Görme engelli ilk DJ’yimiz

Göz damarlarında meydana gelen hastalık nedeniyle hayatı bir gecede değişen Levent Özmen, kafasındaki engelleri aşarak başladığı yeni hayatında, Türkiye’nin ilk görme engelli DJ’yi oldu. Özmen, elemanların hepsinin bedensel engelli olduğu dernek gazetesinin de haber müdürü


  • Oluşturulma Tarihi : 28.11.2017 07:43
  • Güncelleme Tarihi : 28.11.2017 07:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Görme engelli ilk DJ’yimiz haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

Askerdeyken tansiyon hastalığı sonucu gözlerini kaybeden Levent Özmen, Türkiye’nin ilk görme engelli DJ’yi. Engeline rağmen hayata küsmeyen ve toplumu bilinçlendirmek adına daha fazla çalışmalarda bulunan Özmen, Genç Oluşum Bedensel Engelliler Derneğine katılarak Genç Oluşum’un Sesi Gazetesi’ni çıkarmaya başladı. Gazetenin haber müdürlüğünü de yapan Özmen, bin bir emekle çıkardıkları gazetenin satılmadığından, insanların kendilerini dikkate dahi almadıklarından şikayetçi.

Gazetemize konuşan Özmen, hem üyesi olduğu dernek içerisindeki faaliyetleri hem bütün aşamalarına kadar yer aldığı gazetesini hem de yaşadıkları zorlukları anlattı.

ÇALIŞANLARIN HEPSİ ÇOK ÖZEL!

Yürüme engeli olan ve derneğin başkanlığını üstlenen Ayhan Güzel, ablasının böbreği ile yaşama tutunmaya çalışan Sinan Gökdemir ve işitme engeli olan İhsan Durmaz da tıpkı görme engelli Levent Özmen gibi dernek içerisinde çeşitli faaliyetlerde bulunuyorlar.

Dernek çalışanlarının hepsinin birer engeli var. Ancak onlar her şeye rağmen engelliler için mücadele vermeye devam edip toplumda bir bilinç uyandırmaya çalışıyor. Dernek üyeleri bedensel engeli olan tüm bireylere seslenerek, onlar için yardım kapısı oluyor. Bedensel engellilerin giyimden, yiyeceğe kadar birçok ihtiyacını karşılamaya çalışan dernek, çıkardıkları gazetenin gelirini de onlar için harcıyor. Gazetenin zorlu basım sürecinde engelleri birbirlerini tamamlayarak aşan ekip, engellilerin yaşadıkları sorunlara mercek tutmaya çalışıyor.

Aylık yayın yapan gazetede bülten haberlerinin yanı sıra kendilerine ulaşan engellilerin sıkıntılarını anlatan röportajlara da yer veren ekip, zorlandıkları yerlerde engelsiz arkadaşlarından da destek alıyor. Birbirlerini tamamlayarak engelleri aşmaya çalışan Genç Oluşumun Sesi ekibi, yayın hayatlarının uzun olması için de destek bekliyor.

SUDAN ÇIKMIŞ BALIK GİBİYDİM

Gazetenin haber müdürlüğünü yapan ve görme engeline rağmen yardımcısıyla birlikte haber toplamaya çıkan Özmen kendini okurlarımıza tanıttı: “20 yaşında askerdeyken bir tansiyon hastalığı sonucu gözlerimi kaybettim. O dönemde engellilik bu kadar bilinçli ve yaygın değildi. Bu sebepten sudan çıkmış balığa döndüm. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi, kimlerle konuşacağımı bilmiyordum. Toplumun bilinçlenmesi için ben de bir şeyler yapmak istedim. 2004 yılında kendimi sahaya attım. İlk engelli arkadaşım ve derneğin de başkanı Ayhan beyle tanıştım. Onu da derneğe ve bu camiaya kazandırdık. Radyo Özmen’de 5 yıl canlı yayın yaptım. Ege TV’ de bir ay çalıştım. Türkiye’nin ilk görme engelli DJ’yim.”

