- Gündem
- 30.05.2025 20:37
Türkiyede pamuğun mevcut durumu ile ilgili olarak konuşan İTB Meclis Üyesi Bülent Uçak, pamuk üretiminin sürdürülebilirliği konusundaki temel sorunun üreticileri tatmin edecek fiyat düzeyinin oluşmamasından kaynaklandığını belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Ticaret Borsası ve Yunan Pamuk Birliği (HCA) işbirliğinde düzenlenen 2. Akdeniz Pamuk Yolu Etkinliği, Swissotel Büyük Efes Oteli Smyrna Salonunda gerçekleştirildi. Etkinlikte İspanya, Mısır ve Yunanistandan gelen pamuk sektörü temsilcileri de hazır bulundu. Etkinliğin birinci oturumunda Akdeniz Ülkelerinde Pamuğun Durumu konusu ele alındı. Türkiye adına birinci oturumda konuşmacı olarak yer alan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Uçak, Türkiyede Pamuğun Mevcut Durumu hakkında konuşma gerçekleştirdi. Üretildiği, tüketildiği ve ticaretinin yapıldığı ülkeler için stratejik bir ürün olan pamuğun Akdeniz coğrafyasındaki ülkeler içinde büyük önem taşıdığının altını çizen Uçak, Aramızda pamuk sektörü temsilcileri bulunan 4 ülke, Türkiye, Yunanistan, İspanya ve Mısırın yanı sıra Suriye, pamuk sektörü açısından Akdeniz coğrafyasının önemli ülkeleri. 5 ülke, dünya pamuk üretim ve ihracatının yüzde 5ini, tüketiminin yüzde 7sini, ithalatının ise yüzde 10unu gerçekleştiriyor. Şüphesiz ki, tekstil ve konfeksiyon sanayindeki yüksek üretim kapasitesi Türkiyeyi pamuk sektöründe Akdeniz coğrafyasının temel oyuncusu yapıyor. Türkiye yaklaşık 28 milyar dolar tekstil ve konfeksiyon ihracatı ile bu alanda dünyanın önemli oyuncularından birisidir. Nitekim, 2016 yılı itibariyle Türkiye, dünya tekstil ihracatının yüzde 3.8ini, konfeksiyon ihracatının ise yüzde 3.4ünü gerçekleştirmektedir. Uzak Doğu coğrafyasının başta işçilik gibi önemli rekabet avantajları olmasına rağmen, kaliteli üretim ve lojistik avantajları dikkate alındığında Türkiye tekstil ve konfeksiyonda her zaman önemli bir ülke olmaya devam edecektir. 2016 yılında 56 milyar dolar dış ticaret açığı veren Türkiyenin en fazla net döviz kazandıran sektörü, 15 milyar dolar ile tekstil ve konfeksiyon sanayidir. Bu rakama negatif anlamda etkiliyor olsa da 1.3 milyar dolar tutarındaki pamuk ithalatı da dahil edilmiştir dedi.
ÜRETİMDE ARTIŞ BEKLİYORUZ
Uçak, bütün dünyada olduğu gibi pamuk üretiminin sürdürülebilirliği konusundaki temel sorunun üreticileri tatmin edecek fiyat düzeyinin oluşmamasından kaynaklandığının altını çizerek, Ülkemizde de pamuk fiyatları herhangi bir gümrük vergisi koruması olmaması nedeniyle genel olarak orta ve uzun dönemde dünya fiyatları ile paralel bir seyir izliyor. Ancak, döviz kurlarındaki gelişmeler, arz ve talepte yaşanan geçici dalgalanmalar ve diğer ekonomik gerekçelerle yurtiçi pamuk fiyatlarında dünya piyasalarından artı ya da eksi yönde kısa dönemli ayrışmalarda görülebiliyor. 2016/17 sezonunda da benzer bir durumu yaşadık. Kur riskini almak istemeyen yerli tekstil sanayicisi ithalat bağlantısı yapmadı ve ihtiyacını yerli pamukla karşılamaya döndü. Dolarda da yükseliş olmasıyla birlikte yerli pamuk stokları bir anda tükendi. Şu anda sadece Egede değil Çukurovada, Güneydoğu Anadoluda da pamuk kalmadı. Bundan sonraki ihtiyaçlar ancak ithalatla karşılanabilecek. İşlem olmadığı için yeni sezona kadar İzmir Ticaret Borsasında fiyat belirlemek mümkün değil. Tekstilcimizin bazı zorunlu gerekçelerle de olsa ihtiyacını yerli pamukla karşılamayı tercih etmesinin memnuniyet verici olduğunu söyleyebiliriz. 2017/18 sezonu için Türkiye pamuk üretiminde yüzde 15-20 seviyelerinde bir artış tahmin ediyoruz. Hasat dönemindeki hava şartlarında önemli bir sorun olmazsa kalite açısından da iyi bir sezon geçireceğimizi söyleyebiliriz diye konuştu.
1 MİLYON TON ÜRETİMİ AŞABİLİRİZ
Kısa ve orta vadede tekstil ve konfeksiyon sektörünün ihtiyaç duyduğu miktarda bir buçuk milyon ton pamuğu üretemeyebileceklerine değinen Uçak, Belirli bir miktar ithalatımız her zaman olabilecektir. Ancak, şimdiki fiyat seviyelerinin devam etmesi durumunda önümüzdeki birkaç sezonda Türkiye pamuk üretiminin 1 milyon tonu aşacağını söyleyebiliriz. Türk pamuk sektörü olarak bu noktadan sonra odaklanmamız gereken asıl konu kalite olmalıdır. Bu amaç için pamuğun üretilmesinden, çırçırlanmasına kadar geçen süreçteki tüm aşamalarda gerçekleştirilen AR-GE çalışmaları artarak devam etmeli, gereken altyapı yatırımları için destek mekanizmaları hayata geçirilmelidir şeklinde konuştu.
YERLİ PAMUK DESTEKLENMELİ
Uçak, 2017/18 sezonunun Türk pamukçuluğu için bir sınav yılı olacağının altını çizerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: Bu sınavı başarılı bir şekilde tamamlayabilmek için tüm sektör paydaşlarının dikkat etmesi gerektiğini düşündüğüm birkaç noktaya kısaca değinmek istiyorum. Üreticilerimiz pamuk hasadını uygun zamanlarda yapmalı ve temizliğe çok önem vermelidir. Çırçır işletmelerimiz depo alanlarını genişleterek depolamadan kaynaklanan sorunları minimum seviyelere çekmeli ve işletmelerinde varsa eksik altyapılarını tamamlamalıdır. Tekstil sanayicimiz yerli pamuğun sağladığı avantajları göz önüne alarak talebini ağırlıklı olarak bu yönde kullanmalıdır. Bunlara ilave olarak da devletimiz, tekstil işletmelerimizin yerli pamuk kullanmalarını teşvik edecek destek mekanizmalarını mutlaka hayata geçirmelidir. Bu sınavdan başarılı bir şekilde çıkmamız durumunda tekstil sanayimizin talep ettiği miktarda pamuğu ileriki yıllarda yurtiçinde üretme şansımızın olacağına inanıyor, bu durumunda küresel piyasalarda tekstil ve konfeksiyon sanayimize önemli bir rekabet avantajı getireceğini düşünüyorum.