Endüstriyel tarıma alternatif agroekoloji uygulaması

BURCU YANAR
Bilim, uygulama ve hareket olarak doğa ve insan dostu bir tarım için hayata geçirilen Agroekoloji Çalıştayı; Bornova Belediyesi, Tarım Ekonomisi Derneği ve Bornova Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin katkılarıyla Bornova Uğur Mumcu Kültür Sanat Merkezi Çok amaçlı Salon’da gerçekleştirildi. Akademisyenler, çiftçiler, yayımcılar ve tüketicilerin katılımı ile gerçekleşen çalıştayda paneller, video sunumları, konferanslar ve forum yapıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı Tayfun Özkaya, endüstriyel tarıma bir alternatif olan Agroekoloji için “Amaç çiftçinin ve tüketicinin bağımsızlaşması ve dayanıklılığını sağlamaktır. Buradaki bağımsızlık unsuru çiftçiye fiyatları dayatan ve tüketiciye de aynı şekilde yüksek fiyatları dayatan marketlerdir” dedi.
BAĞIMSIZLAŞTIRIYOR
Agroekoloji Çalıştayı’nın açılışında konuşan Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı Tayfun Özkaya, tarım ekonomisi açısından ve gelir gider açısından bir yorumda bulunarak şu ifadelere yer verdi: “yıllar geçtikçe çiftçilerin gelirleri yeterince artmıyor. Bunun anlamı şu; çiftçiler her geçen yıl ürünlerini aynı fiyata alıyorlar hatta düşen fiyatlar ile karşılaşıyorlar. Buna rağmen özellikle Türkiye’de çok hızlı bir şekilde maliyetler artıyor. Endüstriyel tarımın girdileri yani kimyasal gübreler, kimyasal ilaçlar ve mazot hepsi artıyor. Burada çiftçilerin karşısına iki tane makas çıkıyor. Bu iki arasındaki şey ise çiftçinin geliri oluyor. Bu makas çok şiddetli bir şekilde azalıyor. Bazı yıllar ürün fiyatları daha da hızlı düştüğü için zararla karşılaşıyorlar. O zaman ise yapacağımız şey bu makası açmaktır.”
Bu makasın alt ucunun agroekoloji demek olduğunu belirten Özkaya, “Agroekoloji, basit anlamıyla bu endüstriyel girdilerden kurtulmak ve bunları kullanmamak ve bunun yerine ekolojiyi kullanmaktır. Makasın üst ucu ise üreticilerin bu ürünlerini doğrudan tüketicilere ulaşmak için çabalamalarıdır. Agroekoloji son zamanlarda tarım ekonomisini, politikayı ve birçok alanı kapsayacak şekilde geliştirildi. Buradaki amaç çiftçinin ve tüketicinin bağımsızlaşması ve dayanıklılığını sağlamaktır. Buradaki bağımsızlık unsuru çiftçiye fiyatları dayatan ve tüketiciye de aynı şekilde yüksek fiyatları dayatan marketlerdir” diye konuştu.
TARIMA BAŞKA BİR BAKIŞ
Agroekolojinin ilkelerinden de bahseden Başkan Özkaya, “Biyoçeşitliliği yüksek, verimli ve dayanıklı tarım sistemlerinin tasarımı ve yönetiminde uygulamasına dayanır. Yani endüstriyel tarım, tarım kimyasallarıyla çalışırken agroekoloji, ekolojiyi kullanarak bütün bu sorunların altından kalkmaya çalışıyor. Aslında ‘yabancı ot’ terimi bile yanlış çünkü bunlar aslında vitamin ve mineral kaynaklı besinlerdir. Agroekoloji’nin üç ilkesinden birincisi besin maddeleri ve enerjinin dışarıdan girdilerle sağlanması yerine çiftlikte dönüşümüdür. İkincisi ise bitkisel üretim ile hayvancılığın birleştirilmesi ve üçüncüsü ise bireysel türlere odaklanmak yerine etkileşimlere ve verimliliğe tarımsal sistem düzeyinde odaklanmaktır” açıklamalarında bulundu. Agroekolojinin önce bir tarla sistemi olarak başladığını ve sonrasında üretim sistemleri ekolojisine dönüştüğünün de altını çizen Özkaya, “Agroekoloji aslında hem bir bilim, hem bir toplumsal hareket hem de birtakım uygulamalardır. Son yıllarda oldukça değer kazanan ve üzerinde araştırmalar yapılan bir alan haline de gelmiştir. Bu, tarıma başka bir gözle bakmamız demek oluyor. Sosyal anlamda katılımcı ve yerel kaynakların kullanılmasında da oldukça etkili bir yöntemdir. Brezilya’ da bu hareket oldukça yaygın olarak işliyor” dedi.