Maliyetler yükseliyor et piyasası daralıyor

Et ve hayvancılık sektörünün, ithalat politikaları ve artan maliyetler nedeniyle zorlu bir süreçten geçtiğini belirten Şenkara, ithalata dayalı politikaların yerli üretimi hızla yok ettiğini ifade etti.


  • Oluşturulma Tarihi : 14.01.2025 09:12
  • Güncelleme Tarihi : 14.01.2025 06:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Maliyetler yükseliyor et piyasası daralıyor

KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Türkiye’de et ve hayvancılık sektörü, ithalat politikalarının etkisi ve artan maliyetler nedeniyle zorlu bir süreçten geçiyor. Fiyat regülasyonları tüketiciyi koruma amacı taşısa da özellikle artan yem, yakıt ve enerji maliyetleri karşısında üreticiler için sürdürülebilirliği imkansız hale getiriyor. İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, mevcut durumun yalnızca kasap esnafını değil, aynı zamanda hayvan üreticilerini de büyük bir darboğaza soktuğunu ifade ederek, alınan kararların sektöre uzun vadede zarar verdiğini belirtiyor. Şenkara, ithalata dayalı politikaların yerli üretimi hızla yok ettiğini, halkın alım gücünün düşmesiyle piyasanın daraldığını ve sektördeki dengelerin giderek bozulduğunu vurguladı. 2025 yılında ithal et ile fiyat dengesinin sağlanmaya çalışılacağını belirten Şenkara, “Fiyat artışları regülasyonlarla bir süre kontrol altında tutulabilir, ancak temel girdilerdeki yükseliş devam ederken, fiyatların sabit kalmasını beklemek gerçekçi değil” dedi. 

kasap

İŞLER ÜÇTE BİR ORANINDA DÜŞTÜ

Vatandaşın alım gücünün düşmesiyle ve esnafın her geçen gün artan maliyetleri sebebiyle kasap esnafının zor günlerden geçtiğini ifade eden Şenkara, “Kuzu kesiminde artış olsa da dana kesiminde belirgin bir hareketlilik yok. Dana etindeki fiyat artışı yüzde 8 civarında ve bu oran yükseliş olarak değerlendirilmez. Daha önceki fiyat seviyelerine kısa bir gerileme yaşandı, ancak tekrar eski seviyesine dönecektir. Toptan satışlarda işler oldukça durgun; piyasa yaklaşık üçte bir oranında küçüldü. Müşterilerin alım gücünün düşmesi, doğal olarak ticareti zayıflattı. Yeni yılda enflasyon yükseldikçe et fiyatlarının da artması kaçınılmaz. Fiyat artışları regülasyonlarla bir süre kontrol altında tutulabilir, ancak temel girdilerdeki yükseliş devam ederken, fiyatların sabit kalmasını beklemek gerçekçi değil. Elektrik, yakıt, personel maaşları ve sigorta maliyetleri artarken, bizim bu artışları fiyatlara yansıtmamız gerekiyor. Çünkü kasaplar, masraflarını sattıkları ürünlerden karşılamak zorunda. Tüm bu maliyet artışları, fiyatların yükselmesini zorunlu kılıyor” diye konuştu. 

kırmızı et

BİRÇOK ÜRETİCİ İŞ BIRAKTI

Kasap esnafının yanı sıra üreticinin de zor günlerden geçtiğini ve et fiyatlarını regüle etmek adına yapılan ithalat, uzun vadede yerli üretimi tamamen bitirme riski taşıdığını belirten Şenkara, “Et ve Süt Kurumu’nun yapmış olduğu bir fiyat regülasyonu var. Bu regülasyonu ithalata sağlıyor. Bu ithalat neticesinde iç piyasada fiyatlar dengede duruyor. Büyükbaş hayvan fiyatlarının son 10 aydır sabit kalması, perakende kasap esnafı açısından olumlu bir durum. Ancak bu durum, üretici üyelerimiz için tam bir hayal kırıklığına dönüştü. Çünkü yem, yakıt ve elektrik gibi maliyetler sürekli artarken, canlı hayvan fiyatlarının regülasyon sayesinde sabit tutulması üreticilerimizi zor durumda bıraktı. Bu süreçte birçok üreticimiz iş bırakmak zorunda kaldı” dedi.

