Pamuk üreticisi 3 yıldır kazanamıyor

Pamuk üreticisi 3 yıldır kazanamıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 25.02.2025 18:17
  • Güncelleme Tarihi : 25.02.2025 18:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Pamuk üreticisi 3 yıldır kazanamıyor

KEMAL ÖZKURT / İzmir Ticaret Borsası (İTB), Şubat ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde, yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdi. İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli’nin yokluğunda meclis konuşmasın gerçekleştiren İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bülent Uçak, pamuk üreticisinin üç yıldır zarar ettiğini belirterek sektörün sürdürülebilirliği için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Sektörde yaşanan sorunların çözümü için önerilerde bulunan Uçak, prim miktarının maliyetleri karşılayacak şekilde artırılması, tekstil ve konfeksiyon sektörünün rekabet gücünü artıracak adımlar atılması, pamuk üretim ve işleme standartlarının yükseltilmesi, sürdürülebilir tarım uygulamalarının desteklenmesi ve Avrupa’daki doğal elyaf-sentetik elyaf rekabetinde daha etkin bir politika izlenmesi gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

MALİYETLER ARTIYOR, KAZANÇ DÜŞÜYOR

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Ulusal Pamuk Zirvesi'ne değinerek, pamuk üreticisinin son üç sezondur maliyetler karşısında zorlandığını ifade eden Uçak, “Pamuk üreticimiz maalesef son üç sezondur para kazanamıyor. Çiğitli pamuk ortalama fiyatı; 2022 yılında 15,7 lira, 2023 yılında 19,1 lira ve içinde bulunduğumuz sezonda ise 23,1 lira oldu. Son üç sezonda tarımsal girdi fiyat endeksinin yüzde 135 arttığı, prim miktarının ise değişmeden 1,6 lira olarak kaldığı düşündüğünde pamuk üreticimizin durumu net olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle üretimin sürdürülebilirliği için prim miktarının maliyet artışlarını telafi edecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan, son yıllarda enerji, işçilik ve finansman maliyetlerindeki artışlar tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün uluslararası rekabet gücünü olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde sektörde çok sayıda firma üretimini, başta Mısır olmak üzere başka ülkelere taşıdı. Son 1-2 yıldır ihracatta artış yaşanmaması ve sektörün istihdamının 250-300 bin kişi azalması da yaşanan sıkıntıların bir göstergesi. Bu nedenle tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün rekabet gücünün tekrar kazandırılmasına yönelik önlemleri zaman kaybetmeden hayata geçirmeliyiz” diye konuştu.

SÜRDÜRÜLEBİLİR PAMUK ÜRETİMİ İÇİN ADIM ATILMALI

Sürdürülebilir pamuk üretimi hem rekabet açısından hem de ekosistemi korumak açısından büyük önem taşıdığına dikkat çeken Uçak, “Tekstil ve konfeksiyon sektörümüzün rekabet güçlerinden birisi önemli bir pamuk üreticisi olmamızdan kaynaklanıyor. Ancak, sanayimizin ihtiyacı olan kaliteli hammadde için pamuğun hem üretim aşamasındaki hem de işlenme aşamasındaki standartlarını yükseltmek zorundayız.  Bu amaçla tohumdan hasada kadar üretim süreçlerimizi iyileştirmeli, aynı zamanda çırçır işletmelerimizin çalışma koşullarını yeniden düzenlemeliyiz. Organik, iyi tarım uygulamaları, BCI ve onarıcı tarım sistemleri gibi her türlü sürdürülebilir pamuk üretimini artırmak için destekleme mekanizmalarını hayata geçirmeliyiz. Bu desteklerin nihai ürüne kadar devam edebilmesi için sadece ülkemiz pamuklarına ait bir standart olan “GMO FREE Turkish Cotton” belgelendirmesinin bir ön koşul olmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Ayrıca, Avrupa’da doğal elyaflar ile sentetik elyaflar arasında hangisinin daha sürdürülebilir olduğuna ilişkin önemli bir rekabet söz konusu. Ülkemizin tekstil ve konfeksiyon sektöründeki rekabet avantajının daha çok doğal elyaflardan yana olduğunu düşünürsek, Avrupa’daki doğal elyaf ve sentetik elyaf karşılaştırmalarında daha aktif rol almalı, görüş ve tezlerimizi daha güçlü bir şekilde ortaya koymalıyız” diye belirtti.

POTANSİYELİMİZ YÜKSEK

Uluslararası piyasalarda adil ticaret politikalarının oluşturulabilmesi için ikili ilişkilerin gücüne önem verilmesi gerektiğine dikkat çeken Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, “Ülkemizin çıkarlarını korumak, politikaları lehimize göre şekillendirmek ve siyasi karar alma süreçlerini etkilemek için güçlü bir lobiye ve tarım diplomasisi becerisine sahip olmamız gerek. Potansiyelimiz yüksek. Ülkemizde faaliyet gösteren sadece kooperatifler, birlikler ve ziraat odalarının sayısı 13 binden fazla ve bunlara üye veya ortak kişi sayısı 10 milyondan fazla. Ancak, görüyoruz ki sayısal olarak güçlü,   etkin olma açısından ise zayıf bir örgütlenme varlığımız söz konusu. Umuyorum ki 4. Tarım ve Orman Şura sonuçlarından biri de güçlü bir tarımsal lobi stratejisinin belirlenmesi olacaktır” dedi.

 

 

 

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