- Gündem
- 26.05.2025 00:24
Türkiye’de son günlerde yaşanan döviz kurundaki hareketliliğin giyim sektörüne etkilerini değerlendiren MTKSİAD Başkanı İsmail Sadi Doğan, “Sektör temsilcileri markalaşma yoluna giderse kriz bize uğramaz” dedi
YUSU ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Türkiye’de son günlerde ekonomi alanında hareketli günler yaşanıyor. ABD ile bozulan ilişkiler neticesinde döviz kurunda yaşanan hareketlilik, birçok sektörü olduğu gibi giyim sektörünü de tehdit ediyor. Dövizdeki hareketliliğin Türkiye’de giyim sektörüne olması muhtemel etkilerini değerlendiren Moda Tekstil ve Konfeksiyon Sanayici ve İşadamları Derneği (MTKSİAD) Başkanı İsmail Sadi Doğan, “Global ekonomide yaşanan çalkantılar ülkemizde özellikle dövizde dalgalanmaya sebep oluyor. Sektörde döviz ile borçlanmadan uzak kaldığımız ve TL bazında ticarete ağırlık verdiğimiz sürece hazır giyim sektörü daha öncede belirttiğim gibi krizi avantaja dönüştürebilir” ifadelerini kullanarak, krizin sektöre en aza indirgenebileceğini söyledi.
TL BAZINDA TİCARET
Döviz kurunda yaşanan aşırı hareketliliği ve sektörün ilerleyen yıllarda geleceği yönünde tahminlerini aktaran İsmail Sadi Doğan, “Ülkemiz gelişen, üreten ve ihracat kapasitesi yüksek bir ticaret hacmine sahiptir. Özellikle ihracatta yeni rekorlara imza atan hazır giyim sektörü üretmeye, istihdam etmeye ve ihracat gerçekleştirmeye devam ettiği sürece krizi en az etkiyle atlatacaktır. Burada görev biz iş adamlarına düşüyor. Artan kurlara karşı üretmeye devam ettiğimiz ve ürünlerimizi pazara sunduğumuz sürece sektör günümüz koşullarında krizi avantaja dönüştürebilir. Hazır giyim sektörü ülkemizde ihracatın bel kemiğini oluşturuyor. Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Global ekonomide yaşanan çalkantılar ülkemizde özellikle dövizde dalgalanmaya sebep oluyor. Sektörde döviz ile borçlanmadan uzak kaldığımız ve TL bazında ticarete ağırlık verdiğimiz sürece hazır giyim sektörü daha öncede belirttiğim gibi krizi avantaja dönüştürebilir. Ülkemizde özellikle hazır giyim sektöründe kaliteli üretim oldukça fazla. Bunun yanında sektör temsilcilerimiz markalaşma yoluna giderse global ekonomide yaşanan kriz bize uğramayacaktır” diye konuştu.
MARKALAŞMAYA GİTMELİYİZ
MTKSİAD olarak, sektörün krizden etkilenme düzeyinin en az indirgenmesi için hükümetin alması gereken önlemleri sıralayan, hazır giyim sektörünün geleceği hakkında öngörülerini aktardı. İsmail Sadi Doğan, “Hükümet yeni ekonomi politikasını geçtiğimiz günlerde açıkladı. Biz Hükümetin açıkladığı yeni ekonomi politikasını sonuna kadar destekliyoruz. Üreterek ve istihdam yaratarak ihracat oranlarımızı yükselterek yeni ekonomi modeline çok kısa sürede uyum sağlayabilir ve ülkemizde var olan yapısal sorunlara çözüm bulabiliriz. Biz MTKSİAD olarak önlemden ziyade ekonomiyi daha da canlandıracak hamleler yapmayı hedefliyoruz. İhracatı arttırmayı ve üretim kapasitemizi yükseltmeyi hedeflerimizin arasında koyduk ve bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.
Doğan, “Hazır giyim sektörü son iki yılda ciddi ihracat rakamlarına ulaştı. Kaliteli ürün üretme noktasında bölgede en iyi ülkeler arasındayız. Ülke olarak markalaşma yoluna gitmemiz büyük önem arz ediyor. Dünyaca ünlü markalar ülkemizde yer bulurken biz kendi markamızı yaratamamanın sonuçlarını yaşıyoruz. Birçok dünya markasından kaliteli ürün yapmamıza rağmen hatta birçok dünya markasına ürün üretmemize rağmen kendi markamızı oluşturamadık. Sektör ilerleyen yıllarda markalaşma yoluna giderse bölgede hakim bir konumda olacağımıza inancım tam” değerlendirmelerinde bulundu.
KAPASİTEMİZ YÜKSEK
Türkiye’de son yıllarda hazır ürünlerin tüketiminin oldukça arttığı konusuna değinen İsmail Sadi Doğan, ülkemizin üretim gücünün oldukça fazla olduğunu ve bu avantajı kullanmamız gerektiğine dikkat çekti. İsmail Sadi Doğan “Öncelikle üretimi arttırıcı politikaların ve teşviklerin verilmesi sektörde üretimsel olarak bir canlanmaya yol açacaktır. Hazır giyim sektörü genellikle ihracata yönelik çalışma yaptığı için dışarıdan gelen ürünlerin daha hızlı tüketildiğini görüyoruz. Ancak yabancı markaların üretim yerlerine baktığımızda birçoğu üretimini Türkiye’de gerçekleştiriyor. Aslında üretim kapasitemiz yüksek ancak başka markalara üretim yapılıyor. Burada daha önce değindiğim konuya tekrar geliyoruz. Markalaşma önemli. Üretim ve istihdam gücümüzü markalaşma ile birleştirmemiz büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.
AVM’LER YARA AÇIYOR
Son olarak AVM’lerin giyim sektörüne etkileri üzerine de bir değerlendirme yapan İsmail Sadi Doğan, “Ülkemizde AVM’lerin artması sonucunda büyük markalar pazarda daha fazla söz sahibi oldu. Sahip oldukları güçlü mali yapı ile firmalar reklam yaparak ve AVM’lerde boy göstererek küçük esnafın mali açıdan yok olmasına sebep oldu. Artan AVM’ler aslında sektöre ciddi yara açıyor. Ancak değişen popüler kültür sonucu insanlar büyük alışveriş merkezlerine yöneliyor. Bu noktada yasaların devreye girmesi gerekiyor. İzmir’de her ara sokağa AVM yapılırsa mahalledeki esnafta yaşayamaz duruma gelecektir. Aslında İzmir esnafından alınan ürün, birçok markadan çok daha kaliteli. Burada ürünü AVM’den alınca daha kaliteli bir ürün algısı oluşturuluyor. Bunun önlenmesi gerekmektedir. AVM’lerin şehir dışında olması küçük esnafın korunması noktasında her zaman daha önemlidir” dedi.