Koronavirüs, ev ve ofisleri yeniletti!

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-RÖPORTAJ
Pandemi sürecinde evde geçirilen zamanın artması ile bahçeli evlere talep muazzam bir şekilde artış gösterdi. Pandemi sürecini sıkışık apartman dairelerinde geçirmek zorunda olanlar, normalleşme süreci ile birlikte hem yeni ev arayışına girdi hem de mevcut evinde değişiklik yapma ihtiyacı hissetmeye başladı. Evde geçirilen süreç sonrası insanların evde kullandıkları eşyalarda değişiklik yapma arzusu başta mobilya sektörü olmak üzere inşaat sektörü, elektronik ev aletlerinden tutun da birçok kalemde hareketliliğe neden oldu. İnsanların evlerinin iç ve dış mekanlarında yapmak istedikleri değişiklik ihtiyacını İçmimar Betül Sezgin ve Yüksek İçmimar İklime Polat Yalçıner ile konuştuk.



- Evde geçirilen zaman içerisinde insanlar eğlenirken kullandıkları malzemeleri gerek boya yardımı ile gerekse dönüştürüp, yaşam alanlarında keyifli anlar yaşayarak zamanını değerlendirmeye çalıştı. Evdeki eşyalar bu durumdan nasıl etkilendi?
İklime Polat Yalçıner-Pandemi süreci bizleri kişisel ve toplumsal karantina ile tanıştırınca zamanlarımızın çoğunu evlerimizde geçirmeye başladık ve dönemin kahramanları iç mekanlar oldu. Bu süreçte yeni mekânsal ihtiyaçlar ortaya çıktı. Dolayısıyla evdeki eşyalar da bu dönüşüm ihtiyacından etkilendi. Çoğumuzun evlerinde yemek masasının aynı zamanda çalışma masası olarak kullanılması gibi, bir mobilya ya da mekân birden fazla amaca hizmet etmek durumunda kaldı. Farklı işlevlere ve ihtiyaçlara yönelik esnek tasarımların önemi daha da belirginleşti.



-Pandemi sonrası insanların yaşam alanlarında yapacakları değişikliklerde daha çok neler ön plana çıkacak?
Betül Sezgin-BS İçmimarlık olarak, kullanıcılarımızın, mevcut yapılarının özelliklerini kavrayarak bu özellikleri onların işlevsel ihtiyaçlarıyla birleştirip, sürdürülebilir malzemeler, ekolojik ürünler, ergonomik tasarımlar, doğru ve temiz iklimlendirme yöntemleri, teknolojik yöntemlerle uzaktan kontrol etme biçimleri, yapay aydınlatma/günışığı doğru kullanma, esnek alanlar yaratma, huzurlu, güvenli ve mutlu bir ortamda yaşamaları için ortam yaratmaya çalışıyoruz. Bu hali hazırdaki tasarım yaklaşımlarımız, aslında tam da yapacakları değişiklerde ön planda olmalıdır. Zaten bu süreçte bu yaklaşımların eksikliklerini görmüş ve bunların tedarikleri için ya kendileri yapmaya çalışacaklar ya da profesyonel bir ekipten destek isteyeceklerdir.



MEKANLA DUYGUSAL BAĞ KURULDU
-Yoğun bir proje talebi söz konusu mudur?
Betül Sezgin-Bu pandemi döneminde kişiler, mekânla duygusal bağ kurdular ve böylece mekâna kimlik de kazandırmanın farkına varıp ne istediğini bilen kullanıcılara dönüştüler. Malzeme, doku, ışık, doğru tasarım, ergonomi, iklimlendirme, esneklik, ev içi bitkilendirme, gibi kavramları fark ettiler. Normalde biz bu detayların mekanlarda olması gerektiğini vurgularken şimdi bize bu taleple gelen müşteri kitlesiyle karşı karşıyayız. Sadece ev-ofis değil aynı zamanda kamusal alandan gelen projelerimizde de bir ivme kazandık. Çünkü bu süreç, sadece konut değil ofis, sağlık merkezleri, okul, otel, restoran vb. alanlar için bazı regülasyonların uygulanmasına yol açmaya devam edecektir. Biz de buna uygun tasarım ve uygulama çalışmaları yapıp çözüm üretmeye çalışan bir firmayız.



ÇALIŞMA ALANLARI YARATILDI
-İnsanlar uzun süredir aynı alanlarda vakit geçirmelerinden dolayı eşyalarından sıkıldı mı?
İklime Polat Yalçıner-Hem eşyalardan sıkıldılar hem de yeni ihtiyaçlara yönelik eksiklikleri fark etmeye başladılar. Örneğin ofise gidemeyenler evlerinde çalışma alanı yaratmak istediler. Kimi uygun bir odayı dönüştürebildi, kiminin mekân hacmi, yerleşim planı ya da mobilyası buna müsaade etmedi. İklime Polat İçmimarlık olarak daima projelerde uygulamayı hedeflediğimiz fonksiyonel, ergonomik ve estetik tasarımların önemini son kullanıcı da hissetmeye başladı. Normalde göze batmayan rahatsız bir koltuk, idare eder diye düşünülen bir aydınlatma gibi hata ya da eksikler bile zaruri hissettirmeye başladı.
OFİS VE EV TALEPLERİ ÖN PLANDA
- Değişiklik talebi daha çok nerelerden geliyor? Değişiklik yapmak isteyenleri kategorize edersek iş yerleri mi yoksa konutlar mı daha çok ön plana çıkıyor?
Betül Sezgin-Şimdilik daha çok ofis ve evlerden talep var ama okul, kreş, hastane, eczane, mağaza ve spor alanlarından da talepler alıyoruz. Sadece iç mekânlar değil havaların soğumasıyla kamusal alanlarda da içmimarlardan destek alınması gerecektir. Örneğin otobüs durakları, restoran önleri ya da parklardaki oturma alanları gibi. Hem iç hem dış mekân olabilecek alanlar arasında da ihtiyaç olacak diye düşünüyorum.
DOĞAYA DÖNMEK İSTİYORUZ
-Bahçe ve doğa ile iç içe olma arzusu özellikle bahçe imkânı olan kullanıcıların dekorasyon isteklerinde ön plana çıkıyor mu?
Betül Sezgin-Bahçe ve doğa ile iç içe olma duygusu aslında yine huzur ve güvenlik istediğimiz bir yer olduğu için talep görüyor, yani psikolojik sebeplerle doğaya dönmek istiyoruz. Özellikle apartman dairelerinde balkonlar ve iç mekân duvarlarının doğadan izler olmasını isteyenler, bahçesi olanlar ise kendi bahçesini yaratıp hem zamanını özgür ve efektif kullanabiliyor hem de bahçe ile bağ kurup alana kimlik kazandırmak istiyorlar.
İklime Polat Yalçıner-İnsan içgüdüsel olarak doğa ile bağlantı kurmaya meyillidir. Biz projelerimizde daima doğa-insan ilişkisini pekiştirecek dokunuşlar uygulamaya çalışıyoruz. Pandemi sürecinde doğadan kopuk kalmanın etkisiyle insanlar bunun öneminin daha da farkına vardılar ve projelendirme sürecine doğal unsurlar kullanılmasını talep etmeye başladılar. Artık bahçeler, balkonlar da evin bir uzantısı, birer yaşam alanı. Balkon imkânı dahi bulunmayanlara ise evde güneş ışığından faydalanabilecek köşeleri bitkilerle, rahat mobilyalarla kurgulayarak doğa esintisi hissettirecek tasarımlar sunuyoruz.