Kurban Resmi

Adım adım büyük göçe!

Tüm dünyayı kasıp kavuran küresel iklim krizi, yarattığı kuraklık ve susuzlukla birlikte kitlesel göçler için alarm vermeye başlarken, İran’da yaşanan susuzluk Türkiye için ciddi bir tehdit olarak görülüyor

  • Oluşturulma Tarihi : 26.07.2021 07:33
  • Güncelleme Tarihi : 26.07.2021 07:33
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Adım adım büyük göçe! haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Afganlar, ülkelerinde yıllardır süren iç savaştan kaçmak için İran üzerinden Türkiye’ye kitleler halinde göçüyor. Bu göç her ne kadar savaştan kaynaklansa da uzmanlar asıl göçün susuzluk ve kuraklıktan kaynaklandığının altını çiziyor. Türkiye’de de her gün farklı bir gölün veya derenin kuruduğu haberleri çıkarken, komşu ülke İran da susuzluktan dolayı kaynıyor. İran’da ülke genelinde susuzluğa karşı yapılan eylemlerde şimdiye kadar çok sayıda kişi hayatını kaybetti. İran’da küresel iklimden dolayı olası kitlesel bir göçün yönü yine Türkiye olacak. Konuyla ilgili Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) Yönetim Kurulu Başkanı Av. İrem Geçmez gazetemize önemli değerlendirmelerde bulundu.

İMKANSIZ SONUÇLARI OLACAK!

İklim ve çevresel nedenlerden dolayı başka ülkeye göç etmek için başvuruların yapılmaya başlandığının altını çizen Av. Geçmez, “İklim ve çevresel nedenlerle göç hareketliliği başladı ancak bu şu an için daha çok ülke içi yer değiştirme şeklinde gerçekleşiyor. Şu ana kadar çeşitli ülkelerde bu sebeple başvuru yapılmış ancak yapılan başvurular bu sebebin iç hukuklarında mültecilik sebeplerinden biri olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Örneğin Kiribati vatandaşı olan Teitiota Yeni Zelanda’da mültecilik statüsüne başvuru yapmış ancak bu başvurusu ekonomik ve çevresel faktörler sebebiyle mültecilik statüsünün kazanılamayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi de yine bu konuyla ilgili olarak Kiribati’deki mevcut durumun yeterince ağır bir risk oluşturmadığını belirterek geri gönderilmesinin hukuka aykırı olmadığı sonucuna varmış ve bu sebeple ihlal bulunmamış ancak iklim değişikliğinin etkilerinin daha kötü bir hal alması halinde gelecekte bu tür iddiaların kabul edilebileceğini belirtmiştir. Dolayısıyla aslında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi de henüz geç kalınmadığını, yapılabilecek bir şeylerin olduğunu ancak yine de ülkelerin bu konuda sorumluluklarının bulunduğunu belirtmiştir. Benzer sebeple ben de geç kalma şeklinde bir değerlendirme yapmak istemem ama her geçen günün telafisi zor ya da imkansız sonuçlarının olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle bir an önce uluslararası alanda çevre politikalarının oluşturulup iyileştirme çalışmalarının yapılması gerekiyor” diye konuştu.

İÇ HUKUKTA STATÜ BELLİ DEĞİL!

Av. Geçmez, “Uluslararası raporlara göre 2050 yılında deniz seviyesine yakın olan ülkeler sular altında kalabilecek yine bazı bölgelerde kuraklık meydana gelecek. Dolayısıyla sorun bölgesel olmaktan çıkıp küresel bir hal alacak. Ancak şu an çoğu ülkenin iç hukukunda iklim ya da çevresel olaylar nedeniyle göç eden kişilere ilişkin bir statü belirlenmediğinden bir korunma sağlanması mümkün olmayacak. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi tarafından verilen kararda da gönderileceği ülkede çevresel nedenlerle telafisi olmayan ciddi bir zararlarla karşı karşıya kalacak kişilerin sınır dışı edilmemesi açısından devletlere potansiyel bir sorumluluk doğacağı belirtilerek bu konuda kanuni düzenlemenin gerekliliğini ortaya koymuştur. İklim mülteciliği konusunda çoğu ülkenin iç hukuklarında yasal boşluğun bulunması ve bu alanda uluslararası bir düzenlemenin olmaması insanların yetersiz koşullarda kötü bir yaşam sürmelerine neden olmaktadır. Bu şekilde devam ettiği sürece büyük göç yakındır” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE’YE, ‘AFRİKA AKINI’ UYARISI!

İklim mülteciliği ile ilgili Türkiye’ye özel bir parantez açan Av. Geçmez, özellikle Afrika ülkelerinden Türkiye’ye yapılan göçlerin kitlesel akınlara sebebiyet verebileceğini vurguladı. Av. Geçmez, şunları söyledi: “Türkiye’nin yine jeopolitik konumu gereği göç alacak ülkelerden biri olduğu söylenebilir. Şu an Afrika’dan gelenlerin ekonomik sebeplerle geldiği değerlendiriliyor ama yakın bir zamanda oradaki doğal kaynakların tükenmesi halinde kitlesel akınlarla karşılaşılabilir. Ülkemiz cennet gibi ama çevreyi koruyucu politikalar geliştirilmez ve doğal kaynakların sonu yokmuş gibi kullanılmaya devam edilirse Anadolu insanının da mülteci olma ihtimali söz konusu.”

İRAN’DA KURAKLIK GÖSTERİLERİ

İran'ın Huzistan eyaletinde 14 Temmuz Çarşamba günü su kaynaklarının kuruması ve kuraklık nedeniyle gösteriler başlamıştı. Huzistan eyaletinin Ahvaz şehrinde başlayan gösteriler Hamidiye, Bostan, Şadgan, Şuş, Danyal ve Mahşehr şehirlerine yayıldı. Gösterilerde biri polis olmak üzere 4 kişi hayatını kaybetti. Uzmanlara göre ise İran’da olası bir iklimsel göçün yönü yine Türkiye olacak.