Şirketlere 8 maddelik ‘itibar’ önerisi

Koronavirüs nedeniyle yaşanan zorlu süreci en az kayıpla atlatmanın yollarını arayan firmalara, krizi fırsata çevirecek ve itibar artıracak öneriler geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Başkanı Doç.Dr. Selin Türkel, tavsiyelerini 8 maddede sıralayarak, “Kriz döneminde, topluma yaratıcı katkılar sağlayan firmalar itibar ve güç kazanacak. Firmalar bunları yaparken fırsatçı görünmemeli, samimiyet oluşturmalı. Gerekirse, rakipleriyle iş birliği yapmaya da açık olmalı” diye konuştu.
Doç.Dr. Selin Türkel, dünya genelinde normalleşme adımlarının atılmasının yanı sıra salgınla mücadelenin de aralıksız devam ettiğini hatırlatarak, ulusal ve uluslararası kurumların itibar yönetme süreçleri ile geleceğe yönelik planlarının değiştiğine dikkat çekti.
Şirketlerin, kurumsal itibarlarını geliştirmek için dayanışma ve sosyal fayda odaklı davrandığını söyleyen Doç.Dr. Türkel, “Firmalar, markalarının sadece bir ürün ya da hizmetten oluşmadığını, vaatleri ve hikayesi ile paydaşların zihninde yer aldığını unutmamalı. Yöneticiler, topluma ulaşmak için hangi kanalları kullandıklarını gözden geçirmeli. Zamanın ruhuna uymayanları yeniden yapılandırmalı. Bugün, zamanın ruhu ‘dijitalleşme’ ve ‘çeviklik’. Ancak dijitalleşmek, sadece sosyal medyada varlık göstermek olarak düşünülmemeli. Firmalar, markalarının geçmişinden gelen ve bugün oluşan verileri kayda almalı. Süreç bütüncül olarak ele alınmalı, ‘büyük veri’ oluşturulmalı ve bu doğrultuda yönetim sağlanmalı. Büyük veriyi yönetmenin en önemli yolu da başta müşteriler olmak üzere çalışanların, tedarikçilerin, medyanın, üniversitelerin ve yerel toplulukların taleplerini doğru anlamaktan geçiyor” dedi.
HATA YAPARSANIZ PANİĞE KAPILMAYIN
Doç.Dr. Türkel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Firmalar, paydaşların markadan beklentilerini önem sırasına göre listelemeli. Bu beklentileri, hangi etkili unsurlarla yönetebileceklerinin planını yapmalı. Kriz dönemlerinde en önemli beklenti, markanın karşılık beklemeden topluma bir şeyler vermesidir. Ayrıca firmalar, zorlu süreçte rakipleriyle iş birliği yapmaktan da çekinmemeli. Paydaşların içgörüsüne uygun adımlar atılmalı. Firmalar bunları yaparken fırsatçı görünmemeli, samimiyet oluşturmalı. Topluma moral verecek uygulamalara öncelik vermeli. Şirketler, sadece uygulamada değil, yaptıklarının iletişiminde de aktif olmalı. Bu süreçte iletişim uzmanlarından destek alınabilir. Firmalar, böylesine zorlu bir süreçte söylem ya da projelendirme noktasında hata yapılabilir. Böyle bir durumda panik yapılmamalı. Hatalar ve düzeltme eylemleri de açıkça paylaşılmalı.”
MADDE MADDE TAVSİYELER

• Markanızın sadece bir ürün ya da hizmetten oluşmadığını, vaatleri ve hikayesi ile paydaşların zihninde yer aldığını unutmayın.
• Dijitalleşmeyi sadece sosyal medyada varlık göstermek olarak algılamayın. Markanızın geçmişten gelen ve bugün oluşan verilerini kayda alın.
• Başta müşteriler olmak üzere çalışanlar, tedarikçiler, medya, üniversite ve yerel toplulukların beklentilerini iyi kavrayın.
• Paydaşların markanızdan beklentilerini önem sırasına göre listeleyin. Bu talepleri, hangi etkili unsurlarla yönetebileceğinizin planını yapın.
• Kriz döneminde en önemli beklenti, markanın karşılık beklemeden topluma bir şeyler vermesidir. Fırsatçı görünmeyin, samimiyet oluşturun.
• Dayanışma ve sosyal fayda odaklı projeler geliştirmeye özen gösterin.
• Rakip firmalarla iş birliğine açık olun.
• Hata yapmanız durumda paniğe kapılmayın. Hatanızı ve düzeltme eylemlerinizi açıkça paylaşın.

Haber Merkezi