Meclis baskınına soruşturma açıldı

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Büyükşehir Belediyesi kasım ayı olağan meclis toplantısı ikinci oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde gerçekleştirildi. Kültürpark da yer alan İsmet İnönü Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıda gündem 6.6 şiddetiyle kentte yıkıma neden olan deprem ve ilk oturumda sendika üyelerince meclis basma girişimi oldu.
SORUŞTURMA İZNİ VERİLDİ
Meclisin açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilk oturumda çok sayıda sendika üyesinin meclis oturumuna izinsiz girerek kürsüyü ve meclisi işgal etmesiyle alakalı soruşturma başlattıklarını belirterek, “Hepimiz üzen, nahoş konu ve girişim hakkında yetkilileri görevlendirdim ve teftiş kurulunu başlattım” dedi. Soyer’in ardından söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, konunun takipçileri olduklarını dikkat çekerek, “Pazartesi günü yaşanan olayla ilgili idari soruşturma başlattığınızı söylediniz. Grup başkanvekilimiz bu konunun takipçisi olacağımızı söylemişti. Sürecin bütün gruplar adına hem de Cumhur İttifakı olarak takipçisi olacağız. Ortaya konulan tablo 152 yıllık geleneğe sahip İzmir Büyükşehir Belediyesi meclisine yakışmayan bir tabloydu. Deprem acısı olduğu için o gün fazla konuşmadık ancak üstümüze atılan suçlamaları kabul etmiyoruz. Kent ve toplum olarak çok üzüntülü günler geçiyoruz. Birlik ve beraberliği oluşturduğumuz bugünde böyle bir hareketin takipçisi olacağımızı söylemek isteriz” dedi.
ÇELİKTEN YAŞAM ODASI ÖNERİSİ
Mecliste gündem dışı konuşmalar bölümünde söz alan MHP’li Meclis üyesi Hakan Şimşek’ten ilginç bir öneri geldi. Maden ocaklarında bulunan yaşam odası benzeri bir çelik kutunun yapılacak olan yeni binalarda ve mevcut binalarda yapılmasını öneren Şimşek, yüksek dayanıklı çelik oda sayesinde deprem gibi durumlarda insanların korunabileceğini belirterek, “Yaraları bütün kurumlarımız ile hep beraber saracağız. Ama yapmamız gereken teknik anlamda ve şehirleşme anlamında çok nemli hamleler var. Mevcut durumla ilgili maalesef 1999 büyük körfez depreminden sonra, tamimiyle yönetmelikle değişti. Gece ile gündüz kadar bir fark oluştu. Çok hızlı bir şekilde biz 2000 yılından önce yapılmış bütün binaların envanterini çıkartıp yenileme çalışmalarını üstün bir çabayla yürütmemiz gerekecek. Bizler her eve yüksek dayanıklı çelik odalar yapmak ve yaptırmak zorundayız. Her evin tuvaletine sığabilecek şekilde bunları yaptırtabiliriz. 3-4 metrekarelik çelik kutuların içerisine girebiliriz. Bunların içine de gıda ürünleri koydurabiliriz. Deprem anında da bunlar hayat üçgenini fazlasıyla oluşturacaktır. Yapılan yeni binalarda bu çelik odanın olmadığı yerlere oturma ruhsatı verilmesin” diye konuştu.
SİYASET GÜNÜ DEĞİL ELEŞTİRİSİ
CHP Meclis Üyesi İlhan Dal ise her olay sonrası ‘Bugün siyaset günü değil’ söylemlerini eleştirerek, “Biz tamda bu zamanda yapmadıklarımızı eksikliklerimizi konuşmamız gerekiyor. Felaketler yaşanıyor ve siyaset yapmayın zamanı değil diyoruz, peki bunların sonra önlemleri alınıyor mu? Hayır. Bir daha aynı felaketi yaşayana kadar unutup geçiriyoruz. Burada yerel hükümetin de iktidarında çok ciddi payı var. Depremlere nasıl hazırlanıyoruz biz? 1999 sonrası onlarca 5 üzeri deprem olmuş, ne yapmışız biz? Hiçbir şey yapmamışsız, sadece sözde kaldık” ifadelerini kullandı.
BİRLİKTELİĞİ NASIL SÜRDÜREBİLİRİZ?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise şu an önemli olanın birlikteliği sürdürmek olduğunu dikkat çekti.  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, AFAD, Sağlık Bakanlığı ile çok uyumlu bir süreç geçirdiklerini aktaran Soyer, “Herkes bir biçimde işin ucundan tutması güzel hatırlayacağımız ve unutmayacağımız bir dayanışma örneğiydi. Gelecek süreçle ilgili birlikte çalışma idaresini ortaya koyacağız. Bundan da memnunuz. Bu afet gösterdi ki birlikte çalışmayı başarmak zorundayız. İzmir ciddi bir sorun ile karşı karşıya ve bunu birlik beraberlikle çözebiliriz. Bugün için yaşadığımız bu felaketi bir daha nasıl yaşamayız onun derdindeyiz. Bütün siyasi partiler de böyle düşünmeli. Tüm yöneticilerin bu yönde düşünmesi gerekiyor. Bu felaketi bir daha yaşamamak adına çözüm el birliği ile çalışmaktan geçiyor. Soralım hesabı herkese ancak asıl odaklamamız gereken yer bu birlikteliği nasıl sürdürebiliriz. Biliyoruz ki bu birlikteliği sürdürmezsek bu tür felaketleri önlemekte yetersiz kalırız. Birimizin gücü yetmiyor bunu engellemeye. Hepimizin yapması gereken şey bu birlikteliğe toz kondurmadan ne kadar yürütürüz ve sürdürürüzdür” diye konuştu.