“Şiir ile var olma”

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ
Şair Emre Ay hayatı boyunca yazdığı tüm şiirlerini “Hariç” adlı kitabında topladı. “Hariç” in son derece hassas bir çalışmanın ve sabırla beklemenin bir ürünü olduğunu kaydeden Şair Ay, “25 yılım. Duyduğum kadarıyla içinde yaşantıya dair pek bir huzur olmayan, bir derviş edası barındıran, insanın bir yolda olduğunu hatırlatan bir kitap” diye konuştu.
Sizi kısaca tanıyalım.
Emre Ay. 1994’te Isparta’da doğdum. İstanbul’da ikamet etmekteyim. Gazi Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları ve Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümlerini bitirdim. Vurgu Edebiyat Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürlüğü görevini yürütmekteyim. “Hariç”(2019) adlı şiir kitabım mevcut.
Şair olma sürecinizden kısaca bahseder misiniz?
Okuma-yazma alışkanlığına sahip olmayan–bilen ama ilgisi olmayan- bir çevrede büyüdüğüm için kitaplara ulaşmak, onlarla haşır neşir olmak tesadüfi bir şekilde oldu. Ödevim gereğince ‘Aristo’ya dair araştırma yapmak için ilkokul 3.sınıfta bulunduğum semtin kütüphanesine gitmiş ve orada Fenerbahçe’ye dair yazılan kitapları okumaya başlamıştım. Ve aynı süreçte Thomas Brezina romanları okuyup Halil İnalcık’ın araştırmalarına aklımın yettiğince bakmaya çalışıyordum. Bu merak, bu ilgi lise yıllarında “Rap” için söz yazma birikimini kazandırdı bana. Var olan şiir okurluğum, rap sözleri için gösterdiğim çabalarla birlikte önce “şiir yazma”ya sonra da “şiirle var olma” sürecini doğurdu.
Sizi ne gibi durumlar yazmaya teşvik ediyor?
Belirli bir durum hiçbir zaman olmadı. Bütün görüntüler, yaşadıklarım, okuduklarım hepsi zihnimde ve kalbimde yer ediniyor. Şiir kendi uygun zamanını bulduğu zaman ortaya ilk adımını atıyor. Gerisi şairin yeteneği ve özverisinde...
Size göre yazmak bir yetenek mi?
Yazmanın kesinlikle bir yetenek işi olduğuna inanıyorum. Ama öyle bir yetenek ki, çalışma olmazsa yavaş yavaş körelebilir. Çalışma olmazsa yetenek belirli bir yere kadar eşlik edebilir bu yolculukta. Yazdıklarımda beni ne kadar görebilirsiniz? Aslında bu bakandan bakana göre değişen bir durum. Görenden görene… Ben kendimi şiirlerimde eksiksiz ve artıksız olarak görüyorum.
Yazdığınız kitaplara biraz değinir misiniz?
Ağırlıklı olarak şiir yazıyorum. Öykü, inceleme ve denemelerim de mevcut. Şu ana dek sadece şiir alanında kitabım mevcut. İnceleme ve denemelerim bazı dergilerde yayımlandı. Öykülerimin yayımlanması için ise henüz erken.
Kitap fuarlarını tanıtım açısından başarılı buluyor musunuz?
Kitap fuarlarını nitelik ve işçilik yönünden zayıf buluyorum. Çünkü kitap fuarlarının merkezinde yer alan, fuarların kurulmasında mevcut olan pek çok insanın tüccar zihniyetine sahip olması. Bu belirli bir yere kadar belki gereklidir ama belirli bir yere kadar niteliği düşürmektedir. Okuma kültürünün içinde bulunmayan, yazın dünyasından haberdar olmayan şahısların faaliyetleri de bu alanda ne yazık ki kötü sonuçlar doğurmaktadır. Satış rakamları, ziyaretçi sayısı hiçbir zaman okurun arttığına, kitaplara olan ilginin nitelikli haline geldiğine işaret etmez. Bunu da idrak etmemiz gerekir.
Hedefleyip, varmak istediğiniz bir nokta var mı?
Varmak istediğim bir yer yok aslında. Şiirdeyim. Hem şiir yazıyor ve yapıyorum hem de şiirlere konuk oluyorum. Olduğum yer, vardığım yer burası. O da şimdilik. İlk ve son kitabım “Hariç.” Hariç, bir şiir kitabı. Son derece hassas bir çalışmanın, sabırla beklemenin, pek çok şeyi göze almanın ürünü, meyvesi. 25 yılım. Şiirlerin pek çoğunu Ankara’da, üniversite yıllarında yazdığım, yaptığım bir kitap. Duyduğum kadarıyla içinde yaşantıya dair pek bir huzur olmayan, bir derviş edası barındıran, insanın bir yolda olduğunu hatırlatan bir kitap. Meyvenin tatlı veya acı olduğuna edebiyat tarihi karar verecektir.
Türkiye gibi okuma oranının oldukça düşük olduğu bir ülkede kitap yayınlamanın zorlukları var mı?
Zor. Ve bu zorluğu göze alabilen kitap yayımlayabilir bu ülkede. Hakiki bir kitap. Ama bu zorluğun, yazar ve şairin tavrıyla yavaş yavaş eriyeceğini, zahmetinin düşeceğine inanıyorum. Yurt dışında bir şair olarak yaşamını idam ettirebilmek pekala mümkün. Özellikle Batı ve Kuzey Avrupa’da. Ülkemizde de bazı şair ve yazarlar da yazarak geçinebiliyor ve yaşayabiliyorlar. Ama tabii nasıl yazıyor, nasıl kazanıyor, nasıl kazandırılıyor orası çok dikenli bir konu.
Benim soracaklarım bu kadar. Sizin eklemek istediğiniz bir nokta var mı?
İlginiz ve emekleriniz için teşekkür ederim. Röportajı okuma inceliği gösteren, buna vakit ayıran herkesi kucaklıyor ve selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. Hayatınızda ne ile meşgul olursanız olun bir tavır sahibi olmanızı diliyorum, sahiplerin! Tavrı olmanızı değil. Rengi bahar olan yarınlarda görüşmek dileğiyle.