- Ekonomi
 - 04.11.2025 14:49
 
Üretim Mısır’a, işsizlik İzmir’e taşındı: Tekstilde makineler birer birer susuyor
‘İşçilik ucuz’ diye üretimini Mısır’a taşıyan tekstil firmalarının ardından, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi sessizliğe büründü. Faaliyetlerini durduran fabrikaların gölgesinde en çok kadın işçiler mağdur…
- Oluşturulma Tarihi :
 - Güncelleme Tarihi :
 - Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
 
                    İzmir’in sanayi üssü Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde tekstil sektöründe alarm zilleri çalıyor. Bölgedeki birçok fabrikanın kapandığı, kapanmak üzere olduğu ya da faaliyetlerini durdurma kararı aldığı öğrenilirken, işten çıkarmalar hız kazandı. İşini kaybeden ya da çıkarılma korkusu yaşayan yüzlerce emekçi, özellikle de kadınlar, her gün bölgeye gelip yeni bir iş umuduyla kapı kapı dolaşıyor. Görüşlerine yer verdiğimiz Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Ege Bölge Koordinatörü Mukadder Özden yaşanan durumu ‘Ani bir kriz değil, yanlış mali politikaların doğal sonucu’ olarak tanımlıyor. Özden’e göre artan kur baskısı, azalan kârlılık ve yüksek faiz maliyetleri nedeniyle birçok firma faaliyetini durdurma kararı aldı. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği verilerine göre ise hazır giyim sektöründe son üç yılda 182 bin, tekstilde ise 134 bin kişilik istihdam kaybı yaşandı. SGK verileri de tabloyu doğruluyor: 2022’de 63 bin olan tekstil-hazır giyim imalat işyeri sayısı, 2025 itibarıyla 55 bine düştü.

PARASI OLAN İSTİHDAM SAĞLASIN
3 yıl önce Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bir giyim mağazası devralan işletmeci Nesibe Bolat, fabrikalar kapandığı için tekstil emekçilerinin işsiz kaldığını ancak yüzlerce kişinin de iş bulmak için başvuruda bulunduğunu aktardı. İşten çıkarılanlar için ‘dert ortağı’, iş arayanlar için de bir ‘navigasyon’ görevi üstlendiğini kaydeden Bolat, süreci şu sözlerle özetledi: “Mağaza 16 yıldır var, ama ben 3 yıldır burada çalışıyorum. İşletmeyi devraldım. İşler 2 yıl önce çok daha iyiydi. Şu an ise her şey 3’te birine düştü. Komşu firmalardan da kapatan çok fazla. İşçilik ucuz diye Mısır’a kadar giden oldu. Hatta Mısır en belirleyici faktör oldu. Çoğu yetkili buradaki fabrikasını kapatıp Mısır’a taşındı. Kapatan, kapanmak üzere olan, kapanma yönünde karar alan çok fazla tekstil fabrikası var. İstihdam da azalıyor dolayısıyla. Halihazırda çalışan işçiler ise tedirgin. Çıkarılma korkusu ile yaşıyorlar. 45-50 yaşında gelmiş emekçi, ‘buradan emekli olurum’ diye düşünürken bir anda kapının önünde buluyor kendini. Özellikle de kadın çalışanlar… Tekstilde en fazla yer alan kesim kadınlar. İşsiz kalacak olanlar da onlar. Gece gündüz bölgeye gelip iş arayanlar da onlar. Toplumda kadın istihdamı bu kadar tartışılırken, bir de çalışan kadınların işten çıkarılması sorunu daha da büyütüyor. Benim dahi korkularım var. Ben bu işe borçla, eksi ile girdim. İlk sezonum çok şükür iyiydi. Ona güvenerek ikinci sezon aynı sayıda ürün aldım. Onu da borçla, kredi kartına yüklenerek aldım. Ama işler tahmin ettiğim gibi gitmedi, arabamı sattım öyle paçayı kurtardım. Bu sene asla öyle bir riske girmedim, satıyorum, karıyla ürün alıyorum. Tek başıma çalışıyorum, çünkü yanımda eleman çalıştıracak gücüm yok. Çok yoruluyorum ama öbür türlü altından kalkamayacağım. Burada esnafın yarası derin. Tekstil çok umut verici değil. Derdimizi dinleyen de yok. Tek temennim, parası olan istihdam sağlasın, ekmek teknesi olacak iş kapıları açsın.”

