- Ekonomi
- 25.06.2025 19:29
İZTO Başkanı Mahmut Özgener, ekonomide daralma sinyallerine dikkat çekerek, üretim odaklı yeni bir sanayi politikası ve yapısal reform çağrısı yaptı
KEMAL ÖZKURT/ İzmir Ticaret Odası (İZTO) Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkan Yardımcısı Mehmet Tahir Özdemir idaresinde, Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve oda üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.
Toplantıda küresel ve ulusal ölçekteki ekonomik gelişmeleri değerlendiren Özgener, 2025’in ikinci çeyreğine ilişkin büyüme verilerinin, ekonomide yavaşlama sinyalleri verdiğini söyledi. Özellikle tarım ve sanayi sektörlerinde daralma yaşandığına işaret eden Özgener, büyümeye en büyük katkının özel tüketimden gelmeye devam ettiğini; yatırımlar tarafında ise inşaatın pozitif katkı sunduğunu, ancak makine ve teçhizat yatırımlarının negatif seyrettiğini belirtti. Sanayi üretiminde hemen her sektörde aylık bazda daralma görüldüğünü kaydeden Özgener, "Ekonomideki üretim tarafının zayıflamakta olduğu ve tüketim odaklı büyümenin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretlerinin arttığı bir dönemden geçiyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Bu tablo karşısında, büyümeyi tekrar sanayi üzerinden güçlendirmek gerektiğini vurgulayan Özgener, "Yeni bir sanayi politikası ve buna entegre edilmiş etkin bir teşvik sistemine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye ekonomisine dair güncel verileri de değerlendiren Özgener, 2025’in ikinci çeyreği itibarıyla büyümenin ivme kaybettiğini belirtti. Özellikle tarım ve sanayi sektörlerindeki daralmaya dikkat çeken Özgener, “Son dönem verilerine baktığımızda, ülkemiz ekonomisinin 2025 yılı ilk çeyreğinde büyümesini sürdürdüğünü, ancak ikinci çeyrek itibarıyla daralma sinyallerinin belirginleştiğini görüyoruz. Büyümeye en büyük katkının yine özel tüketimden geldiğini; yatırım bileşeninde ise inşaatın pozitif, makine-teçhizatın ise negatif katkı sunduğunu gözlemliyoruz. Sektörel dağılıma bakıldığında, tarımda %2, sanayide ise yüzde 1,8 oranında daralma görülürken; inşaat yüzde 7,3, bilgi ve iletişim yüzde 6,1, hizmetler sektörü ise yüzde 1,3 oranında büyümeye katkı sağladı. Ancak sanayi üretim verileri nisan ayında hemen her sektörde aylık bazda daralma yaşandığını gösteriyor.Tüm bu gelişmelerin ışığında, ekonomideki üretim tarafının zayıflamakta olduğu, tüketim odaklı büyümenin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretleri doğduğu anlaşılıyor.Bu noktada, büyümenin tekrar sanayi tarafından sürüklenmesi için yeni bir sanayi politikası ve teşvik sistemine ihtiyaç olduğunu tekrardan vurgulamak isterim" diye belirtti.
Hürmüz Boğazı üzerinden yapılan petrol sevkiyatlarının küresel arzın yüzde 20’sine karşılık geldiğini hatırlatan Özgener, “Savaşın insani boyutlarının yanı sıra, hepimizi etkileyen siyasi ve ekonomik yanları da var. Özellikle, İran’ın, İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri’nin saldırılarına karşılık olarak Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi ve Katar’da yer alan Amerika Birleşik Devletleri’ne ait üslerin vurulması, sadece bölge ülkelerini değil, küresel ekonomiyi de doğrudan etkileyebilecek çok kritik bir gelişme. Hürmüz Boğazı, küresel petrolün yaklaşık yüzde 20'sinin taşındığı, enerji arz güvenliği açısından hayati öneme sahip bir geçiş noktası.
Deniz taşımacılığındaki sigorta ve navlun maliyetlerinin şimdiden artmaya başlaması, bazı gemilerin Hürmüz Boğazı dışında konumlanması da piyasaların ne kadar temkinli olduğunu gösteriyor. Hürmüz Boğazı önemli bir enerji arz noktası konumunda. Bu noktada, enerji arzını güvence altına almaya yönelik uluslararası politikaların geliştirilmesi önem taşıyor” dedi.
Merkez Bankası’nın faizleri sabit tuttuğu son kararını da yorumlayan Özgener, piyasalardaki gevşeme beklentisinin jeopolitik gelişmelere bağlı olduğunu söyledi. Dezenflasyon sürecinde sağlanan ilerlemeye rağmen risklerin hâlâ canlı olduğuna dikkat çeken Başkan Özgener, “Enflasyon beklentilerindeki düşüş olumlu ancak yapısal reformlar olmadan bu süreç kalıcı olmayabilir” diye konuştu.30 Mayıs’ta yasalaşan düzenlemeyle vergi desteklerinin azaltılıp faiz/kâr payı desteğinin artırıldığını hatırlatan Özgener, özellikle OSB’lerde yapılacak yatırımların daha ileri teşviklerden yararlanabileceğini ifade etti. İzmir özelinde Kınık ve Bayındır’daki Tarıma Dayalı OSB’ler ile Kiraz ve Beydağ’daki teşvik artışlarını önemli bulduklarını dile getiren Özgener, yazılım, veri ve algoritma gibi alanlara da vergi desteği sağlanması gerektiğini vurguladı. Yüksek teknoloji ürünlerinin toplam ihracat içindeki payının yüzde 3,5 seviyesinde kaldığını söyleyen Özgener, “Uluslararası rekabet gücümüzü artırmak için üretim kabiliyetimizi güçlendirmeli, teşvik sistemini bu yönde revize etmeliyiz” dedi.