Her şey dahil, 'engelli' hariç

Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, engelli vatandaşların tatil yapabilecekleri tesislerin yok denecek kadar az olduğuna dikkati çekerek, maddi imkanı olmasına rağmen çok sayıda engellinin tatil yapamadığını belirtti

  • Oluşturulma Tarihi : 03.01.2019 11:39
  • Güncelleme Tarihi : 03.01.2019 11:39
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Her şey dahil, 'engelli' hariç haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Türkiye’de engellilerin hayatı fiziksel, ruhsal ve etik engellerle dolu. Nüfusun yüzde 12’den fazlasını oluşturan engelli bireyler, hem yasaların uygulanmaması, hem de toplumun duyarsızlığı nedeniyle pek çok alanda ötekileştirilmiş durumda. Onları sokakta, eğitimde, işte ya da sosyal hayatta görmek neredeyse mümkün değil. Her yıl 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde verilen sözlere, vaatlere karşın, engellilerin yaşama katılabilmeleri için gerekli ve yeterli adım atılmıyor. Turizm sektörü de bunlardan biri. Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, engelli vatandaşların tatil yapabilecekleri tesislerin yok denecek kadar az olduğuna dikkati çekerek, maddi imkanı olmasına rağmen çok sayıda engellinin tatil yapamadığını belirtti. Kuyumcu, “Otellerin girişleri basamaklı. Asansörlere ulaşım basamaklı. Asansörlerin içi ve kapısı minik. Odaların kapıları dar, sadece ruhsat alabilmek için yapılmış çalışmalar var. Bunlar engelsiz turizmi olumsuz etkileyen faktörler” dedi.



ERİŞİLEBİLİR TURİZM
Türkiye’de yaşayan çok sayıda engelli bireyin, maddi imkanları olduğu halde konaklama ve gastronomi işletmelerinden faydalanamadığını belirten Kuyumcu, “Türkiye’de bakanlığa kayıtlı engelli bireylere uygun bin 176 adet oda bulunuyor. Mevcut yönetmeliğe göre 80 odadan 1’inin erişilebilir olma zorunluluğu bulunuyor. Odalar var, ancak erişim sorunları ve otel çalışanlarından kaynaklanan iletişim problemleri devam ediyor. Turizm sektöründe çalışanların doğru iletişim ve yaklaşım yöntemlerini öğrenmesi gerekiyor. Engelsiz turizm olduğu zaman, engellilerin tesislerdeki konaklama süreleri uzayacak. Şu ana kadar hiç tatil yapmamış, bu imkanı bulamamış engelliler tatil yapma imkanına kavuşacak” ifadelerini kullandı. Kuyumcu, herkes için erişilebilir turizmin, hem engelliler ve yaşlıların özgürleşmesini hem de ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını vurguladı.



