- Gündem
- 18.05.2025 16:01
İAOSBde bir fabrikada işten çıkarılan işçiler, sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atıldıklarını iddia ederek fabrika önünde direnişte bulunmuşlardı. İşçiler uzlaşı için 2 Aralıkı bekliyor
SULTAN GÜMÜŞ
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesinde (İAOSB) bulunan bir fabrikada sendikaya üye oldukları gerekçesi ile işten çıkarıldıklarını iddia eden TekGıda-İş Sendikası üyesi işçiler, fabrika önünde sendika başkanı ve işverenle görüşmek için direnişe geçmişti. Gerçekleştirdikleri mücadeleye şimdilik son veren işçiler, 2 Aralıkta genel başkanla görüşmek için bir talepte bulundu.
Gazetemize konuşan ve işten çıkarılan işçiler ile birlikte fabrikanın önünde bekleyen TekGıda-İş Sendikası 7 Nolu Şube Başkanı Halil İbrahim Bircan, 2 Aralıkı sabırsızlıkla beklediklerini belirterek direnişe dair şunları söyledi: İşçi arkadaşlarımız anayasal haklarını kullanarak TekGıda-İş Sendikasına üye oldular. Arkadaşlarımız zaten iş yerinde gördükleri baskılar ve mobbingdeh dolayı sendikamıza üye olmuşlardı. Arkadaşlarımız asgari ücret ile çalışıyorlar. Bu insanlarımız insan onuruna yakışır bir şekilde ücret almak, sosyal haklarını geliştirmek ve daha iyi kazanımlar elde etmek amacıyla sendikamıza üye oldular. Dolayısıyla bize de düşen TekGıda-İş Sendikası olarak gerek şube gerekse genel merkezimiz olarak arkadaşlarımıza sahip çıkmaktır. Biz orada bir grev değil, direniş yaptık. 2 Aralıkta genel başkanla bir görüşme talebinde bulundu işveren. Dolayısıyla çıkarılan arkadaşlarla gerçekleştirdiğimiz direnişe de o tarihe kadar ara verdik. 2 Aralıkta görüşme yapılacak, onun sonucuna göre biz de bir yol haritası çizeceğiz. İşveren bakanlık yetkisine itiraz etmişti. Bizim amacımızda itirazı geri çekip atılan arkadaşlarımızın iş başı yapmaları. Süreç bu şekilde işliyor.
DİRENİŞSE DİRENİŞ
Direnişse direniş diyen ve sendikalı oldukları için işten çıkarılmalarını etik bulmayan Bircan, Ya tespite itirazı geri çekerler yani toplu sözleşme için süreç başlar ya da biz ne gerekiyorsa yaparız. Direnişse direniş tekrar. İşten çıkarılma nedenleri kesinlikle sendikaya üye olmaları. Sendikalı olmalarından dolayı işten çıkarılmaları hiçbir şekilde etik değil. Sendikalı olmak işçinin en önemli hakkı. İçeride ilk zamanlar baskılar yapıldı insanlara, bizim görüşmelerimiz sonucu baskılar geriye çekildi. Patronlarla 3 defa görüşme yaptım. Çalışanın anayasal hakkına saygı göstermeleri hususunda bilgilendirmeler gerçekleştirdik. Bakanlık zaten tespiti yapmış. İşveren tarafından tespite itiraz da sadece zaman kazanmak için yapılmış bir şey. Bizim amacımız bu fabrikanın batması, yıkılması, yakılması değil. Bu fabrikanın gelişip, güçlenmesi dolayısıyla çalışanların da emeklerinin karşılığını alması mücadelemizin başlıca nedeni dedi.
Uzlaşmaktan yana olduklarını ancak işverenin sürekli erteleme çabasında olduğunu kaydeden Bircan, Biz uzlaşmak istiyoruz. Uzlaşmaktan yanayız. Hiçbir şekilde kötü niyetli değiliz. Karşı tarafta da zaman kazanmaya yönelik sürekli bir erteleme söz konusu. İşveren tarafından çok fazla bahane üretiliyor. Biz bu konuda anlaşmak istiyoruz. Bu işi kavgayla değil diyalogla halletmek istiyoruz. Ama bizi kavgaya zorlarlarsa gerekirse onu da yaparız. Bizim zaten nasıl kavga ettiğimizi TekGıda-İş Sendikasının kavgalarında, Türkiye kamuoyu Sütaş, Yörsan ve Tekel direnişinden iyi bilirler. Kavga etmekten de çekinmeyiz. Ama mecburi olmadığı süreci kavgayı hiçbir zaman tercih etmeyiz cümlelerine yer verdi.
KAVGA İLE DEĞİL DİYALOGLA
Bircan sözlerine şunları da ekledi: Bizlere destek olan birçok sivil toplum örgütü oldu. Diğer sendikaların da destek açıklamaları geliyor. Henüz daha bir basın açıklaması yapmadık. 2 Aralık sonrasında sonuç ne olursa olsun bunu yapmayı planlıyoruz. İstediğimiz uzlaşı olmazsa yasal çerçevelerle biz tekrardan mücadelemize devam edeceğiz. Umarım 2 Aralıktaki görüşme gerçekleşir ve bizi yanıltmazlar. Firmayı satmak için yabancı ortaklarla görüşülmüş. Bunlar tabi ki bizi çok fazla ilgilendirmiyor. Çünkü işveren firmayı satsa dahi işçi bütün haklarıyla yeni firmaya geçecek. Bizim de aynı şekilde sendikal sürecimiz devam edecek. İşverenin sendikal konularda çok bilgili olduğunu da düşünmüyorum. Biz sendika olarak kendimizi anlatmaya ve işçinin hakkını kavga ile değil diyalogla savunmaya devam edeceğiz. Hiç kimseye söz hakkı verilmiyor hakkını arayan susturuluyor. Anayasal haklarından olan iş yerinde örgütlenme hakkına işverenin saygı duymasını bekliyoruz.