İzmir’in suyu temiz çıktı

EMİRCAN IŞILDAK

İZSU’nun 9 Mart 2016 tarihindeki kimyasal analiz raporlarına göre, İzmir’in suyu temiz çıktı.

Kentin içme suları, farklı noktalardan yapılan laboratuvar analizlerine göre ayrı ayrı parametrelerle değerlendirildi. Sonuçlara göre İzmir’de en temiz içilebilir suyun Konak İlçesi’nde Halil Rıfat Paşa mevkiinde olduğu ortaya çıktı. Kentteki sular içerisinde arsenik değeri en yüksek olan yerler ise Balçova’da Sakarya Caddesi civarında olurken, ikinci en yüksek arsenik değerinin de Buca Gürçeşme’de olduğu belirlendi.

EN TEMİZİ HALİL RIFAT PAŞA’DA

İZSU’nun yayınladığı analiz raporlarına göre, kentteki içilebilir sular açısından en iyi değerler Konak İlçesi Halil Rıfat Paşa mevkiinde göze çarptı. İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik’te yer alan standart değerlere göre, içme sularındaki en tehlikeli bileşenlerden biri olarak kabul edilen arsenik değeri, maksimum 10 birim olmak zorunda. Bu birimler göz önüne alındığında Halil Rıfat Paşa Caddesi’nden alınan su numunelerinde 0,46’lık arsenik değerine rastlandı.

EN ÇOK ARSENİK BALÇOVA’DA

Kentin çeşitli noktalarından alınan su örnekleri arasında arsenik değerlerin en yüksek olduğu nokta ise Balçova İlçesi Sakarya Caddesi mevkii oldu. Bölgeden alınan numunelerde 10 üzerinden 8,33’lük bir arsenik değerine rastlandı. Bu oran ise kabul edilen maksimum değere bir hayli yakın durumda. Bölge aynı zamanda sudaki alüminyum miktarı açısından da yüksek değerlere ulaştı. 6,80’lik bir oranda alüminyum bulunan sular, bu anlamda kentin en yüksek derecelerinden birine de sahip.

BALÇOVA’YI GÜRÇEŞME TAKİP ETTİ

Arsenik yüksekliği bakımından Balçova’yı Gürçeşme takip etti. Gürçeşme 3586 Sokak’tan alınan numunelerdeki arsenik değeri, 7,05 birim oldu. Bu değer ise İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik’te yer alan standart değerlere yaklaştı. Ayrıca Gürçeşme’deki sular, 171 birimlik demir içeriğiyle kentin en yüksek demir içeren içilebilir suları arasında yer alıyor. Bu noktada da yönetmeliğin izin verdiği maksimum ölçü 200 birim olarak göze çarpıyor.

EFEMÇUKURU BELİRSİZLİĞİ SÜRÜYOR

İzmir’e 20 kilometre uzaklıktaki, kente su sağlayan barajlar havzasında bulunan Efemçukuru’ndaki altın madenine karşı, İzmirlilerin ve meslek örgütlerinin hukuksal mücadelesi ise devam ediyor. Aralarında EGEÇEP, Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği ve TMMOB’ye bağlı çeşitli odaların bulunduğu kurumlar tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, Efemçukuru altın madenine 17 Aralık 2015 tarihinde verilen ÇED olumlu kararına karşı açılan davada mahkeme heyeti ara karar verdi. Yürütmeyi durdurma talebiyle açılan davada İzmir 6. İdare Mahkemesi, ‘Uyuşmazlığın çözümünün teknik inceleme gerektirdiği’ gerekçesiyle madende keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına, yürütmeyi durdurma kararının bu incelemeden sonra değerlendirilmesine karar verdi. Madende daha önce yapılan bilirkişi incelemesi sonrası hazırlanan raporda yöredeki yer altı ve yer üstü sularının altın madeni işletilmesinden sonra kirlendiği bilimsel olarak ortaya çıkmıştı. Bu konuda tüm İzmirliler nihai sonucu bekliyor. Zira madenin kirlettiği sular, ilerleyen günlerde kentin gündemini meşgul edebilir.