Kasım çılgınlığı başladı: Uzmanlar uyarıyor, “bindirim tuzağına düşmeyin!”

Kasım ayı, e-ticaret siteleri ve perakende devleri için adeta bir hasat dönemi. Yüksek oranlı indirimlerle süslenen bu dönem, bir yandan alışveriş tutkusunu körüklerken, diğer yandan da fırsatçıları ve organize dolandırıcı şebekelerini sahaya sürüyor. Tüketicilerin "kaçırılmayacak fırsat" psikolojisiyle hareket ettiği bu günlerde, Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin'den gelen açıklamalar, alışveriş sepetlerini doldurmadan önce derin bir nefes almayı gerektiriyor.

'İNDİRİME GİRDİ DİYE ALMAK ŞAPŞALLIKTIR!'

Başkan Şahin, indirim kampanyalarının ardındaki büyük resmi gözler önüne seriyor. Ona göre, firmaların uyguladığı bu çılgınca indirim stratejileri, çoğunlukla tüketicileri "mantıksız bir şekilde çılgınca bir alışverişe yönlendirmek" amacını taşıyor. Tüketimin temel felsefesini sorgulayan Şahin, net bir ifadeyle, "Bizim için asıl olan ihtiyacımız olan ürünü almak. Bir ürünü indirime girdi diye almak şapşallıktır" diyerek kapitalist sistemin yarattığı gereksiz tüketim döngüsüne dikkat çekiyor.

Şahin, bu durumu adeta bir taktiksel zeka oyunu olarak nitelendiriyor: "Bize ihtiyacımız olmayan bir ürünü alma becerisi gösteren kapitalist sistemi de tebrik etmek lazım. Karşımızda güçlü bir sistem var. Bu sisteme karşı akıllı davranmalıyız."

GERÇEK İNDİRİM Mİ, YÜKSEK KAZANÇ STRATEJİSİ Mİ?

Peki, firmalar gerçekten zarar ederek mi indirim yapıyor? Şahin, bu yaygın algının tam tersini işaret ediyor: "Firmalar sürekli fiyat değiştiriyor. İndirim günleriyle aslında daha fazla kazanç sağlıyorlar." Bilinçli alışverişin önemine vurgu yapan Tüketiciler Birliği Başkanı, tüketicilere ihtiyaç listesi yapma ve ürün fiyatlarını takip etme çağrısında bulunuyor. En doğru tercihin genellikle sezon sonunda yapılan alışverişler olduğunu belirten Şahin, mantıklı adımlar atmayanların aslında "çocuklarımıza ve geleceğimize ihanet etmenin" anlamına geleceğini sert bir dille ifade ediyor.

Muhabir Notu: Uzmanlara göre bir ürünün fiyat geçmişini gösteren uygulamalar ve siteler kullanmak, indirim oranının gerçekliğini anlamak için en pratik yöntem. "Bindirim" tuzağına düşmemek için bu tür araçlar hayati önem taşıyor.

DOLANDIRICILARIN YENİ GEREKÇESİ: 'STOK YOK' TUZAĞI!

İndirim dönemlerinin gölgesinde kalan en tehlikeli kısım ise artan dolandırıcılık vakaları. Sosyal medya ve internet üzerinden yayılan sahte kampanyalar, özellikle aceleci ve fırsat arayan tüketicileri hedef alıyor.

Mahmut Şahin, dolandırıcıların en yaygın yöntemini ifşa etti:

Sahte Kampanyalar: Sosyal medya üzerinden "'Bizde de indirim var' diyerek" vatandaşlar kandırılıyor.

Ürün Gelmiyor veya Farklı Ürün Geliyor: Müşteri ödemeyi yapmasına rağmen ya sipariş edilen ürün hiç gönderilmiyor ya da alakasız, değersiz bir ürünle karşılaşıyor.

'Stok Yok' Bahanesiyle Parayı Kullanma: Bazı firmalar, ücreti tahsil ettikten sonra "'Depomuzda kalmadı' diyerek" parayı bir süre kasalarında tutuyor ve bu süre zarfında faizsiz kredi gibi kullanıyor.

TÜKETİCİ HAKLARINA DİKKAT!

Başkan Şahin, bu son gerekçenin kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguluyor ve mağdurlara yol gösteriyor: "Vatandaş ödediği parayı ispat ederse, 'Depomuzda kalmadı' denilse bile aynı fiyattan ürünü talep etme hakkına sahiptir." Bu durumda atılması gereken en keskin adım ise Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurmak. Ödeme dekontu ve sipariş belgesi gibi kanıtlarla yapılan başvuru, hakkın geri alınmasında kritik rol oynuyor.