DURDURMA KARARI ALDILAR
Konuya ilişkin görüşlerine yer verdiğimiz Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Ege Bölge Koordinatörü Mukadder Özden ise “Genel olarak bir küçülme ve bazı kapanmaların olduğu doğru, ama hazır giyim alanında tamamen kapatma fazla değil; azalan karlılık ve buna karşı göze alınan ticari riskler nedeni ile bazı firmalarımız faaliyetlerini durdurma kararı aldılar. Kur baskısının artan oranlarda hissedildiği 2024 ortasından bu yana firmalarda bir küçülme, bazılarında da müşterilerini kaybetme nedeni ile faaliyet durdurmalar görülmekte. Bu durum, ani bir kriz değil, aslında hazır giyim ve tekstil sektörlerine özel bir kriz de değil. Her alanda ihracat yapan çok çeşitli sektörel grupların/derneklerin/odaların iki yıldır duyurmaya çalıştığı, ‘büyük faiz maliyetleri ödenerek kurların baskı altında tutulduğu’ bir politikanın doğal bir sonucu. Buna yabancılar kısaca ‘carry-trade’ diyorlar, yani ülke parasının dışarıya taşınması diyebiliriz” bilgisini paylaştı.

PAZARLARDA DARALMALARA YOK AÇTI
Yaşanan pazar kayıplarının, tekstil ve hazır giyim kadar, seramik sektöründen turizme, elektronikten gıdaya kadar her sektörü az veya çok etkilediğini belirten Özden, şunları ekledi: “Tabii ki dünyada yaşanan vekalet savaşları, yerel endişeler veya hammadde krizleri gibi sorunların da toplumların alım iştahını daraltması da pazarlarda daralmalara yol açtı. Ancak bunlar her zaman olmuş ve olacaktır. Bizim iç mali politikamızın etkisi ise bu faktörlerin toplamının çok üzerinde oluyor. Çünkü sektörlerin rekabet gücünü ortadan kaldırıyor.”

ÇOK ÜZÜCÜ BİR TABLO
Bu sürecin özellikle kadın istihdamındaki etkisine değinen Özden, “En önemli konulardan birisi… 3-5 fonun getirdiği sıcak paraya dayalı bir sistem, ülkemizde yüz binlerce ailenin yani milyonlarca bireyin yaşam şartını zorlaştırıyor, hayatı yaşanmaz hale getiriyor. Hazır giyim, görece düşük miktarlı yatırımlarla en yüksek oranda iş imkanı yaratan ve uluslararası satışları/pazarları nedeniyle de bu iş gücünün çalışma koşullarını da dünya standartlarında tutmaya çalışan bir sektör. Bu alanda kadın istihdamı ortalamada erkek istihdamının üzerinde, ki bu ülkemizin ekonomik ve sosyal sağlığını sürdürmek açısından da hayati öneme haiz. Ancak biz bu kıymetli mekanizmayı Mısır, Suriye veya Kuzey Afrika ülkelerine kendi ellerimizle taşımak zorunda bırakılıyoruz; bizim sanayicimiz oraların insanlarına aş sağlayarak ticaretlerini sürdürebiliyor hale geldi. Çok üzücü bir tablo ile karşı karşıyayız. İstihdam azalması ülkemiz için çok önem verilmesi gereken bir sorun olmakta” dedi.

