Gappi: “Sivri hem gazeteciydi hem de insandı”

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Onursal Başkan İsmail Sivri'yi anma töreninde yaptığı konuşmada Sivri için “Hem gazeteciydi hem de insandı. İkisinden de hiç ödün vermedi” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.08.2021 10:20
  • Güncelleme Tarihi : 02.08.2021 10:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gappi: “Sivri hem gazeteciydi hem de insandı” haberinin görseli
Gappi: “Sivri hem gazeteciydi hem de insandı” haberinin görseli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanlarından İsmail Sivri, vefatının 14. yılında heykelinin önünde sevenleri ve dostları tarafından anıldı. Anma törenine Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı ve İzmir Milletvekili Atila Sertel, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ve çok sayıda gazeteci katıldı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Onursal Başkanı ve İzmir Milletvekili Atila Sertel anma töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hayatı boyunca gazetecilik ve yazarlığının yanı sıra insan olarak hepimize örnek olan, insanlara insan gibin yaklaşan, mütevazi, dost, yol gösteren, genç gazetecilere yardımcı olup ufuk açan çok önemli bir isimdi. Onu burada her yıl 2 Ağustos’ta biraz eksilsekte hayattan kopup gidenlerle birlikte anmaya devam ediyoruz ve edeceğiz. Yaşamının her diliminde her karesinde İsmail Sivri’nin örnek alınacak pek çok davranışını pek çok insani yönünü kendime şiar edinmiş bir arkadaşınız, dostunuz olarak ondan çok şey öğrendiğimizi ve hala bizi bir araya getirme ve bizi bir arada tutma özelliğine de baktığımızda onun ne kadar barışçıl, insansever ve her kesimden insana el uzatan biri olduğunu biliyoruz. Sadece gazetecilere değil İzmir’de fakirlere yani ekonomik anlamada sorunu olanlara da kurduğu yapı ile el uzatan ve o yönüyle de anımsanan herkesin yardımına koşan bir insan olması ve gazetecilikte de önder ve örnek olması, cemiyetimizin efsane başkanları arasında yer alması bizi çok mutlu ediyor. Allah onu yattığı mekanında cennetinde barındırıyor. Allahım onunla beraber onu sevenleri bu dünyadan göçenleri de mutlaka koruyor ve kolluyor. Çünkü ülkede en büyük eksikliklerden bir tanesi de insan olmak ve iyi insan, dürüst insan, namuslu insan, onurlu insan, kişilikli insan olmaktır. Bütün bu özellikleri ile İsmail Sivri’yi bir kez daha huzurlarınızda selamlıyorum. Onu hiç unutmadığımızı, ailenin bir parçacı olarak gördüğümüzü buradan ifade ediyorum.”

YEREL AYAKTA KALIRSA BİZ DE KALIRIZ

Konak Belediye Başkanı Abdül Batur da yerel medyanın özellikle yerel yönetimler kanalıyla bir baskı altına alınması sürecini de izlediklerini belirterek şunları kaydetti: “Bugün bunu konuşmamız da lazım. İsmail ağabey hayatta olsaydı bunun konuşulmasını, gündeme getirilmesini önemserdi diye düşünüyorum. Pandemi sürecindeki gelirlerimizin azaltılmasının yanında son çıkan tasarruf genelgesi ile belediyenize gazete bile alamıyorsunuz. Böyle bir tasarruf genelgesi. Neresinden bakarsınız bakın yerel medyayı baskı altına alacak bir karardır. Çünkü yandaş ve genel medyanın tuzu kuru. Her türlü ilanı desteği alabiliyorlar. Burada tasarlanan şey bana göre oydu. Bizde teknik arkadaşlarımızla oturduk ve biz eğer tasarruf genelgelerinde yerel medyanın yanında duramayacaksak bu görevi de yapmamamız lazım diye düşündük. Aldığımız bu kararı da geçtiğimiz aydan itibaren uygulamaya başladık. Belediye başkanlığı risk almaktır. Bu işler oturduğun yerden tasarruf genelgesi çıktı biz bunu yapamıyoruz şeklinde olmaması lazım. Samimiyet olması lazım. Bu konuda samimi olmamız lazım ki yerel medya ayakta kalırsa bizler de ayakta kalırız. Çünkü kendimizi anlatabileceğimiz bir mecramız yok. Herhangi bir planımız ve programımız yok. Onun için yerel medyanın ayakta kalması bizim için çok önemli, elimizden gelen katkıyı bu konuda sunmaya çalışıyoruz. İsmail Ağabey’i de bir kez daha anmaktan ve onun dostları ile birlikte olmaktan mutluluk duyduğumu da bir kez daha ifade etmek istiyorum.”

