Çeşme’deki tartışmalı karar yargıya taşınıyor

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İzmir’in Urla ve Çeşme ilçelerinde kamulaştırılan alanlar üzerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşletmeler Genel Müdürlüğü tarafından yapılmak istenen Ege Turizm Merkezi-Çeşme Projesi’ne yönelik tepkiler sürüyor. Projeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın, alanın mutlak korunması gereken doğal yaşam alanı olarak kalması gerektiğini savundu. Alanın turizm gelime bölgesi ilan edilmesine ilişkin kararın iptali için dava açmaya hazırlandıklarını açıklayan Yalçın, “Burada yapılmaya çalışılan turizm amaçlı yapılaşma, golf sahaları gibi yapılar yarımadanın korunması gereken doğal yapısının sonu anlamına gelecektir. Bu bölge hiçbir şekilde bu kadar nüfus yoğunluğunu kaldırabilecek bir alt yapıya ve temiz su olanaklarına sahip değildir. Turizm, gelir, kalkınma, istihdam gibi süslü kelimelerle rant projesi topluma yutturulmaya çalışılıyor. Bu konu Çeşme veya Urla meselesi değil tüm İzmir’in meselesidir. İlk olarak turizm gelişme bölgesi kararının iptali için dava açıcağız. Plan yapıldıktan sonra plan iptali için de dava açacağız” dedi.



MUTLAKA KORUNMALI
Bölgenin yapılaşmaya açılmadan ‘mutlak koruma alanı’ olarak korunmasını istediklerini açıklayan Yalçın, “Körfez Geçiş Projesi sırasında, bu proje kent içi ulaşım projesi değil, yarım adaya ulaşım amaçlı ve rant baskısı amacını taşıyor demiştik. Projenin ÇED olumlu kararını mahkeme iptal etti. Şimdi siyasi iktidar ağzındaki baklayı çıkarmış oldu. Çeşme ve Urla’yı kapsayan turizm gelişme bölgesi yarımadaya ilişkin rant projelerinin önemli bir bölümünü kapsadığını düşünüyoruz. Turizm Gelişme Bölgesi ilan edilen bölgeye baktığımızda bölge içerisinde çeşitli statülere sahip alanlar bulunmakta. Bunların büyük bir bölümü kamu arazisi ve yeni düzenlemeyle nitelikli doğal koruma alanı. Bunun dışında ormanlık alanlar, mutlak korunması gereken doğal koruma alanları ve tarım alanları mevcut. Bu statülere bakarsak orman yasasında turizm amaçlı tahsis dışında hiçbir bölgede turizm yapılamaz. Ancak bundan sonraki hamlenin bu pürüzleri ortadan kaldırmak üzere olacağını tahmin ediyoruz. Bu bölge İzmir için çok önemli bir doğal ve yabani hayatın olduğu bir alan. Buranın hiçbir şekilde yapılaşmaya açılmadan mutlak koruma alanı olarak korunması taraftarıyız” ifadelerini kullandı.
DAVA AÇMAYA HAZIRLANIYORUZ…
Turizm gelişim bölgesi kararının iptali için 30 gün içerisinde dava açmaya hazırlandıklarını kaydeden Yalçın, şunları söyledi: “Burada yapılmaya çalışılan turizm amaçlı yapılaşma, golf sahaları gibi yapılar yarımadanın korunması gereken doğal yapısının sonu anlamına gelecektir. Bu bölge hiçbir şekilde bu kadar nüfus yoğunluğunu kaldırabilecek bir alt yapıya ve temiz su olanaklarına sahip değildir. Turizm, gelir, kalkınma, istihdam gibi süslü kelimelerle rant projesi topluma yutturulmaya çalışılıyor. Siyasi iktidarın acele paraya ihtiyacı var; bu paha biçilmez alanı paraya çevirmeye çalışıyor. Buna bütün İzmirlilerin karşı çıkması gerekiyor. Yoksa ileride yaşanacak bir İzmir kalmayacak. Hükümet bu rant projelerin alt yapısını uzun zamandır hazırlıyor. Geçtiğimiz yıllarda yapılan mevzuat değişiklikleri ve özellikle yarımadanın sit değerlerinin düşürülmesi bu projelerin uzun zamandır hükümetin masasında olduğu anlamına geliyor. Bundan sonra bölgeye ilişkin bakanlığın bir plan yapması gerekecek. Plandan sonra muhtemelen projeyi göreceğiz. Plan aşamasında sürece dahil olacağız ve kamuoyunu bilgilendireceğiz. Bu konu Çeşme veya Urla meselesi değil tüm İzmir’in meselesidir. Bu nedenle İzmir’deki başta kurum ve kuruluşlar olmak üzere tüm İzmirlileri sürece dahil etmek için çalışacağız. İlk olarak turizm gelişme bölgesi kararının iptali için dava açıcağız. Plan yapıldıktan sonra plan iptali için de dava açacağız. Çevre düzeni planından başlayarak sonuç itibariyle imar planı!”