KENTİN SAĞLIKLI GELİŞİMİNE ENGEL
İzmir ve Ege Bölgesi’nin tekstil sanayisindeki yerini de ele alan Özden, konuşmasına şöyle devam etti: “İzmir, tekstil ve hazır giyim konusunda Ege Üniversitesi Tekstil Fakültesinin kurulması ile 1967’de başlayan bir teknolojik odak idi. Bu nedenle de Bursa ve İstanbul daha çok yerel pazara hitap ederken, İzmir 1980’lerde ihracatçı hazır giyim ve tekstil sektörünün temel çıkış bölgesi oldu. Daha sonra İstanbul bu işin ticari liderliğini; Çorlu, Denizli, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya gibi iller ise tekstil imalatının fiziki yükünü üstlendiler. Bugün İzmir, özellikle katma değerli ve sürdürülebilir/organik üretimde güçlü firmaları ile hazır giyim konusunda varlığını sürdürüyor; ancak artan maliyetler tekstil firmalarını bahsettiğim gibi şehirden uzaklaşmaya zorladı. Kapanan veya faaliyetini durduran firmalar, tabii ki moral olarak ve pazar hacmi açısından şehirde olumsuz bir etki yaratıyor. Örneğin kumaş tedarikçilerinin servisleri yavaşlıyor, bu da işine devam eden firmaların müşteri ile sorun yaşamasına yol açabiliyor. Ekonomik olarak ise, daralan sektör vergi toplama hacminden, çalışan istihdamına her alanda daralma yaratıyor, bu da zaman içinde kentin sağlıklı gelişiminin önünde bir engel doğuracaktır.”
BU GÜNKÜ DURUMUN SEBEBİ
“Ülkenin her yerinden ve her sektöründen kapanan firma haberleri sıklıkla basından okunabilir” diyen Özden, “İstanbul veya Tokat ya da Batman fark etmiyor, her ilde bu durum mevcut. Hazır giyimde ise faaliyetini durdurup, başka ülkeye taşıyan haberleri daha çok, çünkü sektörümüzün yukarıda değindiğim nedenlerle alıcı potansiyeli var, ama üretim potansiyeli düşüyor. Hacmi yeterli, kapasitesi yüksek firmalar yurtdışına taşımayı bir çözüm olarak görüyorlar” eleştirisinde bulundu. ‘Hem üreticilere hem de çalışanlara ne önerirsiniz?’ sorusunu da yanıtlayan Özden, “Bu cevabı en zor soru… Çünkü bu günkü durumun sebebi çalışanlar veya işverenler değil. Ne yapsak belirli ölçüde etkisi var. Sabırlı olmak, sektörel gelişmelerin içinde yer almak, verimliliğimizi arttırmak, deneyim ve çevremizi kullanarak yenilikçi olmak, yüksek katma değerli ürünlere doğru iç yapımızı geliştirmek, farklı pazarları denemek, bizim etki alanımız içinde yapabileceklerimiz. Ama doğru bir maliye politikası, tek başına bizim bu yaptıklarımızın toplamından çok daha fazla önemli sanırım” mesajını iletti.
134 BİN KİŞİLİK İSTİHDAM KAYBI
Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nce tarafımıza iletilen bazı veriler ise şöyle: “2022 yılında hazır giyim sektöründe 722 bin kişi, tekstilde ise 496 bin kişi istihdam edilirken, 2025 itibarıyla bu rakamlar sırasıyla 540 bin ve 362 bine geriledi. Böylece üç yıllık dönemde hazır giyimde 182 bin, tekstilde ise 134 bin kişilik istihdam kaybı yaşandı. SGK verilerine göre de ihracat ve istihdamda zirve yıl olan 2022’de tekstil-hazır giyim imalat sanayinde toplam iş yeri sayısı 63 bin, 2025 temmuz itibariyle ise toplam iş yeri sayısı 55 bine düştü. İş yeri sayısı 3 yılda yüzde 13 azalmış durumda. Sadece hazır giyim olarak bakarsak 2022’de 43 bin iken, 2025’te 36 bine düşmüş. Aynı yıllarda toplam istihdam 1,2 milyondan 903 bine düşmüş durumda.”
Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA