Sayfa Yükleniyor...
Büyük kentlerde özellikle mahalle bazlı yaşanan toplumsal hareketliliğin sonucunda toplu konut bölgelerinde seçmen sayısının arttığını belirten Tosun, bu bölgelerdeki artışın CHP lehine olduğunu söyledi
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER-Türkiye’de 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde partilerin il ve ilçe belediye başkan adayları netleşmeye başladı. Netleşen adaylar seçmenlerin oylarını alabilmek için saha çalışmalarına hız kazandırdı. Her seçim olduğu gibi 31 Mart seçimlerinde de sandıktan çıkacak sonuca etki edebilecek birden fazla etkenin bulunduğunu ve bunlardan birinin de toplumsal hareket sonucunda mahallelerde artan seçmen sayısının olabileceğini belirten Siyaset Bilimci Prof.Dr. Tanju Tosun, bu bölgelerde yaşanan artışın CHP lehine olduğunu söyledi. Mahallelerde bulunan toplu konutlarda bir artış olduğunu ve toplu konut alanlarını da özellikle alt orta, orta ve orta üst kesimlerin ağırlıklı olarak tercih ettiğini ifade eden Tosun, “Diğer partilerle karşılaştırdığımızda özellikle iktidar partisinden ziyade CHP oylarında artış var ve bu artış diğer seçime katılan tüm partilere kıyasla daha yüksek oranda. Bu açıdan bakınca diyoruz ki CHP oylarındaki artış önemli ölçüde toplumsal hareketlilikten kaynaklı ve seçimlerde belirleyici faktörlerin arasında olacaktır” dedi.
CHP O BÖLGELERDE ÖNDE
Büyük kentlerde iktidar ve muhalefet arasındaki oy makasının dar olduğu büyük ilçelerde seçimlerin sonucuna yeni toplu konutların olduğu yerlerin etki edebileceğini belirten Siyaseti Bilimci Tanju Tosun, “Tespit olarak ilçe ya da seçim çevresi belirtmekten ziyade olayın sosyolojik arka planına ilişkin değerlendirme yapmamız gerekiyor. Bu durumu özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerde gözlemliyoruz. Buna nereden ulaşıyoruz? Kayıtlı seçmen sayısının arttığı bazı ilçeler ve bazı ilçelerin mahalleleri var. Özellikle mahalle bazında kayıtlı seçmen sayısında artış yaşandı. Bu sayının artışında iki faktör belirleyici olabilir. Bunlardan bir tanesi ilk kez oy kullanan seçmen sayısının artması. İkincisi ise il içinde belirli ilçeler arasında ve belirli mahallelerde toplumsal hareketliliğin artması. Yani bir yerleşim yerinden diğer yerleşim yerine geçiş. Seçmen sayısının artışında sebebi ilk kez oy kullanan seçmende çok demografik değişimden kaynaklandığı yönünde. Bu artışla mahallelerdeki özellikle toplu konut artışına baktığımızda kayıtlı seçmenin artmış olduğu yerlerde yeni toplu konutların da devreye girdiğine tanık oluyoruz. Dolayısıyla bu kayıtlı seçmenler mahallelerin özellikle toplu konut alanlarına azımsanmayacak ölçüde yerleşiyor. Toplu konut alanlarını da özellikle alt orta, orta ve orta üst kesimler tercih ediyor. Buralarda da Cumhuriyet Halk Partisi’nin 2018 genel seçimlerine göre, 14 Mayıs 2023 genel seçimlerinde oylarında belirgin bir biçimde arttığını tespit ettik. Diğer partilerle karşılaştırdığımızda özellikle iktidar partisinden ziyade CHP’de artış var ve bu artış diğer seçime katılan tüm partilere kıyasla daha yüksek oranda. Bu açıdan bakınca diyoruz ki CHP oylarındaki artış önemli ölçüde toplumsal hareketlilikten CHP lehine daha fazla öne çıkıyor” diye konuştu.
ADAYLARIN GEÇ AÇIKLANMASI ETKİLEMEZ
Toplumsal hareket sebebiyle toplu konut bölgelerinde CHP’nin artan oylarının adayların geç açıklanmasından negatif etkileneceğini düşünmediğini söyleyen Tosun, “Türkiye’deki siyasal kutuplaşma çok yüksek düzeyde. Siyasal kutuplaşmanın yüksek olduğu koşullarda insanlar parti taraftarlığını ya da parti tutmayı diğer kimliklerinin önüne çıkarabiliyor. CHP’li, AK Partili ya da MHP’li olmak diğer kimliklerin üzerinde bir negatif kimliklenme yani insanlar kendilerine siyasal parti aidiyeti üzerinden yeni bir kimlikle kendilerini tanımlıyorlar. Hal böyle olunca adayın geç ya da erken açıklanması İzmir gibi iller özelinde konuşursak eğer seçmen tercihine bir etki yapacak kanaatinde değilim” dedi
EN BÜYÜK ETKEN EKONOMİK
Seçimlere etki edebilecek birçok neden olsa da parti taraftarlığının bile önüne geçebilecek tek nedenin ekonomik koşullar olduğunu ifade eden Tosun, “Yerel seçimlerde genel olarak baktığımızda ilk olarak adayların nitelikleri ve profilleri sandığa etki ettiğini görüyoruz. Bunun yanı sıra ülkede halen devam eden ekonomik kriz koşulları da etkili olabiliyor. Bu sonucu da 2023 genel seçimlerinde büyük kentlerde ekonomik krizden etkilenen toplumsal sınıfların parti değiştirdiğinden görebiliyoruz. Yani parti taraftarlığı, parti aidiyeti bu negatif kimliklenme dediğimiz hadise ekonomik kriz devreye girdiği zaman ikinci plana düşüyor. Dolayısıyla bir parti adaylarının nitelikleri ve profilleri, iki ekonomik kriz gibi faktörler parti taraftarlığı öncelikli olarak bu etkenler belirleyici olacaktır” diye konuştu.
HABER MERKEZİ