Sayfa Yükleniyor...
İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut ile İzmir için büyük bir değer olan ancak her geçen gün kan kaybeden İnciraltı’nı konuştuk. Karabulut ‘İzmir’in mücevheri’ olarak bilinen bölge için sağlıklı bir planlama talep etti
SULTAN GÜMÜŞ / RÖPORTAJ
1994 yılında kurulan İnciraltı Gelişim Derneği’nin Başkanı Tayfun Karabulut ile Balçova’da yer alan İnciraltı bölgesini gündeme taşıdık. Kimliği belirlenemeyen bazı kişiler tarafından denize atılan masalar, uygun olmayan ortamlarda içilen nargileler, kıyafetle denize girilerek deniz adabının göz ardı edilmesi, çamur halde bırakılan yollar ve masalar, mangal ya da yakılan semaver nedeniyle Kent Ormanı’nda meydana gelen kötü görüntüler ve sahil kenarlarında ‘restoran’ adı altında inşa edilen kagir yerler duyarlı vatandaşların tepkisine neden oldu. Tüm bu görüntüler yakın zaman önce sosyal medyaya da yansımış, önyargılı düşünceler de beraberinde gelmişti. Bazı kullanıcılar yorumlarında Suriyeli mültecileri hedef gösterirken, kimi de Doğu ve Güneydoğulu insanları suçladı. Başkan Tayfun Karabulut ise ‘insan ayırarak’ yapılan bu yorumları haksız buldu ve ‘kültür meselesi’ dedi. İki kez EXPO’ya aday gösterilen İnciraltı bölgesinin şu an kurban kesim yerine döndüğünü de vurgulayan Karabulut, önceden ailecek gidilen Kent Ormanı’ndan artık kaçılarak geri dönüldüğünü söyledi. Her geçen gün kan kaybeden İnciraltı’nın işlenmesi gereken bir mücevher olduğunu hatırlatan Karabulut, “İnciraltı için bizler çığlık atıyoruz. Ne olur kıymayalım artık. Bu süreçte kaybeden hep biz olduk. Ne olur artık İzmirlinin kazanma zamanı yarın gelmiş olsun” cümlelerine dikkati çekti. 5 milyon metrekarelik alana kamuya faydası olmayan işletmelerin hakim olduğunu aktaran Karabulut, nitelikli turistin gelebilmesi için merkezi ve yerel yönetimlerin bir an evvel koordineli bir şekilde çalışması gerektiğini söyledi.
“KENT ORMANI’NA GELEMİYORUZ”
Derneğinize ilişkin neler söylemek istersiniz?
İnciraltı ve Bahçelerarası konusu gündeme geldiğinde her durum bizleri ilgilendirir. Çünkü İnciraltı’nda yapılan her tartışma, yapılan her olumsuzluk bize zarar verdi bugüne kadar. Bizler bu bölgede 5 nesildir yaşayan insanlarız. 5 nesildir İzmir’in has insanlarıyız. O yüzden İzmir’e bir taş atacak veya İzmir’e kem gözle bakacak her kesimin karşısındayız. Buradan tekrar ifade etmek isterim ki İnciraltı ve bahçelerarası toprak sahipleri bugüne kadar şehrin faydasına olacak her projenin yanında oldu ve bugünde yanında olmaya devam ediyor.
Peki, İnciraltı’na ilişkin neler söylemek istersiniz?
