Kentsel dönüşüm var kırsal dönüşüm yok

Türkiye’de son depremlerin ardından kentsel dönüşüm gündeme gelirken, kırsal dönüşüm ise ihmal edildi. İzmir’deki 17 aktif fay hattının birkaçının üzerindeki köyler, mühendislik eksiklikleri ve denetimsizlik nedeniyle ciddi riskler teşkil ediyor


  • Oluşturulma Tarihi : 04.06.2024 08:46
  • Güncelleme Tarihi : 04.06.2024 05:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kentsel dönüşüm var kırsal dönüşüm yok haberinin görseli

İlkses Gazetesi'nden Kemal Özkurt'un haberine göre; Son yıllarda meydana gelen depremler ve bunların yol açtığı can kayıpları, Türkiye’nin depreme karşı yeterince dirençli olmadığını ortaya koydu. 30 Ekim 2020’de İzmir ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından, kentsel dönüşüm ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi.Deprem riski yüksek olan İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde, bu riske karşı dirençli yapılar oluşturmak amacıyla kentsel dönüşüm projeleri başlatıldı. Ancak, Türkiye genelinde kentsel dönüşüm konuşulurken, kırsal dönüşüm konusu göz ardı ediliyor. Kırsalda bulunan yapıların önemini özellikle Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerde köylerde bulunan yapıların yıkıldığın binlerce vatandaşımızın ve hayvanın telef olduğuna üzülerek şahit olmuştuk. Kırsal dönüşümün önemine dikkat çekerek konuyla ilgili açıklamalarda bulunan uzmanlar İzmir’de bulunan köylerin bir kısmının 17 aktif fay hattı üzerine kurulduğunu belirterek kentte yapılan ve yapımı planlanan dönüşümlerin kırsal alanlarda da uygulanması gerektiği belirtti.

KIRSAL GÖZ ARDI EDİLİYOR

Kentle kırsal arasındaki belirgin fark kapanmaya başladığını, bunun da kırsaldaki yapıyı bozduğunu fakat kırsalda dönüşümün göz ardı edildiğini ifade eden İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş, “Kentlerde çarpık yapılaşma olması, nüfus yoğunluğu olması nedeniyle daha kırılgan hale getiriyor. Kırsalla kenti ayırmak gerekiyor. Kentler insan eliyle oluşan yapılarken köy veya kırsallar bunun tam tersi, doğal var olan yapılar. Zaman içerisinde benzeşme konusu oluyor ve bu kırsal için bir tehdit anlamına geliyor. Doğal yaşamın bozulması, tarım ve hayvancılığa dayalı bir üretimin olduğu kırsalda teşvik ve desteklerin eksikliği oradan uzaklaşmaya neden oluyor. Kentle kırsal arasındaki belirgin fark kapanmaya başladı. Bu da kırsaldaki yapıyı bozan nedenlerden biri. Kırsal alanlar kentin genişleyici alanı olarak görülüyor. Kırsalın turizme açılması, turizm konusu olması üretimin dışında hizmete dönüşüyor. Üretim, hizmete yöneliyor. Bir taraftan da imar aflarıyla bu yapılar tescilleniyor. Kırsalda doğal bir ihtiyacı karşılamak için bir yapılaşma söz konusuyken zaman içerisinde bu yapı değişmiş durumda” diye konuştu.

Haberin devamı İlkses Gazetesi'nde...

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