Türkiye’de arıcılık bitme noktasında

Dünya genelinde yıllardır öncü konumda olduğumuz arıcılık, yok olma seviyesine geldi. Gelirlerinin masraflarını dahi karşılamadığını belirten arıcılar, devlet desteğinin yetersizliğine dikkat çekti


  • Oluşturulma Tarihi : 16.05.2025 08:45
  • Güncelleme Tarihi : 16.05.2025 08:45
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Türkiye’de arıcılık bitme noktasında haberinin görseli

AYSELİN UZUN/ÖZEL HABER- Dünya bal üretiminde en büyük paya sahip ilk 10 ülke arasında yer alan ve 88 bin 162 ton ile dünya bal üretiminin yüzde 5,5’ini karşılayan Türkiye’de, arıcılık sektörü yok olma tehlikesi yaşıyor. Bu duruma neden olan faktörlerin başında ise; sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve devlet tarafından sektöre yeterli desteğin sunulmamasının yanı sıra son zamanlarda yaşanan değişken hava şartları, ekonomik kriz ve orman yangınları geliyor. İzmir Seferihisar’da arıcılık yapan ve ana arı satışından bal satışına birçok kalemde yer alan sektörün önde gelen isimlerinden Aslıhan Özşahin, yetkililerin arıcılığı bir sektör olarak görmediğini bu sebeple de kovan başına 100 TL gibi bir miktarda destek verildiğini belirtiyor. Öte yandan piyasaya sürülen sahte balın denetlenmediğini ve bu yüzden kaliteli balın değerinin altında satıldığını dile getiren arıcı Erhan Sezen ise “3 yıldır sektörde bozulmalar başladı. Bu neden kaynaklanıyor derseniz; sahte ballar çoğaldı. Ayrıca yaşanan değişken hava şartları arıları sersemletti ve yavru arıların ölümüne yol açtı. Bu da sektöre bir darbe daha vurdu” dedi. 

DEVLET GEREKEN ADIMI ATMALI

Ülkemizde arıcılığın bir hobi değil de sektör olarak kabul edilmesi halinde birçok sorunun ortadan kalkabileceğini ancak bu konuda STK ve devlet tarafından gereken adımın atılmadığını dile getiren Aslıhan Özşahin, “Yıllar önce arıcılığa devlet memurluğunu bırakıp atıldım. Kısa sürede akılcı yaklaşımın sayesinde işimi büyüttüm. Ancak son yıllarda özellikle maddi anlamda işimiz çok zorlaştı. Buna bir de değişken iklim olayları eklenince sorunlar içinden çıkılmaz bir hal aldı. Çünkü doğa da bizi artık beslemez hale geldi. Ne zaman soğuk ne zaman sıcak olacağını bilmiyoruz. O yüzden alternatif yollar aramaya başladık. Çünkü doğa bize değil biz doğaya uyum sağlamak zorunayız. Öte yandan şu anda ülkemizde arıcılık sektöründe çoğu şey olmaması gerektiği gibi. Bunlar neler dersek; mazot parasından tutun da devletin kovan başına verdiği yıllık 100 lira desteğe, Arıcılar Birliği’nin arıcısına sahip çıkmamasına kadar birçok şey sayabilirim. Ayrıca dışarıya bal satışı yapmak istediğimizde yaşadığımız kargo sıkıntıları satışlarımızı büyük oranda etkiliyor. Çoğu kargo firması bal transferi yapamayacağını söylüyor. Yapanlar da balın fiyatı kadar transfer ücreti istiyor. Tüm su sebepler dolayısıyla zaten emeğimizin karşılığını alamazken bir de zarara giriyoruz. Aynı durum hem bal hem de ana arı satışlarında karşımıza çıkıyor. Bu sorunlar ancak STK ve devletin arıcılığı bir hobi değil de sektör olarak kabul etmesi ile çözülür. Fakat ne yazık ki yıllardır uğraşmamıza rağmen bunlar ciddiye alınmadığı için sektörümüz yok olma tehlikesinde” açıklamasında bulundu. 

BABA MESLEĞİ TERK EDİLİYOR

Çocukluk yıllarından bu yana arıcılık sektörünün içerisinde yer aldığını söyleyen Erhan Sezen, son 3 yıldır pazarda yaşanan çürümeleri vurguladı. Sezen, “Arıcılık benim baba mesleğim. Ancak son 3 yıldır sektörde bozulmalar başladı. Bu neden kaynaklanıyor derseniz; sahte ballar çoğaldı. Halk bunu hakiki baldan ayırt edemiyor. Bunu bilmediği için de kaliteli balın fiyatı pahalıymış gibi geliyor. Örneğin biz kilosunu 500’e satıyorsak o 200’e satıyor, insanlarda bu sebeple ondan alıyor. Halbuki kaliteli bal ile aynı kefeye koyulan o ucuz ürün aslında kesinlikle bal değil. Tamamen şeker, aroma ya da glikoz şurubu. Fiyatı da bu yüzden ucuz. Sektör kan ağlıyor. Zaten devletten de doğru düzgün destek alamıyoruz. Yıllık kovan başı 100 lira veriliyor ama zaten bizim masrafımız binlerce lira. Bir kovan olmuş 2 bin 500 lira, bir maske 350 lira. Yani dış faktörler sebebiyle arıcılık sektörü bitmek üzere. İzmir bölgesinde 500 arıcı çıkmaz. Çünkü destek yok. Destek olmadığı zaman sektöre tutunamayız. Öte yandan bu yıl yaşanan değişken hava şartları son noktayı koydu. Havanın bir ısınıp bir soğuması arıları sersemletti ve yavru arıların ölümüne yol açtı. Bu da sektöre bir darbe daha vurdu. Şahsen ben arıcılıktan kazanamadığım için baba mesleğini ter edecek duruma geldi” şeklinde konuştu. 

YÜZDE 40’I ÖLDÜ

İzmir Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Şengül ise yaşanan hava şartları nedeniyle kovanlardaki arıların yüzde 40’ının öldüğünü belirterek “Yaşanan arı ölümleri doğal olarak arıcılığı olumsuz yönde etkiledi. Önümüzdeki aylarda aracılığın daha fazla zarar görmemesi için ise devlet tarafından çeşitli önlemler alınmalıdır. Bunlara örnek vermek gerekirse; devletin arıcılara verdiği kovan başına 100 TL’lik destek minimum 500 TL’ye çıkartılmalıdır. Çünkü bu miktar dünyayla kıyasladığımızda asla yeterli değil. Öte yandan arıcılara mazot desteği verilmeli böylelikle giderlerinin birazı da olsa karşılanmalıdır. Aksi taktirde Çam Balı üretiminde dünyada öncüyken alt sıralara düşecek, arıcılık ve bal üretiminde eskiye oranla kötüye geleceğiz” dedi. 

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