- Gündem
- 30.07.2025 00:10
Sayfa Yükleniyor...
Uyuşturucu temin ettiği kişinin komaya girmesine neden olduğu iddiasıyla tutuklanan Gökalp İçer hakkında sulh ceza hakimliğinin yazısı ortaya çıktı. Kararda, İçer’in suçlamaları reddetmesine rağmen kuvvetli suç şüphesini destekleyen somut deliller bulunduğu vurgulandı.
İstanbul’da uyuşturucu sağladığı kişinin komaya girmesine sebep olduğu iddiasıyla tutuklanan Gökalp İçer hakkında sulh ceza hakimliğinin karar yazısına ulaşıldı. Kararda, İçer’in üzerine atılı “uyuşturucu ticareti” ve “kadına karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçlarına ilişkin kuvvetli suç şüphesini gösteren deliller bulunduğu kaydedildi. İçer ifadesinde suçlamaları reddetse de hakimlik, şüphelinin savunmasının “suçtan kurtulmaya yönelik” olduğu değerlendirmesine yer verdi.
İstanbul Sarıyer Kireçburnu’nda 14 Temmuz gecesi meydana gelen olayda, 27 yaşındaki avukat Göksu Çelebi’nin, kripto para borsası ICRYPEX’in Yönetim Kurulu Başkanı Gökalp İçer’le birlikte yasaklı madde kullandığı iddia edildi. Kısa süre sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan Çelebi, günlerdir yoğun bakımda sürdürdüğü yaşam mücadelesini kaybetti. Gökalp İçer hakkında "uyuşturucu temin etme" ve "olası kastla öldürmeye teşebbüs" suçlamalarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatıldı. İş insanı Gökalp İçer gözaltına alındı sevk edildiği hakimlikçe tutuklandı.
Şüphelinin ifadesinin yer aldığı yazıda, "G.Ç. yakın arkadaşımdı. Bir gelecek planlıyorduk. Tek hatam birlikte madde kullanmamız. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." şeklinde beyanda bulunduğu aktarıldı.
Karar yazısında ise İçer'in üzerine atılı "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama", "kadına karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarının vasıf ve mahiyeti mevcut delil durumuyla, bunları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller bulunduğu kaydedildi.
Yazıda, mağdur ile şüphelinin 7 aydır tanıştıkları, zaman zaman farklı yerlerde görüştükleri, ancak bu süre zarfından olay tarihine kadar uyuşturucu kullanmadıkları, buna ilişkin aralarında herhangi bir konuşmanın da geçmediği belirtildi.
Mağdurla yolculuk yapan şüphelinin beyanı kapsamında mağdur ile uyuşturucu madde hakkında konuştukları aktarılan yazıda, daha önce aynı ve farklı adreslerde kalıp, görüşmelerine rağmen olay gününden önce herhangi bir sebep yokken taraflar arasında uyuşturucuya ilişkin konuşma geçmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtildi.
Yazıda, mağdurun Ankara'da oturması nedeniyle uyuşturucu maddeyi nereden ve ne şekilde temin edilebileceğini bilemeyeceğine dikkati çekildi. Şüphelinin ifadesinde 8 gram uyuşturucuyu yabancı bir numarayla iletişime geçerek temin edildiği aktarılan yazıda, İçer'in her ne kadar parasının yarısını mağdurun verdiğini beyan etse de acil serviste G.Ç'nin üzerinden 725 lira, 2 banka kartı, stajyer avukat kartı ile 1 kolye çıktığı, yabancı ülkeye ait parayla uyuşturucu madde satın alındığı sırada verilen doların bulunmadığı vurgulandı.
Yazıda, maddi durumu itibarıyla hayatın olağan akışı içerisinde yenilen yemeklerin, seyahatlerin ve tatillerin dahi tüm parasının kendisi tarafından karşılandığı bir durumda şüphelinin uyuşturucu temini sırasında mağdurdan para talep etmesinin veya almasının hayatın olağan akışına aykırı ve ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu vurgulandı.
Şüpheli İçer'in, mağdurun daha önce tanımadığı bir kişiyi arayarak uyuşturucu maddeyi temin etmeye yönelik eyleminin dahi başlı başına üzerine atılı suçu oluşturduğu aktarılan yazıda, mağdurla 13 Temmuz'da uyuşturucu kullanmaya başladıklarının İçer tarafından dile getirildiği aktarıldı.
Yazıda yer verilen Adli Tıp Kurumu raporunda mağdura ilişkin, "Bilinci kapalı, ağır koma halinde, akut böbrek yetmezliği mevcut olup aralıklı diyaliz tedavisi uygulanıyor, klinik olarak beyin sapı refleksleri alınamadığı, beyin kan akımına yönelik tetkik planlandığı, idrar örneğinde kokain maddesinin pozitif olarak izleniyor." ifadelerinin kullanıldığı aktarıldı.
Yazıda, mağdur G.Ç'nin UYAP incelemesinde, olaydan önce uyuşturucu madde kullandığına ilişkin dosyasının olmadığı, bunu kullandığına dair herhangi bilginin bulunmadığı ifade edildi.
Zanlının üzerine atılı suçlara ilişkin kuvvetli suç şüphesi olduğu, kaçacağına yönelik somut olgular bulunduğu ve delillerin henüz tam toplanmamış olduğuna işaret edilen yazıda, şüphelinin tutuklanmasına karar verildiği kaydedildi.