olarak radikal kararlar almalıyız. Stok yönetimi şart. Aynı zamanda gıda güvenliği de önceliğimiz olmalı. 2025 programımızı açıkladık, uygulamalara başlayacağız. Avrupa Birliği kayısıda aflatoksin sınırını düşürmek istiyor. Biz naturel ve organik ürünleri öneriyoruz. Ancak bu ürünlerin tüketici açısından sorunlu olabileceğini bilimsel raporlarla anlattık. Gıda üretimi pandemi sonrası büyük değişim yaşadı. Küresel ısınma artık kaçamayacağımız bir gerçek. Bu üç ürünü dünyada sadece biz üretiyoruz. O yüzden bu süreci hep birlikte sahiplenmek zorundayız. Çiftçiden tüccara, akademisyenden bürokrata herkes elini taşın altına koymalı” şeklinde konuştu. 

BİZE KAÇAKÇI GİBİ DAVRANIYORLAR

İhracatçının kaçakçılar aynı muameleyi gördüğünü belirterek bu durumun devam etmesi halinde birçok ihracatçının bu işi yapmaktan vazgeçeceği söyleyen İhracatçı Murat Aksüyek, “Geri gelen mallarda, tarım analizinden mallar geçse bile kaçakçılık şube ve savcılık kanalıyla mallarımızdan tekrar numune alındı. Yani bu artık işin nirvanası oldu. Birliğimizle, başkanımızla birlikte Gümrük Müdürlüğü'ne ve Kaçakçılık Şubesi'ne gittik. Çok anlamlı ve gerekli cevapların hiçbirini alamadık. Bizim kaçakçılıkla ne işimiz olur? Biz incir gönderiyoruz, incir geri geliyor. İnanılmaz zor bir süreç. İnanılmaz, saçma sapan diyebileceğim, hiç anlaşılmayan prosedürlerle karşı karşıya kaldık. Bu saatten sonra İzmir milletvekillerini, borsayı, odaları, hep birlikte ayaklandırmamız lazım. Hep beraber güç birliği olursa bu iş çözülecek. Başka türlü, gördüğüm kadarıyla, bireysel hareketlerle veya tek bir kurumun yapabileceği bir iş değil. Çünkü şu anda incir ihracatçısı, sanki kaçakçılıkla aynı pozisyondaymış gibi görünüyor. Bu durum gerçekten artık sadece incirle, maliyetle alakalı değil. Artık insanın onuruna dokunuyor. Kaçakçılıkla ne alakamız olabilir? Kaçakçılıkla ilgilenen, bunu ceza ile çözemezsek, bakın yarın birçok insan “bu işi kapatalım” diyecek. Başka pazarlara yöneliriz. Hep beraber Afrika, Amerika, Kanada, herkes oralara gider. Ama bu pazarlarımızdan da koparsak, Avrupa’dan da vazgeçersek, bağlarımızı koparırsak bu işin dönüşü yok” ifadelerini kullandı. 

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