Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan kreş eleştirisi: İşlevsiz kılınıyor

Kreş açmanın bir suç unsuru gibi tartışılmasının, kadınlara ve çocuklara yönelik sosyal destek hizmetlerine dair bakışı bir kez daha gözler önüne serdiğini aktaran Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, şiddetten uzak, eşit ve özgür bir düzen kurabilmenin ön koşulunun, temel demokratik haklara koşulsuz erişim olduğunu vurguladı.

Yapılan açıklamada, “Demokratik haklarımıza yönelik müdahaleler, erkek şiddetiyle mücadelemizi de doğrudan hedef alıyor! 19 Mart’ta, İstanbul Büyükşehir, Şişli ve Beylikdüzü Belediye Başkanlarının da aralarında bulunduğu 106 belediye yetkilisi, yolsuzluk ve terör suçlamalarıyla hukuksuz biçimde gözaltına alındı. İlk günden itibaren büyük tepkiyle karşılanan bu gözaltılar, yüz binlerce insanın sokaklardaki protestolarına rağmen 23 Mart’ta tutuklamalarla devam etti. Seçilmiş belediye başkanlarının ve belediye yetkililerinin gözaltına alınmasının ardından, iki gün sonra İstanbul Barosu’nun seçilmiş yönetimi mahkeme kararıyla görevden alındı” denildi. 

HEM KADINLAR HEM DE ÇOCUKLARI BU HİZMETLERDEN FAYDALANDI

Devamında, “Kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair temel sorumlulukları bulunan belediyelerin ve Baro’nun seçilmiş yöneticilerine ve demokratik haklarımıza yönelik bu saldırılar kadınların eşitlik ve şiddetten uzaklaşma mücadelelerini de hedef alıyor! Yıllardır yerel yönetimlerin kadından yana politika ve hizmet üretmesi için mücadele edip erkek şiddetini önlemeye ilişkin sorumluluğunun altını çiziyor, belediyelerin verdikleri hizmetlerin güçlenmesi için iş birliği yapıyoruz. Öte yandan, hukukun üstünlüğü ve baroların bağımsızlığının, şiddete maruz kalan kadınların adalete erişimi için hayati öneme sahip olduğunu, baroların toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin politik tutumunun kadınların aldığı desteğin niteliğini belirlediğini biliyoruz. Yıllardır yakın çalışma deneyimimiz olan İstanbul Büyükşehir, Şişli ve Beylikdüzü Belediyeleri İstanbul’daki kadınların şiddet gördüğünde ihtiyaç duyduğu özellikli hizmetleri sağlamak için önemli adımlar attı. Kadına yönelik şiddete ilişkin hizmet sunan acil yardım hattı, kadın danışma merkezleri, kadın sığınağının yanı sıra eşitlik birimlerinin çalışmaları ile toplumsal cinsiyet eşitliğinin inşasına yönelik atılan adımlar, kadınları güçlendiren çeşitli çalışmalar, kreş desteği gibi hizmetlerle şiddete ilişkin sorumluluklarını yerine getirmeye yönelik adımlar attılar. Hem kadınlar hem de çocukları bu hizmetlerden faydalandı. Bu süreçte, kreş açmanın bir suç unsuru gibi tartışılması, kadınlara ve çocuklara yönelik sosyal destek hizmetlerine dair bakışı bir kez daha bizlere gösterdi” bilgisi paylaşıldı. 

ADİL VE EŞİT BİR DÜNYANIN HEPİMİZ ADINA KURULMASI İÇİN… 

Son olarak ise, “Geçmiş deneyimlerimizden de biliyoruz ki kayyum atanan belediyelerde ilk sonlandırılan hizmetler kadınlara yönelik hizmetler oluyor. Belediyelerde kadına yönelik şiddete ilişkin yılların emeğiyle oluşan birikim ortadan kaldırılıyor ve deneyimli kadrolar uzaklaştırılıyor. Türkiye’de devletin politikalarıyla giderek kurumsallaşan toplumsal cinsiyet eşitliği karşıtlığı ve kadınların haklarına yönelik saldırılar, demokratik haklara yapılan müdahalelerin bir parçası. Bunun bir sonucu olarak, şiddetten uzaklaşmak için mücadele eden kadınlar ve çocuklarının erişebildiği hizmetler, yıllarca emek vererek var edilen kurumlar işlevsiz kılınıyor. Demokratik hakların ihlali, hayatlarımız ve özgürlüğümüz için verdiğimiz mücadeleyi doğrudan etkiliyor. Şiddetten uzak, eşit ve özgür bir düzen kurabilmenin ön koşulu temel demokratik haklarımıza koşulsuz erişmektir. Mücadelemiz, adil ve eşit bir dünyanın hepimiz adına kurulması için!” mesajı iletildi.