ONURLU BİR GÖREVİ DEVRALDIM

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanı Dilek Gappi de ‘Her şeyden önce bugün içimiz çok yanarak maalesef bir aradayız’ diyerek başladığı konuşmasında şunları dile getirdi: “Ormanlar yanıyor, içimiz yanıyor, canlarımızı kaybediyoruz. Gerçekten çok acı günler yaşıyoruz ve bir an önce artık alınamayan tüm eksik önlemlerin alınmasını istiyoruz. Bizim meslekte bir klişe vardır. Önce insan mı önce gazeteci mi diye. Bence her ikisini de yapabilen ender insanlardan bir tanesiydi İsmail Sivri. Hem gazeteciydi hem de insandı. İkisinden de hiç ödün vermedi. Bence 14 yıl sonra bizi burada bir araya getiren de onun bu özelliğidir diye düşünüyorum. 94 yaşında ve hala yaşıyor diye düşünüyorum. Efsane bir başkanın ardından cemiyet başkanı olmak çok onurlu bir görevdir. Çok zor meslekteyiz. Çok ağır şartlarımız var. Gerçekten çok konuyla boğuşuyoruz. Ama tüm bunların arasında bazı şeyler bize soluk veriyor. İsmail Sivri’nin bıraktığı miras gibi. Gerçekten onun duruşu gibi. Sevgili Başkanım gözünüz arkada kalmasın, biz İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak sizin başlattığınız ve sizin verdiğiniz ama insanlık çizgisinden hiçbir zaman ayrılmayan bu mücadelenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Meslektaşlarımız ve mesleğimiz için sonuna kadar çaba harcayacağız. Sizin bize bıraktığınız mesleği biz elimizden geldiğince yüceltmeye çalışacağız. İsmail Sivri demek bana göre tertemiz bir isim, meslekte hiçbir şeye bulaşmamış, mesleğin onurunu her şeyin öncesinde tutmuş bir isim demektir. Ve böyle bir mirası devraldığım için inanılmaz mutluyum. Ruhu şad olsun, emaneti emanetimizdir.

HERKESİN BABASI ÇOK ÖZEL

İsmail Sivri’nin kızı Hikmet Sivri ise törende yaptığı konuşmasına önceki dönem İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ve dostu Sancar Maruflu’nun sağlık nedenleriyle anma törenine katılamayacağını bildirerek başladı. Hikmet Sivri, İsmail Sivri’nin çocuğu olmanın çok özel bir şey olduğunu belirterek, “Herkesin babası çok özel. Kime sorsanız babalar bir çınardır arkamızda ama hala öğrettikleriyle, hala doğrularıyla, insan ve doğa sevgisiyle, Atatürk sevgisiyle bizi yetiştirmeye çalıştırdı. Hep evimizde bunları konuştuk bunları tartıştık. Akşam yemeklerini bizimle kutsal bir yer olduğunu paylaşırdı. Her sorunun bu evde çözüleceğini dile getirirdi. Gerçekten de öyle oldu. 48 yaşında babamı kaybettim. Ama hala onun öğrettikleriyle, onun doğrularıyla, o ne derdi nasıl düşünürdü diye düşünerek bu yaşlara geldim. Umarım sevgili torunları Levent ve Kerem de yanı yolda dedeleri gibi topluma faydalı bireyler olur. Gerçekten hepinize çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.