Sayfa Yükleniyor...
İzmir Tabip Odası Başkanı Op.Dr. Lütfi Çamlı, İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından yayınlanan kararları değerlendirerek, “Düğün saatlerini değiştirerek olmaz ciddi ve yapısal tedbirler gerekiyor” dedi
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
“Koronavirüsün birinci dalgasının ikinci pikini yaşıyoruz. Bayramlar ve düğünlerdeki hareketlilik ve dikkatsizliklerimiz bizi bu eşiğe getirdi” açıklamasında bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın bu açıklamasından sonra gözler valiler tarafından alınan yeni tedbirlere çevrildi. 1 Eylül 2020 tarihinde İzmir İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından yayınlanan kararları değerlendiren İzmir Tabip Odası Başkanı Op.Dr. Lütfi Çamlı, temmuz ve ağustos aylarından itibaren ciddi vaka artışları olduğuna dikkat çekerek, “Pandemi devam ederken ve henüz kontrol altına alınamamışken başarı öyküleri anlatıp, kontrolsüz açılım süreçleri başlatırsanız toplumda rehavet duygusunun gelişmesine engel olamazsınız. Salgındaki artışın tüm suçunu vatandaşa yükleyemezsiniz” dedi.
CİDDİ BİR VAKA ARTIŞI VAR
Temmuz ve ağustos aylarından itibaren giderek artan bir vaka sayısı olduğunun ve ağustosta ulaşılan Kovid-19 vaka sayısının haziran başındaki vaka sayısından iki kat fazla olduğunun altını çizen İzmir Tabip Odası Başkanı Op.Dr. Lütfi Çamlı, “Bu sayı 750’lerden bin 500 düzeylerine çıktı. Dolayısıyla ciddi bir vaka artışı var ve sonbahara yüksek bir vaka sayısı ile giriyoruz. Salgın kontrol altına alınamadı. Bunu artık Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ağzından bile duyuyoruz. İşlerin iyi gitmediğini hatta önceden kontrol altına alındığı söylenen İzmir’in bile riskli iller arasında olduğunu söyledi. Pandemi yönetimi bu alanda başarısız kaldı. Bu başarısızlığın temel ilkesi de özellikle 1 Haziran’dan itibaren ‘Yeni normalleşme’ adı verilen tedbirlerdeki gevşemeler ve bazı tedbirlerin ortadan kaldırılmasıdır” diye konuştu. Çok erken bir başarı hikayesi anlatıldığını ve ‘Destan yazdık’ denilerek bütün Türkiye’de kademesiz bir şekilde tedbirlerin ortadan kaldırıldığını ifade eden Çamlı, “Yaz aylarında salgının birinci dalgasının azalacağı hatta tamamen son bulacağı ön görüleri vardı. Fakat bunların hiç biri olmadığı gibi giderek vaka sayıları, ağır hasta sayıları ve vefat sayılarının arttığını görmekteyiz” şeklinde konuştu.
TEDBİRLER YETERLİ DEĞİL
Yeni alınan tedbirlerin de yetersiz olduğunu vurgulayan Lütfi Çamlı, “Geçtiğimiz haftalarda bile İzmir’de halı sahalar açıldı, bilardo salonları açıldı. Vaka sayıları artarken bile hala birtakım tedbirlerin hayata geçirilmesi bir yana sanki böyle bir sıkıntı yokmuş gibi bir süreç yaşandı. Bu yeni alınan tedbirlerin vaka saylarının azalmasında bir miktar etkisi olur mu? Bilemiyorum. Ama giderek şiddetlenen pandemiyi kontrol altına alabilecek önlemler olmadığını söyleyebilirim. Bunlar için çok daha kapsamlı birtakım önlemlere ihtiyaç var. Her şeyden önce test sayısının arttırılıp, risk içeren olgulara ya da pozitif temaslı semptomlu ya da semptomsuz bütün olgulara testin yapılması ve pozitif olguların toplumdan bir an önce izolasyonu gerekiyor” ifadelerine yer verdi. Çamlı, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu açılım sürecinde gevşetilen ya da ortadan kaldırılan tedbirlerin mutlaka hızla gözden geçirilmesi gerekiyor. Ekonomik kaygılar göz önüne alındığında toplum sağlığı ile ilgili risklerin ortaya çıkacağını bu yeni açılım sürecinde gayet net olarak gördük. Düğünlerdeki ufak tefek saat değişiklikleri gibi alındığı söylenen tedbirlerle pandeminin artışında önemli bir değişiklik olmaz. Ciddi ve yapısal önlemlere ihtiyacımız var.”
FABRİKALARDA HANGİ ÖNLEMLER ALINIYOR
“Önlemleri için öneri ve görüş belirtebilmemiz için ise elimizde toplumdan elde edilen epidemiyolojik veriler dediğimiz salgına ait verilerinin bizimle paylaşılması gerekmektedir” diyen Çamlı, “Kaç test yapılıyor, kaç kişi pozitif, kaç kişi hastanede yatıyor, hangi semtlerde ve alanlarda durumlar nedir bunları bilmemiz gerekiyor. Ancak bunları bilirsek daha sağlıklı katkı ve görüş sunabiliriz. Bizler sosyal alanda yayıldıkça virüsün yayılmasında da bir artış gündeme geliyor. Maske, mesafe ve hijyen tabi ki çok önemli ama tek başına yeterli değil. Sadece bunlarla pandemiyi kontrol altına almamız mümkün değil. Fabrika ve işyerlerinde Kovid-19 tedbirleri mutlaka gözden geçirilmeli, Kovid-19 testleri düzenli yapılabilmeli, servis araçlarından, yemek ve molalarına kadar salgın açısından yeterli denetimler yapılmalıdır” ifadelerine yer verdi.
“DENETİMLER SIKLAŞMALI”
Kovid-19 pozitif olan olgularla temas durumunda uygulanan filyasyon, karantina ve izolasyon faaliyetlerinde de ne ölçüde başarı sağlandığını da bilmediklerini aktaran Çamlı, ‘Evinde karantinada olan hasta otobüsle Erzurum’a giderken yakalandı ya da bir düğünde katıldı’ şeklinde medya haberlerine rastlıyoruz. Görünen o ki evdeki izolasyon ve karantinaların denetiminde sıkıntılar yaşanıyor. Belki bunlar için izolasyon ya da karantina merkezleri hayata geçirilebilir. Sonuç itibariyle pandemi giderek şiddetlenirken, en üst düzey yetkililerce vaka sayılarında ve vefat sayılarındaki artışlar kabul edilip, gidişat ile ilgili olumsuz görüşler açıklanırken pandeminin kontrolü gevşetilmiş tedbir ve denetimlerle, vatandaşın iradesine bırakılarak sağlanamaz. Pandemi sürecini yönetenler sorumluluklarını yerine getirmeli, toplum sağlığını önceleyerek alınması gereken önlemleri zaman geçirmeden hayata geçirmeli ve denetlemelidir. İzmir Tabip Odası olarak bizlerin yereldeki pandemi mücadelesinde her türlü işbirliğine hazır olduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim” açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi