Sayfa Yükleniyor...
İzmirin Çeşme İlçesine bağlı Germiyan Köyünde yaşayan 55 yaşındaki Nuran Erden, çizimleri ile hem köyünü tanıttı hem de tüm kadınlara örnek oldu. Erden, Bunu başka köyler için de yapmak istiyorum dedi
KENAN YEŞİL(ÖZEL HABER)
İzmirin Çeşme İlçesine bağlı Germiyan Köyünde yaşayan 55 yaşındaki Nuran Erden, yaptığı çalışmalarla hem köyünün tanınmasını sağladı hem de örnek bir kadın girişimci oldu. Çeşmenin en eski Türk köyünde yaşayan Erden, uzun yıllar boyunca ekmeğini topraktan kazandı. Tarımla uğraşan zeytin, domates, kavun üretimi yapan Nuran Erdenin en büyük hayali ise köyünü herkes tarafından bilinmesiydi. Bunu da eline aldığı fırça ve boya sayesinde yaptı. Önceleri tabelaları boyayan Erden, daha sonra sandalye derken en sonunda köy evlerin duvarlarını boyamaya başladı. Doğada gördüğü çeşitli çiçekleri, köy evlerinin duvarlarına işleyerek yeni bir ruh katan Nuran Erdenin bu çalışmaları ise tüm Türkiyenin ilgi odağı oldu. Nuran Erdenin Germiyan Köyünü tanıtmak için yaptığı çalışmalar büyük ses getirirken aynı zamanda üniversite ve TEDx gibi önemli toplantılara konuşmacı olarak davet edildi. Nuran Erdenin girişimi sayesinde Germiyan Köyü tüm Türkiye tarafından tanınmakla kalmadı, aynı zaman turizmde köy halkı için önemli bir gelir kaynağı haline geldi. Şu anda Germiyan Köyüne turlar düzenleniyor, köy halkı da misafirlerini en iyi şekilde ağırlıyor.
DOKUNMAK İSTİYORUM
İzmirde tarım ve hayvancılık alanında yaptıkları çalışmalarla kendi kulvarlarında başarı elde eden 35 kadın üreticinin yer aldığı Toprağın Kadınları projesinin ikinci etkinliği İzmir Ticaret Borsasında gerçekleşti. Yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler veren ve yeni hedeflerini anlatan Nuran Erden, kendini tanıtmak isteyen köylere gidip o köylerin tanıtımı için çalışmalar yapacağını belirterek, Amacım kendini tanıtmak isteyen köylere gidip oralarda da kendi köyümüzde yaptığım çalışmaları yapmak istiyorum. Kentlerden ziyade köylerime gidip onların hayatlarına bir dokunuş yapmak istiyorum. Kendini ifade edemeyen ama bir şeyler yapmak isteyenlere yardımcı olmak istiyorum dedi.
Boyama macerasının başlangıcını anlatan Erden, köyünü tüm Türkiyeye tanıtmak için böyle bir girişime başladığını ve ilk önce kafelerin tabelalarını boyadığını daha sonra ise sandalyeleri boyadığını söyledi. Köyünü çok sevdiğini vurgulayan Erden, Köyümü tanıtmak istedim. Köyümü çok seviyorum. Nasıl ki herkesin bir aşkı var. Benim en büyük aşkım köyüm. O yüzden köyüme güzel bir şeyler katmak istedim. Ne yapayım derken köyümü boyamaya başladım. Kafelerin tabelalarını boyamaktan yola çıktım. Daha sonra sandalyeleri boyadım. En son olarak da köyümüzdeki duvarları boyamaya başladım. Doğada gördüğüm farklı türden çiçekleri evlerimizin duvarlarına işledim. Bütün köyü baştan başa boyadım. Boyamalardan sonra dedim ki Türkiyede böyle bir yer olsaydı mutlaka duyulacaktı ben de bu yolda ilerlersem köyümün adını tüm Türkiyede duyurabileceğimi düşündüm. Köyümün adını tüm ülkede duyuldu. Bundan dolayı da çok mutluyum diye konuştu.
HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ
Küçüklüğümden beri hayali olan köyünün tanınmasını sağladığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Nuran Erden, Küçüklüğümden beri hayalim olan bir şeydi. Herkes Çeşmeyi biliyordu ancak köyümüzün adını söylediğimde kimse bilmiyordu. Bu benim içimde her zaman bir uhde olarak kalmıştı. Köyümü bir şekilde tanıtmak istiyordum. Fırça ve boyalar benim için bir umut oldu. Tarımla turizmi bir arada götürmek için çalışmalar yapıyoruz. Köyümüzde cafe işletiyoruz. Küçük bir köyde yaşıyoruz. Çeşmenin en eski Türk köyüyüz. Ayrıca Germiyanoğullarından gelme Yörük olan bir köyüz. Köyümüzün adı da oradan gelmektedir. En az 600 yıllık bir geçmişi olan bir köyümüz var şeklinde konuştu.
KÖY HALKINI DA ETKİLEDİ
Nuran Erdenin başlattığı boyama akımı köyde yaşayan diğer vatandaşlara da etkiledi. İlk başlarda köy halkı Nuran Erdenin çizimlerini yadırgasalar da gün geçtikçe köy duvarlarında hayat bulan çizimler, köyde yaşayan diğer insanları da etkiledi. Köy halkının farklı alanlarda çalışmalar başlattığını ifade eden Erden, En azından kendileri bir şeyler boyamaya çalışıyorlar veya başka bir şeyler yapıyorlar. Tarımdan elde ettiğimiz ürünleri satmakta büyük bir yararı oldu. Köyümüze gelen misafirler çok oluyor. Her gelen bir şeyler alıp gidiyor. Bu da köyümüze ayrı bir getirisi oluyor dedi.
EKMEĞİNİ TOPRAKTAN KAZANIYOR
Tarımla uğraştığını ve ekmeğini topraktan kazandığını vurgu yapan Erden, Zeytin üretimi yapıyorum. Organik olarak kendi ürettiğim tohumdan domates üretimi yapıyorum. Ata tohumu dediğimiz eski tohumlar kullanıyoruz. Bize özgü olan bamya var. Bamya yetiştiriyoruz. Kavun üretiyoruz. Eskiye oranla daha az olarak köy ekmeği yapıyorum. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılayacak üretimimizi yapıyorum. Ayrıca fazla üretimimizi de ya köyümüze gelen misafirlerimize yada pazarda satıyoruz dedi.
KONUŞMACI OLARAK KATILIYOR
Üniversite ve çeşitli toplantılarda konuşmacı olarak davet edildiğini belirten Erden, Ben köyümü yüceltmeye çalışırken köyüm beni yüceltti. Köyüme bir şeyler verdim ve bu duyuldu. TEDx konuşmasına davet edildim. Çok önemli bir organizasyon olan TEDxe ne olduğunu bilmeden gittim. Geçen yıl Bursada yapılan TEDxBursa toplantısında konuşma yaptım. Bu yıl ise Pamukkale Üniversitesinden çağırdılar ve orada bir konuşma yaptım. Türk Kızılayı davet etti. Orada bir konuşma yaptım. Çeşitli televizyon kanallarından davet geliyor. Yaptığımız çalışmalar sonrasında köyümüz tanınmış oldu. Şu anda Germiyan Köyüne turlar düzenleniyor. Köy halkımıza çok yararlı oldu. Burada para kazanmak gibi bir amacım olmadı. Sadece köyümü tanıtmak istiyordum. Ben toprağımı köyümü seviyorum. Benim için dünyanın en güzel yeri Germiyan. İnsanın özgür olduğu yer toprağıdır. Germiyan demek benim için özgürlük demek şeklinde sözlerini tamamladı.
Haber Merkezi