et

İTHAL ET ETİKETLE SATILMALI 

Marketlerde satılan ithal etlerin, ‘ithal et’ etiketi ile satılması gerektiğini vurgulayan Şenkara, “Marketler, Et ve Süt Kurumu’ndan aldıkları etleri kurumun belirlediği renklerle satmak zorunda. İçeride çalışan personel, bu etleri yerli dana olarak satıyor çünkü farkında değiller. Onları suçlamıyorum, ancak bu büyük bir hata. Türk insanı ithal eti bilerek isteyerek almaz. İthal ete daima temkinli yaklaşır, çünkü hayvanın nasıl beslendiği ve hangi koşullarda yetiştiği bilinmiyor. Canlı olarak getirilip burada kesilse bile yolculuk şartları ve ortam belirsizliği vatandaşta tedirginlik yaratıyor. Sonuç olarak, halk arasında kasap esnafının etlerini yüksek fiyattan sattığı algısı oluşuyor ki bu doğru değil. Kasap esnafının yüzde 99’u yerli et satıyor. Biz, hangi hayvanın hangi cins olduğunu belirsiz ve tanımadığımız karkas etlerini zaten satamayız” diye belirtti.

ithal hayvan

İTHALATA KARŞI DEĞİLİZ 

İthal ete karşı olmadıklarını fakat sürekli ithal etmek yerine ithal hayvanı yetiştirmeye odaklı politikaların izlenmesi gerektiğini savunan Şenkara, “Önceliğimiz üretimi desteklemek olmalı. Taşıma suyla değirmen döndürmek yerine, suyun yolunu açarak kendi kaynaklarımızı kullanmalıyız. İthalata karşı değiliz, ancak kaliteli ırk besilik hayvanların getirilip yerlileştirilmesinden yanayız. Tıpkı 1960'larda yapıldığı gibi, yüksek verimli ırklar Türkiye’ye getirilmeli ve besicilere dağıtılmalı. Bu hayvanların belli bir süre satılmaması, yetiştirilip çoğaltılması teşvik edilmeli. Dünyada birçok üstün nitelikli hayvan ırkı var; bunları getirip yerlileştirerek kaliteli bir yerli hayvan popülasyonu oluşturabiliriz. Böylece hem halkın ihtiyacı karşılanır hem de kendi hayvancılık sektörümüz güçlenir. Ancak, ithalatla fiyatları baskılamaya çalışmaya devam edersek, önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamen dışa bağımlı hale gelebiliriz” şeklinde konuştu. 

YÜZDE 30 DAHA UCUZA SATARIZ

Kasaplarda beyaz etin parçalanmasına izin verilmediğini fakat bir kasabın aldığı bütün tavuğu parçaladığında yaklaşık yüzde 30 oranında daha düşük fiyata satabileceğini dile getiren Şenkara, “Kasaplar olarak kemiksiz but, ızgara, badem kanat, göğüs fileto gibi tavuk ürünlerini parçalama yetkimiz yok. Bu yasak bir süredir devam ediyor ve yakın zamanda kalkacak gibi görünmüyor. Komple parçalama için izin istedik ama 6 yıldır sonuç alamadık. Oysa yıllardır bu işlemi biz yapıyorduk. Eğer tavuğu kendimiz parçalayabilseydik, ürünleri yaklaşık yüzde 30 daha uygun fiyata sunmamız mümkün olurdu. En azından günlük 10 kilo parçalama hakkı verilse bile bu durum esnaf için büyük bir avantaj sağlar. Güvenilir, faturalı ürünleri temin edip kendi işletmemizde parçalama yaparak halkımıza daha ekonomik ve kaliteli ürün sunabiliriz. Zaten bir kasabın günlük satışı da bu miktarı aşmaz” dedi. 

KEMİK HİÇ ÜCRETSİZ OLMADI

Kamuoyuna yansıyan kemik fiyatlarının arttığına yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını söyleyen Şenkara, “İlikli kemik dediğimiz, suyundan çorba ve pilav yapımında kullanılan kaliteli kemik her zaman ücretliydi; bu, yeni bir durum değil. Müşterilerimiz yüksek miktarda et aldığında, yanında kemik de isterdi. Bu durumda biz kemikten ücret almazdık, ancak bu tamamen bizim inisiyatifimize bağlı bir durum. Yıllardır bu şekilde devam ediyor. Diğer kemikler ise hiçbir zaman ücretsiz olmadı. Kemikler genellikle fabrikalar tarafından alınıp kedi ve köpek maması yapımında kullanılıyor. Bu nedenle halk arasında kemiklerin ücretsiz olduğu yönünde yanlış bir algı var. Ancak bu doğru değil; hiçbir zaman böyle bir uygulama olmadı. Hayvanın her parçası değerlendiriliyor. Ayrıca, ilikli kemikte ya da diğer kemik çeşitlerinde fahiş bir fiyat artışı söz konusu değil” diye konuştu.
 

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