Sınırları açın güvenli geçişi sağlayın!

Sosyal medya üzerinden ‘Safe Passage Now’ (Güvenli geçiş şimdi) sloganı altında birleşen mülteci hakları savunucuları, geçtiğimiz gün birçok ülkede eş zamanlı olarak sokağa çıktı. Devletlere seslenen aktivistler, “Daha fazla ölümün yaşanmaması için sınırları açın, güvenli geçişi sağlayın!” dedi.

Avrupa devletlerinin sınır politikalarını eleştiren aktivistler, Ege Denizi’nde devam eden mülteci ölümlerine karşı devletlerden, mültecilere uluslararası anlaşmalardan doğan hakların verilmesini talep etti. ‘Mülteci Hakları için Avrupa Yürüyüşü’ hareketi (European March for the Refugees Rights) kısa sürede birçok ülkede ses getirdi. Sosyal medya üzerinden örgütlenen mülteci hakları savunucuları Türkiye’de ise Muğla, Ankara ve İzmir’de eylem yaptı.

İzmir’de Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde toplanan aktivistler, 6 dilde mülteci haklarını savunan dövizler ve mülteci dramını anlatan fotoğraflar taşıdı. Basın açıklamasını grup adına okuyan Mülteci-Der gönüllüsü İrem Somer, “Avrupa devletlerinin sınır politikaları mültecilerin göç yollarında ölmesine sebep olmaya devam ediyor. Sadece 2016 yılında 324'ü Ege Denizi'nde olmak üzere 418 mülteci insan onuruna yakışır bir hayat sürebileceklerine inandıkları Avrupa ülkelerine giderken yolda yaşamını yitirdi. 2015 yılının Ocak ve Şubat aylarında ise Ege Denizi’nde 9 mülteci hayatını yitirmişti” ifadelerini kullandı.

KALE DUVARLARI YÜKSELİYOR

Yaşanan ölümlere rağmen Avrupa devletlerinin sınırları açmak yerine kapattığını söyleyen Somer, “Kale duvarlarını yükseltmeye devam ediyorlar. Her defasında demokrasi söylemlerinde bulunan Avrupa, mültecilerin kendi sınırlarına gelmesini engellemek için hukuku, çok önemsediği insan haklarını ve uluslararası sözleşmeleri ayaklar altına aldı. 29 Kasım AB-Türkiye Zirvesi ile başlayan pazarlık, sonrasında gerçekleştirilen ikili toplantılar ile daha da derinleşiyor. Türkiye bazı TC vatandaşlarına sağlanacak vize serbestliği, durma noktasındaki AB katılım süresinin yeniden canlandırılması ve 3 Milyar Avro karşılığında geri gönderme anlaşmasının uygulama tarihini öne çekmeyi ve sınırlarda ekstra önlemler almayı kabul etti. Buna ek olarak, Almanya ve Türkiye, NATO gemilerini denize çağırarak, güvenlik arayışındaki mültecilere karşı askeri önlemler almaya başladı. Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını koruyan Frontex ile birlikte çalışacağı duyurulan NATO’nun ne tür faaliyetler yapacağı ise hala bir netlik kazanmadı. Balkan ülkeleri kendi aralarında toplanıp kontrolsüz mülteci akışının suç riski, terörizm gibi olayları arttırdığını, bu yüzden mültecilerin kendi ülkelerine en yakın ülkede kalması gerektiğini belirten bir deklarasyona imza attılar. Bulgaristan Meclisi de Türkiye sınırına asker gönderilebilmesi için Silahlı Kuvvetler ve Savunma Kanunu’nda değişiklik öngören yasa tasarısını onayladı” dedi.

ŞART ARANMAKSIZIN KAPILAR AÇILMALI

Geçişleri engellemeye yönelik tüm bu önlemlerin daha büyük insanlık facialarına yol açacağını belirten Somer basın açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Tekrar dile getiriyoruz! Sınırları açın güvenli geçişi sağlayın! Açık kapı politikası ile gurur duyan Türkiye’nin, sınır politikasındaki sınırları kapama yönündeki değişiklikler de endişe vericidir. Son dönemlerde özellikle Suriye’nin kuzeyinde yaşanan çatışmalar nedeniyle Türkiye sınırına gelen 100 bine yakın kişi sınırın Suriye tarafında güvenli olmayan bölgelere kurulan kamplarda bekletiliyor. İnsan hakları örgütlerinin bölgeden yaptıkları açıklamalara göre, yalnızca çok acil tıbbi yardıma ihtiyacı olanların geçişine izin veriliyor. Yine aynı kurumların verdiği bilgiye göre, güvenlik güçleri sınırdan geçmeye çalışan insanlara ateş ediyor, yaralanma ve ölümlere sebep oluyor. Bizler mülteci hakları savunucuları olarak Avrupa ve Türkiye’ye sesleniyoruz! Temel insan haklarına aykırı bir şekilde mültecilere kapılarını kapayan Avrupa ve Türkiye, bir an önce güvenli geçişi sağlayacak çözümler bulmalı, sınırına gelen mültecilere herhangi bir şart aramaksızın kapılarını açmalı ve mülteciler için gerekli insani yaşam standartlarını sağlamalıdır.”

Grup basın açıklamasından ardından sessiz eylemlerini devam ettirip, dağıldı.

Haber Merkezi