Sayfa Yükleniyor...
İzmir Dikili’de bulunan Nebiler Şelalesi’nin yürüyüş yolunda bulunan dilek ağacını ziyaret eden turistler, çaput yerine kullandıkları maskeleri başlamaya başladı
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Kurban Bayramı tatili boyunca deniz, kum ve güneşin keyfini çıkarak vatandaşlar sahillere akın etti. Koronavirüs tedbirlerine çoğu yerde uyulmadığının görüldüğü bayram tatili süresince sahil kenarları, ören yerleri, tabiat parkları, piknik alanları gibi yerler tatilcilerin uğrak noktası oldu. İzmir’e 120 km mesafedeki Dikili’de güzel sahillerinin yanı sıra doğal güzellikleri ile de ön plana çıkan ilçelerin arasında geliyor. Dikili’ye bağlı olan Nebiler Şelalesi bir diğer adıyla Aşıklar Şelalesi de normalleşme dönemi ve bayram tatili süresince yerli turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.
ÇAPUT YERİNE MASKE!
Dikili’nin Nebiler Köyü sınırlarında bulunan yemyeşil doğası, yaşlı çınar ağaçları, irili ufaklı mağaraları, küçük şelaleleri, keyifli yürüyüş yolları, etkileyici manzarası ve düdeni ile Aşıklar Şelalesi, doğayla bütünleşmek isteyenler için bulunmaz fırsat. Ancak normalleşme dönemi ile birlikte şelaleden sonraki yürüyüş yolunda yer alan dilek ağacına bağlanan maskeler görenleri şaşırtıyor. Daha önceleri çaputların bağlandığı ağacın dallarında maskeleri görmek mümkün. Yürüyüşe gelenler dilek dilemek için bez ya da çaput bağlamak yerine kullandıkları maskeleri ağaca bağlamaya başlamışlar. Kötü görüntünün yanı sıra sağlık açısından da risk oluşturan bu durum Aşıklar Şelalesi’nin doğal güzelliğine yakışmıyor. Pandemi ile hayatımıza giren ve şu anda vazgeçilmez olan maskeler; denizlerde, sahil kenarlarında, sokaklarda ve insanın olduğu her yerde karşımıza çıkıyor. Bez ya da çaput yerine ağaca maskelerini bağlayanlar bu kadarına da pes dedirtti.
………………………..KUTU KUTU KUTU…………………..
AŞIKLAR ŞELALESİ HAKKINDA
Şelaleye 86 basamaktan oluşan ahşap merdivenden iniliyor. 86 basamağı aşıp aşağıya ulaştığınızda karşınıza Aşıklar Şelalesi (Nebiler) çıkıyor. Şelalenin suyunun döküldüğü noktadaki şiddet nedeniyle küçük bir gölet oluşmuş. Göletin çevresi su kaplumbağaları ve tatlı su balıklarının yaşam alanı olmuş. Yaz aylarında boyu 1 metreyi aşmayan bu gölette serinlemek mümkün. Ancak çevrenin kaygan olması nedeniyle dikkatli olmakta yarar var. Şelaleye inen basamakları çıkıp sağ taraftan şelale kaynağına doğru yüründüğünde 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından Ağlayan Mağara’ya ulaşılıyor. Şelale kaynağını oluşturan sular uzun bir yoldan büyük bir şiddetle akıyor. Farklı türdeki ağaç ve bitkilerle sarılı yol bazı tehlikelere sahip. Bu yüzden ya yürüyüş ayakkabısı ya da mevsime göre kaygan olmayan sandalet ya da terlikle gelmek gerekiyor. Mağara üzerinden küçük damlalar halinde tıpkı bir insanın ağlaması gibi damlayan su tanecikleri etkileyici bir görünüme sahip. Bu mağara deniz seviyesinden 271 metre yükseklikte. 900 metrede Ece Çağlayanı, 1300 metrede ise Sümeyra Şelalesi‘ni de görmek mümkün.
AŞIKLAR ŞELALESİ HİKAYESİ
Bir rivayete göre, peri padişahının kızı Sümeyra, civar köylerden Yörük Ali’ye gönlünü kaptırır. Yörük Ali de Sümeyra’ya. Ne var ki peri padişahı kızını bir ölümlüye vermek istemez ve bu aşka izin vermez. İki aşık çaresiz kalır. Nebiler vadisindeki koca çınarın altında her gün gizlice buluşur, hasret giderirler. Sonra da birbirilerine sarılır saatlerce ağlaşırlar. Bunu öğrenen peri padişahı bu aşka son vermek için askerleri ile birlikte aşıkların peşine düşer. Amacı Yörük Ali’yi öldürmektir. Tam onları yakalamak üzereyken koca çınar yarılır ve aşıkları içine alır. Bu mucize karşısında peri padişahı insafa gelir. Ancak aşıklar aşklarının sonsuza kadar sürmesi için tanrıya dua ederler. Tanrı da onları kayalıklardan akan bir şelaleye çevirir. Aşkları sonsuza kadar sürer. Kızını sonsuza kadar kaybeden peri padişahı şelalenin yukarısındaki mağaraya çekilir, gözyaşları döker. Ağlama seslerini duyan çevre sakinleri mağaraya ‘Ağlayan Mağara’ adını verir.
Haber Merkezi