HERKES İÇİN TASARIM
Konaklama ve gastronomi işletmelerinde mimari erişilebilirlik konusuna değinen Kuyumcu, ortopedik engelliler, görme, işitme, konuşma engelliler ile otizmli ve farklı gelişen bireylerin oteller ve turizm tesislerinden yararlanabilmeleri için mimari erişilebilirlik düzenlemelerinin gerekliliğine dikkat çekti. Kuyumcu, “Herkes için tasarım ilkesi benimsenmeli. Tüm tesisler her vatandaşın eşit şekilde faydalanabileceği bir tasarıma sahip olmalı. Burada mimarlara ve inşaat mühendislerine büyük görevler düşüyor. Yasaların getirdiği gereklilikleri hayata geçirmek onların sorumluluğundadır. Engelsiz herkes için erişilebilir mimari herkese özgürlük sağlar. Bina girişinde basamak olmaması, asansörlerin tekerlekli sandalye kullanıcıları için uygun genişlikte olması, tüm kapıların minimum 90 santimetre genişliğinde olması, banyo ve tuvaletlerin uygun tasarım ve ölçülerde olması, yatak yüksekliğinin 55–60 santimetre olması gibi… Çalışan personel akülü ve tekerlekli sandalye kullanıcılarının ihtiyaçları belirleme, iletişim sağlama ve davranış eğitimleri almalıdırlar. Odalarda görme engellilere yönelik uyarı ve alarm sistemleri bulunmalı, gerekli yerlere Braille kabartma numaraları yerleştirilmeli. Görmeyenler için zarar verebilecek unsurları engelleyici önlemler alınmalıdır. Odalarda sesli uyarıcılar bulunmalıdır. Görme ve işitme engelliler için en önemli konu acil durumlarda kendileri için alınan özel önlemlerin varlığıdır. Bu önlemler tesise gelişlerde ayrıntılı olarak kendilerine açıklanmalıdır” dedi.
RAMPA YAPILMASINI ENGELLİYORLAR
Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, engellilerin yaşadığı sorunların bunların başında mimari ve fiziksel engellerin geldiğini söylüyor. Kuyumcu, “Görme engelliler için işitsel, işitsel engelliler için görsel uyarıcılar ve uygun düzenlemeler olmaması hayata katılıma engel oluyor. Fiziki engeller bir yana, etik engeller de engellilere hayatı kimi zaman çekilmez kılıyor. Otobüste engelliler için ayrılan yerlere koyulan çuvallar, metro asansörlerinin işgal edilmesi, kalabalık ortamlarda araçlarıyla dolaşan engellilere ‘Sizin ne işiniz var burada’ diye atılan laflar, yaşadıkları binalara ‘görüntüyü bozuyor’ diye rampa yapılmasını engellemeye çalışan komşular, morallerinin bozulmasına neden oluyor” dedi.
ENGEL SADECE FİZİKSEL DEĞİL
Engelli bireylerin yaşadığı zorlukların daha çok toplumun engellilere bakış açısından kaynaklandığını ifade eden Kuyumcu, “Engel, sadece fiziksel ve zihinsel yetersizlikten kaynaklanmaz, toplumun davranışları da birçok engel yaşatmaktadır” diyerek, engellilerin toplum tarafından dışlanmadıkları sürece hayatta hiçbir problemle karşılaşmadıklarını ifade etti. Herkesin anayasa önünde eşit olduğuna değinen Kuyumcu, “Ailelerin kendi çocuklarını diğer çocuklardan ayırıp ötekileştirmemesi gerekir. Her çocuk eşittir. Engelli bireye bakmak, bakılan engelli birey olmak gerçekten zor durumlar. Bu yüzden de engelli bireye bakan kişinin mutlaka eğitim alması gerekir. Bu yüzden ülkemizde de bunu yaygınlaştırmak için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
İZMİR’İN ÇOK YOLU VAR
“İzmir birçok açıdan güzel bir kent; ama erişilebilirlik konusunda alması gereken çok yol var” diyen Kuyumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir birçok açıdan güzel; ama erişilebilirlik açısından sıkıntılı. Biz bir şehre geldiğimiz zaman neye bakıyoruz? Toplu taşıma araçları uygun değil. Bir diğer konu, engelliler için park alanı ayrılmış mı, engelliler için uygun mu? TSE standartlarına uygun otopark alanları var mı? Üçüncü konu, yaya yolları 2 buçuk metre genişliğinde mi? Yaya yolları üzerinde insanların akışını önleyici direk, masa, market tezgahı, lokanta masası, mağaza tezgahı, ağaç gibi bir engel var mı? Biz bunlara bakarız. Gerekli yerlerde engellilerin kullanabileceği tuvaletler var mı? Zihinsel engelliler için de geçerli bu. Maalesef bu açıdan baktığımızda İzmir bu açıdan son derecede kötü. Çok basit bir örnek, Alsancak’ta yani Kordon’da bir sürü bahçe kafe yaptılar. Peki, bahçe kafe yaptın peki neden engelli olanlar için yani tekerlekli sandalye, akülü sandalye kullananlar için geçiş yeri yapmadın. İkincisi neden Arnavut kaldırımı kullanıyorsun? Arnavut kaldırımı kullanmayın diyoruz ısrarla. Niye? Çünkü Arnavut kaldırımların içindeki boşluklar ön tekerleklerin düşmesi sonucu insanlarda ölümcül yaralanmalara sebep oluyor. Çocuk arabasıyla gezenler için tehlikeli. Bunun için bitişik parke kullanacaksınız ki, arada boşluk olmaması lazım. Bir yerden başlamak lazım. Bu da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Engelliler ve Yaşlılar Daire Başkanlığı kurmakla olabilir. 2004 ve 2005 yılında çıkarılan 5216 ve 5393 sayılı belediyeler kanunu ile 5378 sayılı engelliler ile ilgili kanunların yürürlüğe girdiği 2005 yılında söz konusu kanunların hayata geçirilmesi ve gerekli düzenlemeler için uygulayıcı kurumlara 7 yıl süre vermiştir. Kanuna göre 2005 yılına kadar yapılan yanlış mimari uygulamalar 7 yıl içinde doğruya çevrilecek, kanun çıktıktan sonraki her mimari uygulama, toplu taşıma araçları, kamu binası, konut, sosyal yaşam alanları, otel, lokanta,cafe v.b. engelsiz mimari tasarım ölçülerine göre yapılacaktı. Ancak belediyeler hiç birini yapmadı. Ne kendi mimari uygulamalarında  nede ruhsatlandırmalarda kanunu uygulamadılar. Tekerlekli sandalye ve akülü sandalye kullanıcılarını yok saydılar, görme engellileri yok saydılar, işitme engellileri yok saydılar, yaşlıları yok saydılar, zihin engellileri yok saydılar. Bu utanç verici durumun artık sona ermesini istiyoruz.”
DURUM PARLAK DEĞİL
Engelli derneklerinin durumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Kuyumcu, “Türkiye’de engelliler adına hareket ettiğini söyleyen bin 900 tane dernek var. İstanbul’da 258, İzmir’de 166 tane dernek var. Çok ciddi rakamlar bunlar. Maalesef STK örgütlenmesini biz parçalanma olarak yapmışız. Böl, parçala, yönet politikası bizim üzerimizde de başarılı olmuş. Şu an biz o durumdayız. Resmi kayıtlara göre 10 milyonun üzerinde engelli var. Türkiye’de 6 tane engelli konfederasyonu var. Almanya’da bir tane var. Bütün gelişmiş ülkelerde bir tane var. Çükü herkes orada güç birliği içinde. Bu da yönetimler üzerinde etkili olmalarını sağlıyor. Biz de durum maalesef pek parlak değil. Bunu gidermek için meclis çalışmaları var. Daha iyi bir yere gelmek için mücadelemiz sürüyor” açıklamasında bulundu.