İnciraltı’nda bizler ev sahibiyiz. İnciraltı’nda yaşanan her konu bizleri direkt ilgilendiriyor. Sorumluluk anlamında elbette büyükşehrimizin, kaymakamlığımızın, valiliğimizin uhdesinde kalacak alanlarımız var ama başta bir İzmirlinin gerekliliği olan ve arkasından da İnciraltı’nda 5 nesildir sahip olduğumuz bu bölgeyi korumak, kollamak başta bizlerin görevidir. O maksatla sosyal medyada görülen görüntüler bizleri bugüne kadar hep etkiledi. Ama bu bugünlük bir konu değil, daha önceden de birçok kez biz bunları makamlara her zaman ifade ettik. Çünkü bu bölgeye de zarar veriyor. Özellikle İnciraltı Kent Ormanı bölgesinin daha güvenli, daha korunaklı ve İzmirlinin kullanımına, ihtiyacına çözüm sunacak konumda olması lazım. Bizler bugün çevremizde de bunu görüyoruz. Artık ailelerimizle Kent Ormanı’na gelemiyoruz. Bir konunun daha altını çizmek istiyorum, çünkü hep karıştırılıyor; İnciraltı Kent Ormanı kamunun malıdır, planlama dışıdır. Ancak Kent Ormanı karşısında bulunan 5 milyon metrekarenin yüzde 99’u şahıs mülkiyeti olan bizlerin arazileridir, planlama bu bölge üzerinde yürümektedir.
KAMUYA FAYDASIZ İŞLETMELER
Ortaya çıkan görüntü karşısında neler düşünüyorsunuz?
İnciraltı konusunu her gündeme getirdiğimizde bazen bizlere şu suçlamalar geliyordu, ‘işiniz, aklınız hep parada, maddiyatta’ diye. Şu söylediğiniz görüntülerin olmaması için çırpındık. Çünkü İnciraltı maalesef sahipsiz kalıyor. İnciraltı; denize masaların atıldığı, bölgede tek tek açılan meyhane tarzı yerlerin varlığını koruduğu ve her geçen gün o bölgede yaşanan asayiş sorunlarının ortamı haline geldi. Hızlı bir şekilde planlama olmadığı takdirde İnciraltı her geçen gün kayboluyor, İnciraltı her geçen gün elimizden gidiyor. Bunun farkına varmamız gerekiyor. Bu sorumluluk sadece hükümetimize, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne veya Balçova Belediyesi’ne ait değil, tüm İzmirlilerin sorumluluğundadır. İnciraltı tüm İzmirlilerin sahip çıkması gereken topraklardır. Bu bölgeyi plansız bırakmak artık vicdanlara sığmıyor. Bugün bu görüntülerden şikayet ediyoruz, ancak yarın daha beter görüntülerle karşılaşmamız için hiçbir engel yok.
Çok fazla sayıda kamuya faydası olmayan işletmelerin olduğunu söylediniz. Biraz daha açabilir misiniz?
Bölgede çok fazla kamuya faydası bulunmayan işletmeler olduğu için önüne gelen istediğini yapabiliyor. ‘Neden bunlar böyle oluyor?’ dediğimizde ‘İnciraltı planlansın, ondan sonra bu konulara bakılacak’ deniliyor. Maalesef İnciraltı her konuda İzmir’in önüne engel durumda. İnciraltı geçmişte İzmirlilerin denize girdiği, plajlarının olduğu, birçok İzmirlinin burada hayallerinin ve anılarının olduğu bir yerken, şimdi o anılarını tamamen kaybediyor. Bölgede bulunan restoranların hepsi yapı olarak da kagir bina durumunda. Orada bir iki işletme haricinde maalesef sıhhi müesseseye uygun ortamlar bulunmuyor. Toplam değeri yaklaşık 5 milyon metrekarelik bir yer olan bölgeden bahsediyoruz. Ve düşünün ki bu 5 milyon metrekarelik bir alanı bizler bir türlü değerlendiremiyoruz.
İNCİRALTI KURBAN PAZARI OLDU!
Bölgede kurban pazarlarının olduğunu da söylediniz. İnciraltı sahiden böyle bir yere mi dönüştü?
Evet, şu an bölgede kurban pazarları var. Türkiye’nin en güzel yerlerinden İnciraltı kurban kesim yerlerine döndü. İki kez EXPO’da aday olmuş bir yer. Tüm dünyanın tanıyıp, hayran kaldığı bir yer. Bölge sit alanı. Ama biz her sene kurban kesim yeriyiz. Bölgeyi biraz olsun gezdiğinizde zaten kokulardan anlayacaksınız. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e kazandırdığı Kent Ormanı’na artık gidemiyoruz. Ev sahibi olmamıza rağmen o bölgede dolaşmakta bizler de sıkıntı çekiyoruz. Bunun nedeni sadece güvenlik değil elbette. Bu ortamın daha nezih bir duruma, İzmirlilere katkı sunacak bir hale getirilmesi lazım. İnciraltı boş arazi diye tercih ediliyor. Kötü olan noktada bu. İzmir’de boş arazi dendiğinde artık İnciraltı aklı geliyor. Halbuki eskiden kamp kurulabilen yegane bir yerdi. Bugün bırakın kampı sadece nargilecilerden ibaret oldu ve bölgenin doğal güzelliği itibariyle, doğanın bize emanet ettiği lagünü bile koruyamaz duruma geldik. Bölgede midyeciler avlarına devam ediyor.
Suriyeli mülteciler ile Doğu ve Güneydoğulu kişiler hedef olarak gösteriliyor. Tek suçlu onlar değil muhakkak. Peki, siz ne düşünüyorsunuz?
Bugün İzmir’in denize girilebilecek en yakın yeri İnciraltı. Gönül isterdi ki İzmir’in her yerinden, Alsancak’tan da, Bayraklı’dan da denize girebilelim. Ama ona uygun bir ortamın olmadığını bizler biliyoruz. Böylesine bir ortam henüz hazırlanmamışken denize olumsuz vaziyetlerde girmenin kesinlikle bir kültür meselesi olduğunu düşünüyorum. Sadece Suriyeli mültecileri suçlamak haksızlık olur. Çünkü görüyoruz. İnciraltı denizine sadece onlar girmiyor. Evet, girmek sorun değil. Ancak bunun gerekli alt yapısının yerel yöneticiler tarafından hazırlanmadan, bölgenin hor bir şekilde kullanılması da doğru değil. Bölgede ciddi bir boşluğun olduğunu görüyoruz. Kent Ormanı yeterince sahiplenilmiyor. Geçmişte yapılan ilk haliyle bırakılmak isteniliyor. Kullanımı çok sığ olan bir Kent Ormanı’nı biz büyütelim diyoruz – ki daha fazla İzmirlinin kullanabileceği nitelikli alanlar kalsın. Ama maalesef planlama geciktikçe o dar alana sıkışmış Kent Ormanı artık maalesef kültür konusunda eksik olan bazı İzmirli hemşerilerimizin o bölgede yarattığı olumsuz tabloyu tüm İzmirliler hep beraber çekiyoruz.
“İŞLENMEMİŞ BİR MÜCEVHER”
Yeni yönetimden umutlu musunuz?
Yeni yönetimden evet, umutluyuz. Çünkü Tunç Soyer’in seçim öncesinde verdiği sözler vardı. Ancak biraz yavaş kaldığının farkındayız. İnciraltı’nın bir günü bile çok değerli. Yaklaşık 120 gündür hala bir adım atılmadığını, biraz geciktirildiğini görüyoruz. Burası çok nadide bir parça, hatta bir mücevher. İşlenmemiş bir mücevher. 2013 yılında bu mücevher EXPO ile işlenmek istendi ama açılan davalar ile kaderine terk edildi. Bugün daha fazla yeşil alanlar bırakacakken, elimizdeki yeşil alanı da koruyamaz hale geldik.
Sivil toplum kuruluşları tarafından İnciraltı’nda yeni bir Kültürpark’ın oluşturulması talep ediliyor. Buna siz de destek veriyor musunuz?