Özmen, hastalığıyla birlikte önceleri hayata küstüğünü, toplum içine çıkamaz hale geldiğini belirterek, “Gözlerimde hiçbir problem yokken, bir gecede her şey değişti, ancak hayat devam ediyordu. Görememek, yürüyememek, konuşamamak çalışmak için bir engel olmamalıydı. Sesimin ve diksiyonumun düzgün olması nedeniyle hep DJ olmamı tavsiye ediyorlardı. Bir gün İzmir’de yayın yapan bir radyonun sahibine gittim ve engellilerle ilgili bir program yapmak istediğimi söyledim. Önce biraz süre istedi, sonra da medeni cesaretimden dolayı beni kutladı ve kabul etti” dedi.”

BEN SÖYLÜYORUM, O YAZIYOR

Konuşmasına devam eden Özmen şunları da kaydetti: “Genç Oluşumun Sesi gazetesini işitme engelli, görme engelli ve ortopedik engelliler olarak sağlıklı arkadaşlarımızın da yardımı ile 2013 yılından bu yana çıkarıyoruz. Ulusal basında her zaman bizlerin haberleri yer almıyor. Bizler de engelli kardeşlerimizin sesini duyurarak onların sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyoruz, başarı hikayelerine yer veriyoruz. Maalesef gerekli desteği göremediğimiz için çok sıkıntı çekiyoruz. Reklam konusunda yaşadığımız sıkıntılar, gazeteyi çıkarmamızda sorunlarla karşılaşmamıza neden oluyor. Biz reklam bulamazsak, röportaja gidip haber yapamayız, gazetemizi basamayız. Röportaja gittiğim zaman bilgileri gazetenin imtiyaz sahibi ortopedik engelli arkadaşımız Ayhan Güzel’e verip birlikte haber yazıyoruz. Ben söylüyorum, o yazıyor. Yaptığımız meşakkatli bir iş. Maddi imkansızlıklar var. Habere otobüsle gidiyoruz ama bunları sıkıntı olarak görmüyoruz. Çünkü gittiğimiz insanlar bizim kader arkadaşımız.”

Gazetede yemek ve içecek servisi yapan bir de işitme engelli çalışanın olduğunu aktaran Özmen, “İşitme ve konuşma engelli arkadaşımız da mutfakta görev alıyor. Hepimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Burada aileyiz. Mesela işitme engelli arkadaşımızla iletişim kurmakta bazen güçlük çekiyorum. O beni duyamıyor, ben onun el hareketlerini göremiyorum. O zaman ortopedik engelli ya da sağlıklı arkadaşlar bize yardımcı oluyor. Burada tüm dernek üyeleri gazetenin çıkması için bir işin ucundan tutuyor” cümlelerine yer verdi.

BİZE KİM BAKACAK?

Ortopedik engelli Ayhan Güzel de, “Gazetemiz İstanbul ve Bursa’da da çıkıyor. İlk başlarda 15 günde bir yayınlanırken, maddi imkansızlıklar nedeniyle ayda bir çıkarmaya başladık. Biz senede iki defa hatırlanmak istemiyoruz. Bu gazeteyi çıkarma amacımız da bu. Birbirimizin gözü kulağı olmaya devam ediyoruz ve engellilerin sesini duyurmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Güzel, tıpkı yaşlılar ya da kimsesiz çocuklar için açılan yurtlar gibi bedensel engellilere yönelikte yurtların açılması gerektiğini vurgulayarak şikayetlerini şöyle dile getirdi: “Bir sürü hazine arazileri var ülkemizde. Keşke bu arazilere bir de bizler için kalınacak yurtlar yapılsa. Benim iki ayağım yok. İhtiyaçlarımı karşılamam çok zor. İki kızım var. Kızlarım kabul etse damatlar kabul etmez. Peki, bana kim bakacak. Bize kim bakacak. Bir şeyler bu hayatta muhakkak olmuyor. İnsanları rahatsız etmemek adına azıcık aşım kaygısız başım deyip kendi başımızın çaresine bakıyoruz. İllaki İzmir olsun demiyoruz. Farklı şehirlerde pilot uygulama olarak başlatılsın tüm şehirlere yayılsın. Şimdi ben nerede kalacağım. Ya sokakta kalacağım ya da param varsa otelde. Başka gidecek yerim yok. Yalnız doğduk yalnız öleceğiz. Bu hayatın tüm ağır şartlarını yaşıyoruz.”