Şöyle, Kültürpark’ın bulunduğu yerde kalması çok doğru. Yani Kültürpark bugün kent adına zaten tartışmalı olan bir noktada. İnciraltı ise anlattığım gibi birçok İzmirlinin anılarının olduğu bir yer. Kültürpark da bugün çok anıları olan bir yer. Peki, yeni bir Kültürpark yaratılır mı, elbette yaratılır. Çünkü bu bölgede yaklaşık 2 milyon metrekare biz kamuya terk vereceğiz. Yani 2 milyon metrekarede bugün İzmir’e daha yeni Kent Ormanları –ama adına biz Kültür Ormanları diyebiliriz- yaratabiliriz. Fakat bu bölge Agamemnon gibi sağlık temalı bir bölge. Yani 2 bin 500 yıllık Agamemnon kaplıcalarını barındıran bir bölge. Sağlık turizmine odaklanarak İzmirliye otelleriyle, hastaneleriyle, kültür merkezleriyle, kısmi konut alanlarıyla hizmet edecek, yaklaşık 20 bin istihdam yaratabilecek bir bölge haline gelmesi gerekiyor. Çünkü İnciraltı, İzmir’in beyaz yakalı genç işsizlerine iş alanları yaratabilecek de bir bölge. Ve İzmir’in en büyük eksikliği turizm… Kurulacak olan otellerle 100 bin yeni turist çekebilecek kapasiteye sahip. Böyle bir bölgeyi biz hem yeşil olarak hem turizm olarak hem ticaret olarak hem de çevre olarak büyütebiliriz. Ancak bu bölge için maalesef zaman kaybı oldukça, bir gün geciktikçe o sosyal medya görüntülerinin artarak devam etmesinin de önüne geçemeyeceğiz.
“NE OLUR KIYMAYALIM ARTIK”
Turist demişken… İnciraltı ciddi manada bir turist çekiyor mu?
Bölgede bir otelimiz tek var. Otelde de bir termal alan var. Otelin yoğunluğu ise duyduğumuz kadarıyla çok yüksek. Fakat dediğimiz gibi işlenmemiş bir bölge olduğu için turist oraya gelip ne yapacak? Kent Ormanı’nı görmesi bir sıkıntı, ruhsatsız işletmelere girmesi başka bir sıkıntı. Bizlerin bile girmekte zorluk çektiği Kent Ormanı’ndan söz ederken bir turistin girdiğini düşünmek ürpertici. Turisti çekebileceğimiz bir alan maalesef ki yok. Nitelikli turistin gelebilmesi için bizlerin gerekli alt yapıyı biran evvel koordinasyon halinde oluşturmamız lazım.
NELER KAZANDIRACAK?
İnciraltı’na ilişkin bir projenizin olduğunu söylediniz ve bu projenin İzmir’i sağlık turizminin başkenti yapacağını ifade ettiniz. İnciraltı’nın planlanması ile İzmir’in kazanacaklarını sıralar mısınız?
2 bin 500 yıldır insanlara şifa dağıtan Agamemnon kaplıcaları dünyaya sunulacak. Sağlık turizmi odaklı hastaneler, oteller ve kür merkezleri şehrimize 100 bin yeni turist çekecek. 15 bin yeni istihdam ile İzmir’deki işsizliği yüzde 5’e düşürecek. Nitelikli beyin göçünü önleyecek. İzmir ekonomisine yılda 3 milyar TL katma değer getirecek. Tüm İzmirlilerin faydalanacağı Kent Ormanı’na 2-3 kat büyüklüğünde nitelikli yeşil alanlar kazandırılacak. Yeni yapılacak yollar ile İnciraltı’ndaki yeni günübirlik tesis alanlarına ulaşım daha kolay olacak. Şehrin nefesini kesmeyen, gökdelen imarı olmayan yeni konut alanları kazandırılacak. İzmir’in yeni merkezi İnciraltı olacak. İnciraltı’na gelen turistler şehir merkezine tramvay ile rahat ulaşım sağlayacak, İzmir ve çevresindeki tarihi yerleri kolayca gezebilecek. İnciraltı’na gelen turistlerin yaratacağı ticaret hacmi şehrimizin ekonomisini canlandıracak.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
İnciraltı için bizler çığlık atıyoruz. Diyoruz ki, ‘İnciraltı çok büyük bir değer. İçinde yaşayan bizlerle nadide bir parça. Ne olur kıymayalım artık’. İnciraltı için herkesin samimiyetle hiç vakit kaybetmeden el ele vermesi lazım. İzmir’i hakikaten seviyorsak bunu yapmamız gerekiyor. Bu süreçte kaybeden hep biz olduk. Ne olur artık İzmirlinin kazanma zamanı yarın gelmiş olsun.
Haber Merkezi